Bölüm - 9 | Siyah ve Beyaz

498 14 15
                                    

Multimedya: Düğün Günü

O bunu söylediğinde göğsümün tam ortasına bir bıçak saplanmıştı âdeta. Gözlerindeki kıvılcımların her biri hâlen yüz çizgilerimi takip ediyor, benden bir cevap bekliyordu.

Yaptığı onca şeyden sonra, yaşadıklarımızdan sonra bu teklifi kabul etmek asla mantıklı bir cevap olmayacaktı. Reddetmek de öyle...

Evet, belki de en boktan günlerimi yaşıyordum ama tekrar doğuşumu gerçekleştirebilmek için bana göre bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.

Ailem... Annem ve babamın korkunç ölümlerinin tek suçluları onlardı. Hayatımın bir anlığına kararmasının tek sorumluları... Aklımı kaçırtacak en ufak deliliğimin sebebi bu insanlardı. Ve şimdi hepsi hayatlarından öyle memnun, öyle keyifli ki...

Ve ben de artık gözümü bile kırpmadan, hepsinin hayatlarına zulüm ve karanlıktan küçük kesikler bırakacağım.

Onları sırtlarından bıçaklayacağım ve bundan üzüntü duymayacağım.

Gözümü öyle hırs bürümüştü ki... Ruhunun derinliklerini örten karşımdaki bu adamın zehri artık bana da bulaşmıştı.

Ve şimdi tek düşünebildiğim şey intikam ateşimdi.

Bu ateşin kapısı ise iki kişiye sonuna kadar açıktı: Demir Sarıhan ve Bora Akyüz.

Onun, Demir'in adını hatırladığımda sıkışan kalbimin biraz daha gevşediğini hissetmiştim.

Aynı öfkeyi ona da beslemem gerektiğini biliyordum çünkü sonuç olarak o da aynı şeyi yapmıştı. Annemin ölümüne sebep olmuştu ve bana insan gibi bir açıklama bile yapmamıştı. Ama anlamadığım bir şey vardı...

Neden Bora'ya duyduğum bu anî öfke, onda her zaman eğreti duruyordu?

Bütün bunların beni çıkmaza sürükleyeceğini bilsem de aklımı karıştıracak tüm engelleri aşmalıydım belki de.

Onu aşmalıydım.

Ona hissettiğim duygunun yalnızca nefretten ibaret kalması için elimden geleni yapmalıydım.

Kafamı bu kadar kolay karıştırmasına izin veremezdim.

Kendilerini zafere giden hiç bitmeyecekmiş bir rahatlığa kaptırdıkları o büyük gün, zevkle ikisinin de çöküşünü izlemeliydim.

Çünkü bir Dinçer bunu yapardı. Yapmalıydı!

Elime geçen bu büyük fırsatı geri çeviremeyeceğimi şimdi daha iyi anlamıştım.

Bora'nın gözlerine baktım. Günahları kadar kara olan gözlerine... Soğukkanlılığımı korumaya çalıştım. Karşısında derin bir nefes aldıktan sonra onun görüş arazisinden çıkıp masasına doğru ilerlerken cevap verdim:

"Diyelim ki kabul ettim, aklından ne geçiyor? Onu nasıl bitirmeyi düşünüyorsun?"

Bu soru onu biraz oyalamaya yeter diye umuyordum.

Arkamı döndüğümde ben cümlemi bitirir bitirmez koca gülümsemesinin yüzünde yer edindiğini gördüm.

"Akıllı bir kız olduğunu biliyordum. Kabul etmeyecek olsaydın bu konuyla çok da ilgileneceğini zannetmem. Ama..."

Ellerini birbirine sürtüştürüp derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Senin hakkında bir şeyi daha fazla merak etmeye başladım Prenses..."

Bunu söylerken oturduğu bölümden doğrularak büyük adımlar ile tekrar bana yaklaştı ve bu sefer tam karşıma geldi.

Yüzünü bana biraz daha yaklaştırıp kollarını iki taraftan, belimin çevresinden masaya sabitlemişti.
Beni masayla arasına aldı.

BEDEL (Mafya Zoraki Evlilik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin