"jisung kalk lan!" Diye bağırdım. Jisung rahatsız olmuş bir şekilde gözlerini açıp "ya ne var!?" Dedi.
Gözlerimi devirip "aptal okula gideceğiz kalk." Dedim. Hızlı adımlarla odadan çıkıp kendi odama girdim.
Dolaptan kıyafetlerimi alıp hızlıca üzerime geçirdim. Bugün Juliet seçmeleri vardı, ve bende girecektim.
Hafif yüzüme makyaj yapıp, saçlarımı kıvırdım. Kıvırcık saç bana gerçekten yakışıyordu, taş gibiyim taşş!
Odadan çıkıp jisung'un odasına girdim. Koluna çantasını takıp hızlıca kapıya doğru ilerledik.
Altıma Converse giyip asansör düğmesine bastım. Asansör geldiğinde içeride minhyuk hyung vardı. Jisung ve ben saygıdan eğilip selam verdik.
"Selam hyung, nasılsın?"
Minhyuk hyung gülümseyip "iyiyim çocuklar siz?" Jisung hızlıca atlayıp "hiç iyi değiliz ya saat 7'de karga bokunu yemeden okula gidiyoruz!" Diye söylendi.
Minhyuk hyung kahkaha atıp "ah şu gençlik, o zamanlarıma dönmek isterdim." Dedi.
Asansörden inip koşmaya başladık o sırada minhyuk hyunga bağırdım. "Hyung! Okula geç kaldık sana görüşürüz!" Diyip el salladım.
O da el sallayıp önüne döndü. Sonunda durağa ulaşmıştık, şanslı gundeydik ki otobüs hemen gelmişti.
10 dakika yolculuktan sonra okulun içine girdik. Jisung'un ani bağırmasıyla yerimden sıçradım "Lan jeongin! Bugün senin seçmeler var! Ben de niye bu kadar süslendin diye düşündüm. Orospu oldun diye çok korktum." Dedi.
Kafasına bir tane vurup "adam ol jisung seni çıktığın yere geri gönderirim!" Dedim. Sınıfa girip yerimize oturmuştuk.
Arkamı dönüp seungmin'e baktım "günaydın seungmin!" Dedim. Seungmin gülümseyip "sizede günaydın, annem size yemek yaptı öğle arası yiyelim." Dedi
Jisung yemeği duyduğu an arkasına dönüp başka bir varlığa dönüşmeye başladı. "Nerde? Hani yemek!? Nerede? AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA!"
Sonunda dönüşümünü tamamladığında seungmin'e dönüp "doktor kendi haline bırakın dedi." Dedim.
Jisung geri yerine oturmuş bize dönmüştü "ya biz grup kuralım mı?" Dedi. Şaşkınla gözlerimi ayırıp "jisung ilk defa beynin çalıştı!" Diye bağırdım.
Gözlerim dolarken "sanki çocuğunun ilk adımlarına sevinen anne gibi gururluyum!" Dedim.
Seungmin'in gülmekten göz yaşları akarken sınıfa hocanın girmesi ile hepimiz ayağa kalkmıştık.
Dersimiz resim yani taehyung hoca giriyordu. "Evet çocuklar bugün hayatınızı anlatan bir çizim yapacağız bu iki ders bitsin toplayacağım." Dedi ve yerine oturdu.
Çantamdan bir tane a4 kağıdı çıkarıp iki tane el ele tutsan çöp adam çizip ortalarına ise kırmızı bir kalp eklemiştim.
İşte sanat budur kardeş!
Bu iki kişi ben ve hyunjin'di. Burada bile mükemmel bir çift gibi duruyorduk. Önümdeki yeonjun'a baktığımda kağıdında kocaman bir bok çizimi gördüm. İyi düşünmüş şerefsiz!
Kalkıp resmimi hocaya verdim. Hoca Side eye bakış atıp "çocuğum bu ne yavrum?!" Dedi. Panikle "hocam jungkook hoca ile sizi çizdim!" Dedim.
Taehyung hoca sırıtıp "aferin koçum! Bu yoldan devam. Olacağız umarım." Dedi.
"Hocam şey bir de ben lavaboya gitsem?" Hoca kafasını salladığı an sınıftan tüymüştüm.
Lavaboya girdiğimde ellerini yıkayan Hyunjin ile karşılaştım. Heyecanla gülümseyip "selam hyunjin!" Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo And juliet~°Hyunin
FanficSeoul American High School lisesinde Romeo ve Juliet tiyatrosu başlar. Hyunjin bu oyunda Romeo seçilir ve Juliet seçme hakkı ona verilir. Peki hyunjin hoşlandığı kız Da-Eun'mu seçecekti yoksa kendisinden hoşlanan Yang jeongin'imi.. Yan Shipler Chang...