Merhaba! Tatile geldiğim halde buraları boş bırakmak istemedim. Sizde lütfen yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!.
Eve vardığımda olanları tamamen aklımdan çıkarmıştım. Düşünmek beni içinde bulunduğum bu çukura daha çok batırıyordu. Zihnimi serbest bıraktım.
Annem evde değildi. Masanın üzerinde duran nota gözlerim kaydı. Not bırakmıştı. Elimde tuttuğum tabloyu bir kenara koydum.Masaya doğru ilerledim ve notu okudum. Annem gece geç geleceğine dair bir not bırakmıştı. Babam ile yemeğe çıkacaklarını açıkça belirtmişti. Babam ile bir sene önce boşanmışlardı fakat hala birbirlerine aşık oldukları ortadaydı. Şu sıralar barışma aşamasına geçmişlerdi ve haftada bir kez liseli aşıklar gibi akşam yemeklerine çıkarlardı.
Bu beni güldürüyordu. Onlar mutlu olduktan sonra ne yaptıklarını umursamıyordum.
Gözlerim bir an istemsizce tabloya döndü. Gri bir duvarın önüne geçmiştim ve gülümsüyordum. Dedem her zaman boydan çizerdi resimlerini.
Beni de öyle çizmişti. Tam o sırada üst kattan gelen ses ile irkildim. Ses odamdan gelmişti. Tabloyu aldığım gibi odama çıktım. Pencere sonuna kadar açılmıştı ve rüzgarın içeri girmesine izin veriyordu. Dalgalanan saçlarımın eşliğinde pencereyi kapattım.
Tabloyu yatağımın hemen karşısına koydum ve uzandım. Saat daha 16.00'dı ve ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Benim yaşımda ki kızlar böyle zamanlarda arkadaşlarıyla yada erkek arkadaşları ile buluşurlardı. Fakat benim tek arkadaşım resimler ve kitaplardı. Zaten sevgilim de hiç olmamıştı.
Ne yapacağım ortadaydı. Resim çizmek!.
Odamın güneş görmeyen kısmında duran masama doğru ilerledim. Masamın üzerinde duran beyaz ışığı açtım. Pencerelerin önüne çektiğim siyah perde ile odanın tek ışık kaynağı masamın lambası olmuştu.
Masanın üzerinde duran hazır defter ve kalem beni bekliyordu. Kalemi elime aldığımda bir an duraksadım.
Artık kağıt parçalarına resim çizmekten bıkmıştım. Benimde bir tablom olmalıydı. Yapacağım ilk tablo!.
Masamın arkasında sakladığım ve tam olarak ressam olduğum zaman çizmeyi planladığım tuvallerimi çıkardım.
İlk resmimi çizecek ve bu işten para kazanmaya başladığımda büyük bir değere satacaktım.
Tuvallerden birini aldım. Tuvalin arkasına koyduğum tuval tahtası ile hazırdım. İçimde beliren heyecanı bastırmaya çalışsam da başarısız oluyordum. Elime aldığım kalem ile attığım ilk nokta ile büyük bir işe koyulduğumu hissetmiştim. Saniyeler dakikaları , dakikalar saatleri kovalıyordu ki çizdiğim kızın yüzü ve saçları yeni tamamlanmıştı.
İki saattir aynı yerde duruyordum ve belimin ağrıdığını hissettim. Yağan yağmurun cama vuran sesini fark ettiğimde kalemi bıraktım. Işığı kapattım ve karanlık odada yavaş adımlarla yatağıma doğru ilerledim.
Uykum gelmişti ve içerinin aydınlık olmasını istemiyordum. Yatağımın içine girdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Saatler geçmişti ki odanın içerisinde beliren loş ışık ile uyandım. Gece lambam açılmıştı. Annem mi açmıştı? Gözlerim saate kaydı. Gece saat 00.00 olmuştu.
Boğazımı temizledim ve bağırdım.
''Anne! Sen misin?.''
Aniden odanın ortasından geçen gölge ile irkildim. Gözlerim tabloyu bulduğunda tüm vücuduma korku hakim olmuştu.
Tabloda ben yoktum!. Sadece arkamda duran gri duvar vardı. Yine mi deliriyordum. Birden kapanan ışık ile çığlık attım.
Karanlığın içinden birisi yürüyordu.
''Kimsin?''
Sessizce sorduğum sorunun cevabı saniyeler sonra gelmişti.
''Lanetin.''
Birden iki soğuk eli boğazımda hissetmem ile çığlık attım.
''Bırak beni!. Kimsin sen.''
Ellerin sahibinin yüzünü görmeye çalışıyordum ki birden aşağıdan gelen ses ile elleri boğazımdan ayrıldı. Annem gelmişti.
''Vasilka! Kızım ben geldim.''
Hızla ayağa kalktım. Anneme bağıracaktım. Eve hırsız girmiş olabilir miydi?.
Bir anda saçımdan çeken el ile yere yapıştım. Işıkların açılması ile saçımı çeken yüzü gördüm.
Karşımda ben duruyordum!.
Resim canlanmıştı!. Şeytanice gülümseyerek yaklaştı.
''Annene benden bahsedersen onu öldürürüm!. Duydun mu beni. İçeri girdiğinde normal davran.''
Olağanüstü bir hız ile dolabımın içine girdi. Şok içerisindeydim. Hızla yatağıma doğru koştum ve içine girdim. Gözlerimin dolduğunu fark etmem uzun sürmemişti. Resmen karşımda ikizim kadar benzeyen birini görmüştüm. Aynaya bakar gibiydim.
Annem içeri girdi.
''Ah , uyumuş meleğim. İyi geceler Vasilka.''
Işığı ve kapıyı kapattı.
Hızla yataktan çıktım ve kapıya yöneldim. Birden kolumda hissettiğim el ile geriye fırladım.
Karşımda duruyordu. Sinirle yaklaştı.
''Sen deli falan değilsin Vasilka. Üzerinde bir lanet var. Ve bu senin kaderin. Bunun hakkında kimseye bir şey bahsetmeyeceksin. Yoksa tüm sevdiklerin ölür Vasilka.''
Kafamı onaylarcasına salladım. Nefes nefeseydim ve korkuyordum. Bana doğru yaklaştı. Kafamı narince tuttu. Gözlerimin içine baktı.
''Şimdi uyu.''
Bir an gözlerim karardı. Verdiği emirleri istemsizce gerçekleşUykuya dalmıştım...
Birden uyandığımda içerisi aydınlıktı. Güneş doğmuştu. Gözüm tabloya kaydığında hala orada olmadığını gördüm. Tablonun içinde değildi!.
Hızla aşağı indiğimde annem şaşkınca bana baktı.
''Vasilka. Sen daha demin dışarı çıkmadın mı? Ne ara üzerini değişip yukarı çıktın?.''
Aman Allah'ım!. O dışarıdaydı!.
Güzel bir bölümdü. +10 Vote olunca yeni bölüm gelecektir. Yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasilka
ParanormalO anda dedesinin yıllar önce çizdiği resim , gözlerinin önünde kan ağlamaya başladı. Tablodan akan kanlar Vasilka'nın korkusunu uyandırmıştı. İliklerine kadar hissetti o korkuyu. Çığlık atmaya çalıştı ama olmadı. Bir an önce bu eski , korku dolu evd...