"Kan dökülmesini seven bir millet olmasak da söz konusu vatan olduğu zaman Dünya'nın bile şah damarını kesebilecek bir güçteyiz."
~Muhsin Yazıcıoğlu
Şarkılar:
Mabel Matiz - Sultan Süleyman***
Bugün yeni bir gündü. Gözlerime vuran aydınlık ne kadar rahatsız edici olsa da uyanmak istemediğim için bunu umursamıyordum.
Parmaklarının üstünde yavaş yavaş yürüyen birinin sesini duymuştum. Bana doğru yaklaşıyor eli saçlarıma doğru gidiyordu ki,
elini tuttuğum da yatakta doğrulup onu yere düşürmem bir oldu. Gördüğüm yüzle olduğum yerde kala kaldım. Bu Hayati'nin ta kendisiydi. Şimdi karşımda yerde duruyor, elini tutuyordu."Lan kızım ne yapıyorsun ya?"
"Asıl sen ne yapıyorsun?"
"Saçında toz vardı. Kaç dakikadır dikkatimi dağıtıyor onu alacaktım."
"Lan saçımda ki tozdan sanane."
"Huyum böyle ne yapayım?"
"Huyun kurusun Hayati. Rahat bırak beni uyuyayım."
Yatağa geri yattım. Yorganı üstüme çekip arkamı döndüm. Hayati yerden kalkıp söylenmeye başladı.
"Ne uykucuymuşsun be sende. Fosur fosur uyuyorsun. Gece de uyutmadın zaten. Horlamaların batsın."
Horlamış mıydım? Hadi ordan canım ben horlamam. Ona doğru döndüm. Yatağına oturmuştu.
"Ben mi horluyorum?"
"Yok rahmetli büyükannem."
"Yalan söyleme bi kere ben horlamam."
"Bal gibi horluyorsun."
"Lan yürü git."
"Ayı bile bu kadar horlamıyordur."
"Ne dedin sen?"
"Uyu hadi uyu. Zaten çok derin uyuyorsun."
"Uykum derindir ama ben çeviğimdir."
"Gördük az önce. Elimi kırıyordun. Ne sert elin varmış seninde anasını satayım."
"Dikkat et bi dahakine kafanı kırmıyım."
"Şakacı seni yine yaptın günlük şakanı."
"Saat kaç?"
"Sekiz buçuk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA
Action"Dön arkanı asker." duyduğum sesle ensemde silahın namlusunu hissetmem bir oldu. İşte şimdi başlıyoruz.