Multimedya: Sarıhan Konağı
Saat gece vakti 4'ü geçiyordu. Ben ise oturduğum koltuktan hâlen ona bakıyor, uyanıp bir şey söylemesini bekliyordum. Ortam sağır edici bir sessizliğe bürünmüştü. Yorgundum, ama ona ulaşmak gözüme hiç bu kadar yakın görünmemişti.
Ara ara sanki bir şey söyleyecek gibi oluyordu fakat bu sadece bir yanılsamaydı. Belki de yine o saçma kabuslarımdan birinin içindeydim. Yine de bekleyeceğim. Uykuya dalmamam gerekiyor, uykuya dalmamam gerekiyor...
Bunu içimden dakikalarca yaptım. Hatta belki saatlerce. Ne kadar oldu tam kestiremesem de duyduğum sesin karşısında aniden irkildim. Beklediğim vakte değecek gibiydi. Çünkü sonunda sesini duymuştum. Kardeşim... Hayattasın.
–
"Çek ellerini." dedim kollarının arasından hızlıca ayrılırken. "Ne istiyorsun?"
Hafifçe ağzı aralandı ve arkamı döndüğümde sırıtışını gördüm.
"Deli kız, sence de ne istediğimi fazla belli etmiyor muyum?"
Şimdi gözlerini tekrar üzerimde hissedebiliyordum. Ellerini bir araya getirdi ve yanımdan ilerleyerek tekrar masaya geçti. Benim de oturmam için işaret etti.
Ona karşı bir süre itaatkar olmalıydım, en azından gerçeği öğrenene kadar. Gerçi ondan gerçekleri duyabileceğimi ümit etmek bile tamamen beni deli yapan tek şeydi. Aptallıktı. Ama öyle ya da böyle, başka çarem olmadığı kesindi. Masanın öbür ucuna da ben geçtim.
"Şimdi güzelce yemeğini yiyorsun. Bu sefer ikiletmeden. Bunu görmediğim sürece ağzımdan tek bir kelime alabileceğini düşünme." Bu sefer epey ciddi görünüyordu. O sinir bozucu aylak tavırlar en azından kalkmıştı üzerinden.
İstediğini çok beklemeden verdim ona. Tabağımda ismini dahi bilmediğim bir zengin işi yemeği olsa da tadı göründüğü kadar berbat değildi. Peçete yardımıyla dudağımda kalan son yemek kırıntısını da istemsizce sildikten sonra artık onu izlemeye başladım.
Anlatacağı şeylere gerçekten hazır hissediyor muydum emin değildim. Ama öğrenme arzumu bastıramıyordum işte.
Sonunda o da yemeğini bitirdikten sonra bir süre öylece bekledik. Kolundaki saati kontrol etti. Hafif kıvrılmış olan gömlek kolunu da düzelttikten sonra sonunda konuşmaya başladı.
"İstediğin zaman çok uysal biri oluyorsun, bak."
"Biliyor musun, sen de hiç konuşmadığın zamanlar daha çekilebilir biri oluyorsun."diyerek karşılık verdim ben de ani bir çıkışla.
Bunun üzerine kahkaha attı. "Komik olan ne?" dedim tekrar lafa girerek.
"Hiç... Sadece bana olan bu gereksiz öfken hoşuma gidiyor. En azından bana karşı bir duygu hissedebiliyorsun. Hiçbir şey hissetmemenden iyidir."
"Sadede mi gelsek? Zaman kaybından nefret ediyorum."
"İstediğin buysa... Şimdi gerçeklere bir teklif ile başlayacağım ve düşünmen için sana vakit vereceğim. Çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum."
"Dinliyorum."
"Benimle evlenmeni istiyorum."
"Ne?!"
"Evet, duydun işte. Ben de bunun karşılığında kardeşinin hasta masraflarını kapatacağım. Ona daha iyi bir yaşam sunacağım. Ne diyorsun?"
"Lanet olsun! Kardeşimi nasıl öğrendin?!"
"Fazla zor olmadı, baban öttü."
"O hayatta mı? Lütfen bir şey söyle."
"Şimdilik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (Mafya Zoraki Evlilik)
RomanceHer zaman olduğu gibi sıradanlaşmış bir sabaha uyanan Açelya Dinçer, babasının işi dolayısıyla bir adam ile tanışmak zorunda kalır. Bu tanışma, onun için anlık olsa da aslında ömür boyu gerçeğe dönüşecek bir kabusa adım atmaktadır. Onun aşkıyla deli...