Hatırlatma
Bekle ben bakarım." Yerimden kalkıp yavaşca kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle gözlerim şokla açılmıştı."Hyunjin!?"
__________________________
"Ee şey, selam!" Dedi ensesini kaşıyarak. Doğal olarak şaşırmıştım. Ben okulda felan söyler diye düşünmüştüm.
Gözlerini merakla açıp "beni içeri almayacak mısın?" Dedi. Özür dileyip elimle içeri girmesini işaret ettim.
Hyunjin tekli koltuğa oturmuştu, ben ise tam karşısındaki koltuğa oturdum. "Kusura bakmayın rahatsız ettim, geçmiş olsuna geldim."
Heyecandan terleyen avuçlarımı hızlıca pantolonuma sildim. "Çok iyi yapmışsın!" Dedim titreyen sesimle. Hızlıca jisung'a döndüğümde sırıtarak ikimizi izlediğini gördüm, şerefsiz! İnsan bi arkadaşına yardım eder!
"İyi misin peki? Revirde kötü gözüküyordun." 32 dişimi gösterip gülümsedim "evet iyiyim, teşekkür ederim sorduğun için! Peki sen burayı nasıl buldun?"
Hyunjin sırıtıp "Biz onu söyleyemiyoruz." Diyince üçümüzde hyunjin'in dediği şeyle kahkaha atmıştık. Hyunjin gülmesi arasında "sınıf arkadaşından aldım, sorun olmaz değil mi?"
İki elimi hızla iki yana sallayıp "ne sorunu canım, tabii ki bir şey olmaz." Neden hyunjin'i gördüğümde mala dönüyordum. Açıklama bekliyorum.
Hyunjin jisung'a dönüp "ee sen neler yapıyorsun jisung?" Dedi. Jisung arkasına yaslanıp "hayat bir şekilde geçiyor be enişte!"
Dediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açılırken, parmağımla jisung'un bacağını cimcikledim.
Hyunjin sorgulayıcı bir şekilde "Enişte derken?" Diye sordu. Haklıydı tabii çocuk neye uğradığını şaşırdı.
ALLAH BELANI VERSİN JİSUNG GÖTÜNE ŞU DİREK GİRER İNŞALLAH.
"Hahahaha bak sen şu işe ya, Allah söyletti demek ki!" Jisung'un söylediği cümle ile sinirim seviyem kat kat artmıştı.
Sinirle dişlerimin arasından konuşarak "jisung canım arkadaşım! İstersen sen hyunjin'e bir bardak su getir, susamıştır!"
Jisung sinirli olduğumu anlayınca hızlıca mutfağa gitti. Yüzümü geri hyunjin'e çevirip "kusura bakma, her zamanki jisung ve mallıkları."
Hyunjin gülerek "sorun değil, tatlı."
Tatlı mı, ALLAH BELANI VERSİN JİSUNG GÖTÜNE ŞU AĞAÇ GİRER İNŞALLAH.
"Evet, ama ben daha tatlıyım!"
Mallığıma şapka çıkardım
🧢🧢Hyunjin tatlı bir şekilde gülüp "ona ne şüphe zaten."
artik ölebilirim, AL BE CANİMİ ALLAH'IM BE
"Aww yanakların pembe pembe daha tatlı oldun KİYOWOO!" Dediği şeyle yanaklarım daha çok kızarırken, elimle yüzümü saklamaya çalıştım.
Jisung mutfaktan çıkıp koşarak yanımıza geldi. İki kolunu iki yana açıp "surprise bitch!" Diye bağırdı.
ALLAHİM BENİ KÖR ET KÖR!
"Lan jisung, bi götünün üstünde dur amina çakmim!" Evde hyunjin'in olduğunu hatırlayıp hızlıca ona döndüm.
"Yani öyle demek istemedim! Şey demek istedi-"
"Merak etme jeongin, küfür etmeden rahatsız olmadım. Benim arkadaşlarımda çok fazla ediyor, sorun değil yani."
Utanarak kafamı sallayıp jisung'a 'hyunjin gitsin senin ağzına sıçıcam' bakışı atıp geri döndüm.
**
Yaklaşık aradan 20 dakika geçmişti, hyunjin ayağa kalkıp "ben artık gideyim." Bende onunla birlikte ayağa kalkıp "biraz daha kalsaydın?!""Sağol gerçekten, sohbet çok güzel bırakmak istemezdim ama işim var biraz."
Kafamı sallayıp kapıyı açtım. "Tekrardan gel olur mu?" Hyunjin gülümseyip "tekrar geleceğimden emin olabilirsin."
______________________
Viyşş bu nasıl bölüm böyle
Ee nasıl buldunuz bölümu
Biraz aceleye yazdım amaUmarım beğenmişsinizdir sizleri çooook seviyorummm bebeklerim oy ve yorum yapmayı unutmayın görüşürüzzzz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo And juliet~°Hyunin
FanfictionSeoul American High School lisesinde Romeo ve Juliet tiyatrosu başlar. Hyunjin bu oyunda Romeo seçilir ve Juliet seçme hakkı ona verilir. Peki hyunjin hoşlandığı kız Da-Eun'mu seçecekti yoksa kendisinden hoşlanan Yang jeongin'imi.. Yan Shipler Chang...