Taeko ile odunları keserken aklıma Nezuko ile köye iniceğimiz geldi. 2 ila 3 tane daha odun kestikten sonra eve girdim ve Nezuko ile Rokuta'nın kaldığı odaya doğru ilerledim. Her zamanki gibi Rokuta uyuyordu Nezuko da dikiş malzemeleri ile pembe Haorisinin yırtılan kısmını dikmek ile meşguldü. Olabildiğince sessiz yürümeye çalışarak Nezuko nun yanına oturdum ve başımı omzuna yasladım. Nezuko ise geldiğini farkederek elindekileri bırakıp saçımı okşamaya başladı
"Abi?"
"Efendim Nezuko?"
"Ben sen hastayken tek başıma köye indiğimde köyün rahibi bana bir şeyler söyledi"
"Ne söyledi Nezuko?"
"Mutluluk kaybolmadan önce kan ve çürük yumurta kokusu alınırmış"
"Rahip söylediğine göre bir bildiği vardır kardeşim"
"abi bugün köye inicekmiyiz?"
"Evet Nezuko, ama sen gelmek zorunda değilsin, yani fazla odun var ve diğer günlere nazaran fazlaca yorulabilirsin"
"Olsun abi ben gelmesem sen yorulacaksın"
"Nezuko, Tanjiro!"
"Efendik anne!?"
"Bugün köye inmek zorunda değilsiniz hava soğuk ve hasta olabilirsiniz"
"ama anne abimin bana sözü vardı"
"Anne biz gidelim bu akşamı sıcak geçirelim"
"Hem Rokutaya söz verdiğim şekeri de alırız değilmi Nezuko?"
"Evet"
"Öyle olsun, Dikkatli gidip gelin! Tanjiro kendine ve kardeşine dikkat et!"
"Akşam görüşürüz!"
"Abi?"
"Efendim"
"Köye indiğimizde önce Rahibin yanına gidebilir miyiz?"
"Sana söylediği hakkında daha ayrıntılı konuşmak istiyorsun değilmi?"
"Eve-Abi! Dur!"
"Nezuko ne oldu"
"Ses... Biri var!"
"Evet çok farklı bir koku"
"Ormanın içinde ağlama sesleri geliyor!"
"Arkama geç!"
Nezukoyu arkama alıp ormanın içine doğru yavaş ama temkinli adımlar ile ilerlemeye başladık. Başta sadece koku alabiliyırken şimdi sesleri de duymaya başladım
"SANA GÜVENMEKTE HATA ETTİM DOMUZ KAFALI"
"BEN BURALARDA BÜYÜDÜM BANA GÜVEN"
"SANA GÜVENDİKTE NE OLDU SANKİ!?"
Karşımızdaki sarı saçlı oğlan hem bağırıyor hemde ağlıyordu. Onun yanındaki domuz şapkalı oğlan ise bıraları bildiğini ve kaybolmadıklarını öne sürüyordu. Birazdaha yaklaşınca dengemi kaybedip Nezuko ile yere pat diye düştük çıkan gürültü ile 2 oğlan aynı anda bize döndüler.
"SEN KİMSİN BE!? NASIL LORD İNOSUKE'NİN KARŞISINA BU KADAR GÖSTERİŞSİZ ÇIKABİLİRSİNİZ!?"
"Az kibar ol lan"
"Zaten senin yüzünden burda kaybolduk"
"Kaybolduysanız eğer sizi gideceğiniz yere götürebiliriz"
"LORD İNOSUKE YARDIM İSTEMEZ. Amaa bu seferlik kabul edebilirim"
"Harika o zaman gidelim!"
Dedi Nezuko neşeli bir şekilde. Nezuko hep güler yüzlü ve nazik biri olmuştur kimseye bir kötülüğünü görmedim. İnsanlar ile iyi anlaşan sosyal bir kelebektir o. Ben bu şekilde düşünürken İnosuke ve Zenitsu'nun gidecekleri yere doğru ilerlemeye başladık saat geç olmuştu her yer karanlıktı. Şuan tek ışık kaynağımız elimde ve inosuke'nin elimde olan fenerlerdi
"Tanjirouu çok geç oldu başka zaman devam etsek yolumuza"
"Salak gecenin bu vakti nerde kalıcaksın seni malikaneme almam"
"Pfff İnosuke senin maliken yok bir kere"
"Ah isterseniz sizi evime davet edebilirim"
"Evet evet çok iyi olur hem kardeşlerimiz ile tanışmış olursunuz"
"Ben gelirim açım zaten"
"Lord bunu kabul etti"
Şuan köyün çıkış sınırlarındaydık yani eve çok uzaktık vardığımızda şafak vaktine yakın olacağını tahmin edebiliyordum. Şu son zamanlarda iblis ve iblis avcıları konusu ortalıklarda geziniyordu. Duyduğuma göre iblisler insan eti ile besleniyorlarmış iblis avcıları ise her gece çeşitli bölgelere dağılıp orda bulunan iblisleri acımasızca katlediylarmış. Vaay be insanların hayatını kurtarmak çok havalı.
"Abi dur! Sizde durun"
"Nezuko? Ne oldu"
"Abi evden sesler geliyor"
"Hangi ev söyle Lord İnosuke halletsin"
"Bilmiyorum çok ses var"
Aldığım kan kokusu ile ilerlemeye başladım Nezuko ve diğerleri peşimden geliyorlardı ilerledikçe evime yaklaşıyordum bir süre sonra koşmaya başladım . Fakat gördüğüm manzara ile neredeyse dünya başıma yıkılmıştı. Kapının önünde cansız bedeni ile yatan Taeko ve evin içinde kanın gövdeyi götürdüğü manzara
...
Oturuyorduk dördünüz bir ağacın dibinde oturuyorduk İnosuke ve Zenitsu uykuya dalmışlardı bende karşımdaki ağaca boş boş bakıyordum. Ağlamadım ailemin evde ölü bedenlerini gördükten sonra ağlamadım ağlayamadım, birley hissetmiyordum boştum bomboştum. Benim aksine Nezuko saatlerdir içli içli ağlıyordu yapabildiğim tek şey ona sarılmaktı ne söylesem faydası yoktu bu acı bu boşluk ve eksiklik hissi geçmezdi azalırdı yada biz onun üstünü örtüp rafa kaldırırdık. Nezuko'nun ayaklanması ile bende kalktım Nezuko biraz yalpaladıktan sonra yere düşmüştü bende onun yanına gittim gözleri kapalıydı biraz sarstım ama uyanmıyordu ne olmuştu neden bayıldı??
"Aaaaaghh YARDIMA İHTİYACINIZMI VAR?"
Koşarak yanımıza gelen pembe daçlı kadın oldukça endişeli görünüyordu gözlerim arkasından gelen siyah saçlı boynunda beyaz yılan olan adam da geliyordu. İçimden bir ses Nezukoyu korumamı söylüyordu. Bende o an uydum ve Nezukoya daha sıkı sarıldım.
"BENİM İLİNİN OLMADAN ARKADAŞLARIMIZA YAKLAŞAMAZSINIZ!"
"Ah galiba yanlış anlaşıldım"
"Bakın Konroji'nin kötü bir amacı yok"
"NEDEN GELDİNİZ?"
"İnosuke azıcık kibar olmayı deneyemezmisin?"
"OLMAZ KONU ARKADAŞI-"
"KONU ARKADAŞINIZSA BIRAKINDA DURUMUNA BAKALIM!"
"İguro-san sakın olmalısın"
"İnosuke haklılar hiçbirimiz Nezukoya ne olduğunu bilmiyoruz"
(...)
Oy vermeyi unutmayınn💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon Slayer (2. Versiyonu)
Science Fiction"Abi ben sen hastayken tek başıma köye indiğimde köyün rahibi bana bir şeyler söyledi" "Ne söyledi Nezuko?" "Mutluluk kaybolmadan önce kan ve çürük yumurta kokusu alınırmış" "Rahip söylediğine göre bir bildiği vardır kardeşim" "abi bugün köye inicek...