Bana öyle bakma

592 62 36
                                    

" Minho son kez söylüyorum fazla samimiyete gerek yok. Hatta mümkünse sen konuşma. Saatleri ayarlayın gitsin"

-

" Selam, Choi Beomgyu ben"

"Lee Minho"

Minho karşısındaki çocuğun uzattığı elini sıkıp derin bir nefes aldı. Şu ana kadar gayet mutluydu fakat birden stres basmıştı. İkili karışıklıklı oturduğunda Chan da Minho'nun yanına geçti.

" Choi Beomgyu sana bahsettiğim arkadaş Minho. Mimarlık birinci sınıf öğrencisi, bir sebepten dolayı üç aydır üniversiteye gidemedi onun eksiklerini kapatabilir misin?"

"Yani, planlı ve biraz sık çalışırsak hallederiz değil mi bay Lee?"

"Evet"

Minho onu sessizce onayladığında Chan tekrar söze girdi

"Güzel hangi saatlerde gelebilirsin?"

"Günlük olarak çalışalım cumartesi pazar gelmeyeceğim. Hafta içi öğlen on ikide gelirim başlarız. Dört ya da beş gibi de dersi bitiririz uyar mı?"

"Uyar uyar. Tamamdır o zaman pazartesi başlıyorsunuz. İyi akşamlar sana"

Üçlü ayağa kalkıp kapının önüne gelmişlerdi. Beomgyu son kez arkasına dönüp samimiyetten uzak bir gülümseme sundu

"İyi akşamlar Bay Bang ve Bay Lee"

"İyi akşamlar-"
Minho sözünü tamamlamadan Chan kapıyı kapatmıştı.

"Bu kadar kaba olmak zorunda değilsin "

Chan omzunu silkti

"İyi akşamlar dilemek zorunda değilsin "

"Madem onu sevmiyorsun neden ona söyledin ki?"

"Hiç tanımadığım birindense kardeşimin uzaktan tanıdığı biri daha iyi bir fikir geldi."

"Ahh seni gerçekten anlamıyorum "

"Anlarsın aceleye gerek yok"
Chan, Minho'yu arkasında bırakarak mutfağa gittiğinde Minho sinirli bir nefes aldı.

"Odun herif"
Minho'nun sözlerini duyan koruma kendini tutamamış ve gülmüştü. Minho onu duyup döndüğünde koruma ciddilesti. Minho ise söze devam etti

"Hayret duyguları olan biri var burada. Çok geç olmadan kaç kurtar kendini derim, insan burada kafayı yer"

İç çekip odasına gidecekken Chan'ın sesini duydu.

"Lee Minho buraya gel"

Minho çıktığı merdivenleri geri dönerken az önceki korumaya baktı

"Al bak uyumaya bile gidemiyorum"

Koruma onun bu hâline tebessüm ederken Minho mutfağa girmişti.

" Ne oldu yine?"

"Otur yemek ye"

" Yah bana emir verip durma ya! Sıkıntılı mısın sen?"

"Otur dedim"
Minho ona göz devirip yanındaki sandalyeye oturdu. Önüne konulan yemeği azar azar yerken üstünde hissettiği bakışlar ile rahatsızca kıpırdandı. Daha sonra ise sıkıntılı bir nefes alıp başını kaldırmadan konuştu

"Bana bakma"
Daha sonra ise sessiz bir gülüş duydu.

"Ben ne zamandır senden emir alıyorum?"

"Bana bakma lütfen"

"Neden?"

"Bakma işte ya, neden bakıyorsun"

"Canım istiyor"
Minho gözlerini kapatıp çatalı masaya koydu ve başını kaldırıp ona bakan Chan'a döndü

Apologies/ Minchan - Banginho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin