madde 2

70 10 33
                                    


madde 2: izlediği şeyler önemlidir.

-

gilmore girls'ü ilk defa izlediğimde mevsimlerden sonbahar, aylardan ekim'di ve kafamın içinde dönüp dolaşan bir kim taehyung'a sahiptim. dramalar prensi ve jane austen hastası kim taehyung romantik klişelere bayılır. ayrıca estetiğe de çok önem verir.

sonbahar estetiği, academia estetiği, kitap estetiği, drama estetiği... hepsine sahiptir ve tam bir ‘o çocuk’tur.

gilmore girls'e bayılır.

bunu ilk defa onu kütüphanede gilmore girls izlerken yakaladığımda fark ettim çünkü vov? kim taehyung ders manyağı ve kitap kurduydu. kütüphanede bunlar dışında bir şey yaptığını ilk defa görüyordum ve o da gilmore girls izlediği o andı.

"ne izliyorsun?" arkasından eğilip kulağına doğru fısıldadığımı ve onun da korkup sıçradığını hatırlıyordum çünkü izlediği şeye o kadar odaklanmıştı ki ne beni fark edebilmişti ne de taktığı kulaklıklardan dolayı sesimi duyabilmişti.

kulaklıklarını çıkarıp arkasını dönmüş, beni görünce göz devirmişti. tanışıklığımızın ilk zamanlarıydı ve benden pek de haz etmezdi.

"burada ne işin var?"

"burası halka açık bir kütüphane taehyung."

derince iç çekmişti, "hayır yani tam olarak dibimde ne işin var diye soruyorum." deyip eliyle bulunduğum yeri işaret etti. işaret ettiği yere, bulunduğum konuma baktım. tam sandalyesinin arkasında duruyordum. tekrar ona döndüm.

"seni görünce bir selam vereyim dedim. ne izliyorsun?"

ne izlediğini gerçekten çok merak etmiştim çünkü neye bu kadar dikkatini verdiğini öğrenmek istiyordum. kütüphanede, herkesin ders çalıştığı bir ortamda kim taehyung nasıl olur da dizi izlerdi? hayra alamet değildi.

"dizi." deyip önüne döndü ve kulaklıklarını taktı.

"hangi dizi?" dedim o başlatmadan beni duyabilmesi için.

"gilmore girls."

ne yalan söyleyeyim pek de dikkatimi çekmemişti ama kim taehyung bu kadar seviyorsa bir şans verilebilirdi.

sanırım.

"güzel bir şey mi?" dedim omzunun üzerinden eğilip onunla birlikte izlerken. bana cevap vermedi. o pozisyonda, onunla birlikte biraç dakika izledim. altyazılı olduğu için sesini duyamamam çok da önemli değildi ama bir süre sonra öylece durmak beni yordu.

"sana diyorum? güzel mi? güzelse ben de izleyeceğim." anında ekranını durdurup tek kulaklığını çıkardı ve bana döndü.

"gerçekten mi?" neden bu kadar heyecanlandığını anlayamamıştım.

"evet." dedim normal bir şekilde.

"yani şimdi sen ne tür şeyler izlersin bilmediğim için beğenip beğenmeyeceğinden çok emin değilim."

"orasını boşver. sence güzel mi değil mi onu söyle."

sanırım onu tavladığımı fark ettiğim ilk an bu andı çünkü bu sözlerime baya tav olmuştu.

yutkunup elini saçlarına atarken gülümsemesini saklamaya çalıştığını fark edebilmiştim. resmen onun sevdiği şeylerle ilgilendiğim için sevinmişti.

"bence güzel. ben seviyorum baya." omuz silktim, "tamam o zaman. izlerim ben de."

"hemen başlayacak mısın?" dedi şaşkınlıkla.

kim taehyung'un takımyıldızı rehberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin