Jimin, Taehyung ile olan randevusuna Jungkook'u gönderir. Fakat Jungkook'un, çalıştığı şirketin Ceo'su Kim Taehyung ile buluşacağından haberi yoktur...
"Gerçek Park Jimin'i değil, o gün beni kandıran yalancı Park Jimin'i istiyorum."
Başlangıç |Ocak...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki içki şişesini sindiğim banka bıraktım ve hızla telefonumu çıkardım. Kısa bir süre karıştırdıktan sonra Yoongi'nin numarasını buldum. Onu aradığım sırada açmadığı her saniye daha da meraklanıyordum. Halbuki daha mekana bile gelmediklerini biliyordum ama YeonJun'dan her şey beklenirdi.
O karşısındaki her canlıyı etkileme imkanı olan bir karaktere sahipti. En güzel cümleleri bulup kurmakta üstüne yoktu.
Yoongi telefonu açtığında oturuşumu dikleştirmiş ve karşı taraftan gelecek sese dikkat kesilmiştim. "Anladın mı ne yaptın ya, tam mekana girdiler sen aradın."
Şimdi daha da meraklanmıştım. İçimden onlarca soru geçirmiştim ama hiçbirini soramamıştım. Karşı taraftan gelecek en ufak bir kelimeyi bekledim.
Şu an tam anlamıyla koyunu kurda teslim etmiş gibi hissediyordum. Taehyung bana aşıktı değil mi? Daha iki gün öncesine kadar öyleydi. Beni bekleyecekti ve hala beni seviyordu. Bu bir günde değişmiş olabilir miydi.
"Masalarına yeni oturdular, böyle sesli mi konuşacağız tüm yemek boyunca?" Telefonu kulağımla omzumun arasına sıkıştırdığımda yanımdaki içki şişesine yöneldim ve kapağını açtığım sırada sinirle soludum.
"Tabiki de böyle konuşacağız. Amacımız bu, olanları canlı öğrenmek için seni çağırdım." Karşı tarafta kısa bir sessizlik oldu -tahmin ettiğim kadarı ile garson yanına gelip ne istediğini sormuştu- sonrasında sadece bir su istemişti.
"Sanırım Yeonjun yemek sipariş verdi ama Taehyung bir şey istemedi." Kısa bir süre nedenini sorguladım. Neden yemek yemeye çıkıp yemek sipariş vermez ki bir insan.
Karşımdaki restorana girip çıkanları izliyor, onlara kıyasla beni göremeyecekleri bu park köşesinde içiyordum. "Ee, bir şey konuşmuyorlar mı?"
"Taehyung pek ilgileniyormuş gibi durmuyor. Bu Yeonjun denilen herif nereden çıktı ya. Daha düne kadar yoktu." Bıkkınlıkla derin nefes vermiştim. Keşke böyle bir şey olmasaydı ama şu an birliktelerdi. Yeonjun aklımın ucundan bile geçmezdi.
"Amcası randevu ayarlamış, bilerek mi kuzenimi seçmiş bilmem ama eğer şanssa tüm evren bana düşman!" Yoongi, Taehyung'un buluştuğu kişinin kuzenim olduğunu yeni öğreniyormuş olacak ki bir süre birşey demedi, sonra ise hızla soludu.
"Bu buluştuğu kişi senin kuzenin mi?!" Sessizliğimin cevap olmasını bekleyip derin bir nefes verdim.
"Siparişleri geldi. Bu Yeonjun konuşmada pek istekli ama Taehyung ağzını bile açmıyor. Sanırım sana gerek kalmadan bu işi bozacak." İçki şişesinden yudum aldığım sırada cümlesini devam ettirmesi, ağzımdaki yudumu yutarken öksürmeme yol açtı.
"Yeonjun sandalyesini Taehyung'un yanına çekti. Şu an onun için şarap dolduruyor ama Taehyung bundan rahatsız gibi. Yeonjun biraz fazla dibine girmiş." Evet bunların olacağını az çok tahmin etmiştim ama daha buluşmanın en başından bu kadar hızlı gideceğini düşünmemiştim. Yeonjun'un amacı belliydi, o Taehyung'u etkilemeye çalışıyordu. Taehyung bunun ile ne kadar ilgilenir bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey varsa, Yeonjun bu oyunu kazanana kadar devam ettirirdi.
