İki yıldan fazladır ayrı olan eski sevgililer, ailelerinin verdiği davet sayesinde tekrar bir araya gelir. Ancak birinin bilmediği çok büyük bir sır vardı ortada.
Felix elinde ki çantayı kapının yan tarafına bırakıp ilerlemeye devam etti. Gözleri yorgunluktan kapanıyordu. Etrafı doğru düzgün göremiyordu. Bu yüzden koridorda ki iki valizi de görmemişti. Sersemce odalarına çıktığında direkt kendini yatağa atmak istese de yapmadı. Dolabın kendine ait tarafını açıp pijamalarını çıkardı. Hızlı bir şekilde üzerini değiştirdikten sonra yatağa ilerledi.
Hyunjin her zaman ki gibi uyuyordu. Masumca gülümseyip yanına uzandı. Hyunjin'in sırtını göğsüne yaslayıp ellerini karnında birleştirdi. Delta o an bir şeyler olduğunu hissetse de eşine sarıldığı için mutlu hissediyordu, bu yüzden takmadı.
Felix sevgilisinin boynuna bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerini kapattı. Yorgunluktan bayılacağını hissetmişti bir an. Sonunda huzur bulduğu kollara geldiği için mutlu hissediyordu. Kendini direkt uykuya bırakmaya meyilliydi.
Ancak o sırada Hyunjin kafasını kaldırıp Felix'in kolları arasından çıktı. Felix tek gözünü açıp sevgilisine baktı.
"Susadın mı güzelim? Getirmemi ister misin?"
Hyunjin titreyen dudaklarını birbirine bastırıp sertçe yutkundu. Boğazımın yandığını hissediyordu. Felix sevgilisinin su istediği için kalkmadığını anladığında kendi de dikleşti. Gözlerini zor açık tutuyordu.
"Felix ben ayrılmak istiyorum."
"Ne? Güzelim şaka kaldıracak durumda değilim şu an. Sadece sarılıp uyuyalım, lütfen."
"Ben ciddiyim, şaka yapmıyorum. Ayrılmak istiyorum. Telefonda yapmak istedim ama bu kadarını hak ettiğini düşündüm. O yüzden eve gelmeni bekledim."
"Hyunjin-"
"Lütfen uzatmayalım."
Yataktan kalktığı gibi sandalyeden montunu alarak odadan çıktı. Felix şaşkınlıkla kapıya bakıyordu. Neler olduğunu anladığında hızlıca kalkıp peşinden gitti. Ancak geç kalmıştı, Hyunjin çoktan gitmişti.
Hem kendinden, hem de evlerinden...
🍁
Felix uçağının kalkmasına bir saat kala havaalanına gelmişti çoktan. Kucağında ki bebeğini sevmekle meşguldü. Hyunjin gidene kadar beraber olmalarını istediği için Yeji'yi de alıp gelmişti. Tüm ailesi burada olmasına rağmen Felix onlara bakmıyordu. Sadece Jisung ve kızıyla konuşuyordu.
"Bak önceki gibi sadece arada yazmak yok. Her fırsatta bana yazacaksın, konuşacağız."
"Tamam dedim ya Jisung, darlama beni."
"Her fırsatta geleceksin, bunu da biliyorsun."
"Sen söylemesen de her fırsatta gelecektim zaten. Kızımı görmeye gelirim her türlü."
"Ha beni görmeye gelmeyeceksin?"
"Seni görmeye belediye gelsin pezevenk."
"Pezevenk!"
Yeji sırıtarak Jisung'a doğru söylediğinde Felix gülerek kızını öptü. "Aferin prensesime."
"Bak giderayak çocuğa kötü örnek oluyorsun!"
"E bilsin amcasının pezevenk olduğunu."
Jisung göz devirip Yeji'yi ani bir hamleyle aldı. Yeji çığlık atarak babasına gitmek istediğini belirttiğinde Felix'ten uzaklaştı. Biraz uzaklaştıktan sonra Yeji'yi yere indirdi. Yeji direkt koşarak Felix'e sarıldı. Felix onu kucağına aldığında Jisung'a dönerek dil çıkardı.
"Baba beni alıyor."
Felix kızının şirinliğine gülerken kafasını çevirdi. Hyunjin ile göz göze geldiklerinde nazikçe gülümsedi. İçinde hiç bir his barındırmıyordu bu gülüş. Hyunjin buruk gülümsemesini ona yollarken Felix kafasını çevirdi tekrar. Yeji'nin şakağını öptü.
"Cadı mısın sen kızım? Baba aşığı oldu başımıza."
"Kızımla ne alıp veremediğin var Han?"
"İki yıldır kendimi sevdirmeye çalışıyorum ama olmuyor ya."
"Bir alfaya kafa tutmanı önermem."
"E bende alfayım!"
"Alfa bebeklere kafa tutmanı önermem o zaman."
Hala gülerken Felix saate baktı. Uçağın kalkmasına az kaldığını görünce gülümsedi.
"Benim gitme saatim gelmiş."
Orada bulunan arkadaşları ve aileler ayağa kalkarken bayan Lee oğluna sarılmak için adım attı. Felix iki adım geriye gidip eğildi önünde. Diğerlerine de dönüp eğildikten sonra Jisung'a sarıldı. Jisung kendini zor tutarken arkadaşına sarılıp nişanlısının yanına gitti.
Felix de Hyunjin'e ilerleyip Yeji'yi verdi. Daha sonra Hyunjin'e sarılıp kokusunu içine çekti.
"Kendine de, kızımıza da dikkat Hwang."
"Sende dikkat et olur mu? Biliyorum beni affetmedin ama seni sevdiğimi unutma."
Felix biraz daha eğilip Hyunjin'in boynuna kokulu bir öpücük bıraktı. Boynunda ki koku bezine burnunu sürtüp çekildi. Yeji'yi de öptükten sonra valizini alarak uzaklaşmaya başladı.
Yeji babasının gidişini görür görmez ağlamaya başladığında Hyunjin'in de gözleri doldu. Hızlı hareket ederek havaalanından çıkarken Yeji'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.
Felix bu sefer Amerika'ya kalbinde iki kişinin özlemiyle giderken onu bekleyen iki kişi olduğunu da biliyordu.
devam edecek...
...
huh
sonra ki bölümler ne zaman başlar bir fikrim yok ama en yakın zamanda devam edecek!!!!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
