Mary’nin kollarında uyandım. Bunu görmek , hissetmek en iyi duyguydu benim için. Bir süre onu izledikten sonra onu uyandırmamak için yavaşça kalktım.
Mary dolabından birkaç parça kıyafet alarak banyoya girdim. Duş kabininde;Onun vücudumda her ellediği noktayı inceliyordum. Ölene kadar istiyordum onun bana dokunuşunu, dokunuşların izini.
Üzerim sular düşerken şarkı mırıldanıyordum. Kapı çaldı.
“Melis girebilir miyim? Kremimi alcam.”
Bilerek ses vermedim .
Su akmaya devam ederken altından çekildim kapıya doğru gittim. “Mell-“Onu içeriye çektim. Hızlıca öptüm. Vücudumun ona değmesiyle ıslanmıştı.
“Alabilirsin Mary.” Gülümsedim. Sonra duşa kabine tekrar girdim. Çekimim yüksek bir şekilde davranıyordum.
Ona arkama dönmüş bir şekilde duruyordum , geleceğine emindim.
“Kremim bulamadım, duşa kabinde mi acaba, bakıyım?.”
İçeriye geldi. Arkamda bana değecek şekilde duruyordu.
“Gece doymadım sana napcaz?” dedi.
Ona döndüm iki elimi boynumun arkasında birleştirdim.
“Bende sana doymuyorum.” Diyerek ufak bir öpücük verdim. Suyun altına çektim onu. İyice ıslanmıştı.
“Ama bugün halletmemiz gereken işler var , bilerek çağırdım . Hızlı hızlı halledelim sonra tekrar buradayız.”“Biraz öpiyim en azından.” çocuk gibi demişti.
“Olmaz.hadi çıkalım.”
Duşa kabinden çıktıkta sonra bornozu üstüme geçirdim.
Duşa kabinde duruyordu. Tatlı bir şekilde bana bakıyordu.Güldüm. “Bebeğim hadi çıksana .” dedim.
“Çıkmıyorum gel buraya.”
Banyodan çıktım , hala gelmediğini görünce.
Yanına gittim. “Bebeğim ya , çocuk gibisin.”
Duşa kabine girip . Uzunca öptüm.
“Hadi işlerimizi halledelim, sonra uzunca öpcem.”Banyodan çıkıp, kurulandık. Mary birkaç kıyafetimi giydim. Bedenlerimiz hala benzerdi.
Hazırlandıktan sonra Mary laptopını aldım. Bahçeye geçtim. Pasaport randevusu ve vize için randevu alıcaktım. Mary ben onları hallederken kahvaltı hazırlıyordu.Randevu alırken Mary iş hakkında sorularımı da soruyordum.
“Mary” diye seslendim. Uzaktan sesi geliyordu.
“Efendim, sevgilim.”
“Beren’e dergiyi devretmek istediğine eminsin değil mi?” diye sordum. Sanki ben istiyorum diye istiyordu.“Eminim , Melis. Ondan daha iyisini bulamayız. Aradın mı sen onu? Ne zaman gelicek İzmir’e.”
“Yarın burada.”
“Tamam.”Mary elindeki tabakları bahçeye getirirken, randevuları almıştım.
“Bitti işim.” diyerek laptopun başından kalkıp masaya geçtim. Mary de oturmuştu.“2 gündür eve uğramıyorum , bugün giderim.”
“Bende ofise geçerim . Bırakırım seni.” dedi Mary elindeki bal sürdüğü dilimi bana uzatırken.“Alıştırma beni böyle , hep isterim.”
“Alış.”Kahvaltı bittikten sonra hazırlanmaya başladık . O sırada iki günden beri kapalı olan telefonumu açtım. Annemden gelen onlarca arama mesaj vardı. En son atttığı sesli mesajı açtım.
“Mary seçtiğini biliyorum. Annen yerine o kadını seçtiğini. Bugünden sonra bir annen olmayacağını hatırla.”
Annemin bunu demesiyle yüzüm düşmüştü . Gözümden yaş gelmesini bekledim ama gelmedi.
Mary üzüldüğümü anlayıp arkamdan sarılmıştı.
Elimi tuttu.“Yalnız değilsin Melis, beraber hallederiz.” Diyerek saçıma bir öpücük kondurdu. “Ben aşağıdayım bekliyorum seni.”
Mary odadan çıktı. Annemi aradım. Aradığınız kişiye ulaşılamıyor deniliyordu. Ses kaydı attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Mother's Friend (GXG) +18
Romansaözür dilerim, dedi utanarak kapıya yasladım dudaklarına yapıştım.TeacherxStudent