My Mother's Friend (GXG) +18

BERABER OLMANIZA İZİN VERMEM

 

“Artık sadece sen varsın”
 “Artık sadece sen varsın”

                                                    ♤♤♤
 Birkaç saat sonra:

“Mary kalk, odama geçelim.” Dedim kucağımdaki Mary’e bakarken . Uyuyakalıp  sabah ise bakıcının böyle görmesini istemiyordum. Mary yarı uykulu bir haldeydi. “Burada kalsak, üşeniyorum.” dedi uykulu bir sesle
 “Taşıyım mı seni?” Dedim gülerek , taşıyamacağımı biliyordum ama yine de dedim. “Taşı” dedi çocuksu bi sesle.  Ufak ufak kıpırdıyordu  kalkamıyım diye iyice sarılmaya çalışıyordu.  Onun bu halini görmek beni mutlu ediyordu onu asla başkasının yanında böyle göremezdim hep ciddiydi ama benimle olurken her halini gösterebiliyordu, değişmemişti.
 Yukarı çıkmamız lazımdı ama böyle sarılmasını da bozmak istemiyordum. Kalkmadım , saçlarını okşamaya başladım. Telefonum çalmaya başlamıştı. Kapatmaya kalkmadım ama ısrarla çalmaya devam etti. “Mary , sen yat” dedim doğrulmaya çalışırken , elimle onun kafasından tutmuştum . Kafası bir anda koltuğa düşmesin diye . Yavaşça bıraktıktan sonra telefonu alıp bahçeye geçtim.

 Doğa arıyor…

Melis : Neden aradın Doğa?
Doğa: Muhasebede bir açık var . Büyük bir açık .
Melis: Muhasebedekilerle halletseydiniz,
Doğa: Raporları verdiler ama açık nerede, nasıl oluştu bilinmiyor.
Melis: Hırsızlık mı yani?
Doğa: olabilir , senin konuşman daha etkili olur , küçük bir para değil Melis.
Melis: Hay Allahım, yarın şu adamları ayarla halledelim şu işi.
Doğa: Mary Hanım’ı çağıralım mı?
Melis: ben söylerim . Kapatıyorum şimdi. Raporları bana da at.

Sinirlenmiştim , çalışanlara  bu kadar güvenmekte hata mı yapıyordum?  Bahçedeki masada duran sigara paketini aldım Bir dal yaktım.
“Kandırılmaktan nefret ediyorum” diye söylendim. Sigaramı içerken kapıdan Mary’e bakıyordum . Yatıyordu. O sırada Doğa raporları gönderdi . Marka , reklamlar  yazarken hesap ile uyuşmuyordu 500binlik bir açık vardı . Fazlaydı. Doğayı geri aradım.

Melis: Doğa yarın eksiksiz herkesi istiyorum . 500bin fazla bir rakam. Herkese bi mesaj at bir şey yap , herkes gelecek.
Doğa : tamam Melis atarım.

 Sigarayı söndürdüm Mary yanına geldim. Gözlerini hafif açtı. “Uykun mu bitti” dedi sesi hala uykuluydu. “Kaçtı diyelim.” Dedim çok kafama takmamıştım ama canım da sıkılmıştı . Yanağına bir öpücük kondurdum . “Bahçedeyim ben yemek söylicem, ister misin?” Bir süre düşündü . Kafasını salladı.
Bahçeye geçip bilgisayarı açtım , yemek seçmeye çalışıyordum . O sırada Mary geldi.Uykudan kalktığı çok belli oluyordu. Bunun o haline bayılıyordum. Yanımdaki sandalyeye oturdu. “Kim kaçırdı uykunu.”
“İşlerle alakalı” dedim yemeklere bakmaya devam ederken.
“Ne oldu?” Dedi meraklı bir halde . “Önemli değil çok yarın öğrenirsin ama şirkete bi uğramak şart oldu” dedim. Ardından “salata yersin dimi?” Dedim. Başını salladı. Siparişleri verdikten sonra Mary yüzüne bakmaya başladım.

“Neden bakıyorsun” dedi tebessüm ederek. “Bu halini seviyorum dedim, çok saf duruyorsun.”
“Normalde saf değilmişim Melis Hanım.” Bir kaşını  kaldırmış bana bakıyordu. “Normalde insanlarla konuşurken ciddisin” dedim. “Bu halini sadece bana özelmiş gibi geliyor.” Diyede ekledim , parmaklarımı parmaklarına dokundurdum .
“Yo”
“Herkese mi böylesin yani Mary”
“Yo , seni sadece ben becerebilirim diyenlere.”
“Kaç kişi dedi sana bunu.” Sesim biraz sinirli çıkmıştı.
“Düşiniyimm. 1”

Bir an gülmemi durduramadım , mutlu olmuştum ayrıca utanmıştım. Sandalyesini benim yanıma çekti. “Sandalyeyi boşver , kucağıma gel.” Kucağıma oturdu.  “Bu arada doğru demişim , sadece ben.” Dudağına ufak bir öpücük bıraktım ama dudaklarını beni sürekli kendine çekiyordu. Dudaklarını daha sert ve uzun öpmeye başladım . Dudaklarının tadını seviyorum. Kiraz tadı geliyordu her seferinde . Öpmeye devam ederken kapı zili çaldı. Kendimi dudaklarından ayırmak zorunda kaldım. Üstümü düzelttim . Kapıya doğru gittim . Yemekler gelmişti alıp bahçeye geçtim.
Yemekleri açıp yemeye başlamıştık , yerken bilgisayardan birkaç kısa film açmıştım . Hem onu izliyor hem yiyorduk. Huzura kavuşmuş gibiydim . Kendimi çok iyi hissediyordum.