YIL 2061..
"Dede, nereye gidiyorsun?"
Torununun sözleri Jungkook'u gülümsetti, "Bilmiyorum, Taehyung'un bir sürprizi varmış."
Torunları için birbirlerine sürpriz yapmaları çok normal bir durumdu, doğduklarından beri karşılaştıkları bir sahneydi zaten.Bu evde yaşayan herkes, birbirlerine olan aşklarının mezara ve ahirete kadar süreceğini çok iyi biliyordu.Aradan kaç yıl geçmesine rağmen karakterleri hiç değişmemişti.Çok aşıklardı.Aşkları üç torununa bir peri masalı gibi anlatılmıştı en güzel şekilde.O an bütün torunları hayretle dinlemiş ve böyle bir aşkı yaşamanın hayalini kurmuştu.Çünkü çok güzellerdi."Ruhunuzun her zaman genç olmasını seviyorum.." Kızı mırıldanırken tavşan kendini hiç yaşlı hissetmeden gülümsedi.Taehyung ona en güzel hayatı vermişti.Sonsuza dek mutlu olabilecekleri bir hayat..O gün onu affettiği için hiç pişmanlık duymamıştı, en doğru seçimdi.
Bu zamana kadar olanlara gelince, Taehyung'un babası felçli olmaktan kurtulmuş ve sağlığına kavuşmuştu.
Torunları ile rahatça oynamış, eğlenmişti.Zaman zaman o da hastalık nedeniyle hayatını kaybetmişti, bu Taehyung'u ne kadar etkilese de Jungkook onu acısıyla yalnız bırakmamış, her zaman yanında olmuştu.Böylece ağrı çabuk geçmişti.
Jin ve Namjoon evlenip kendi hayatlarını kurmak için para biriktirdikten sonra yurtdışına gittiler, Yoongi ve Jimin ise bir süre çıktıktan sonra ayrıldılar.Jimin, ilişkilerinde her zaman sorunlara neden olmuştu.Jimin, yalnız kalmamak için Hoseok'un yanında kalmaya gitmişti. Hoseok'a gelince, onun bir kız arkadaşı vardı.
Ve şimdiye kadar çok mutlular."Dede ne düşünüyorsun? Kocan şimdi seni bekliyor olmalı."
Jungkook, "Kocan" kelimesini duyduğunda kendini yeniden genç hissetmişti.Sanki önceki yıllara dönmüştü.Gençlik yıllarına..En güzel yıllara..
"Haklısın, gitme zamanı." Jungkook gözleri dolarken söyledi,bugün onun için çok özel bir gündü.En az evlilik teklifi aldığı gün kadar özel bir gün.Nedenini sadece bu çift biliyordu.Yaşadıkları andan sonra bunun bir efsane olacağını ve diğer nesillere örnek olacaklarından habersizdiler elbette. Romeo ve Juliet bile yanlarındayken sıra dışı olurdu.
Kapıdaki bekçi, Jungkook'un arabaya binmesini beklerken, Jungkook torununun yanağından öpmüş ve arabaya gitmişti.Torunları arabanın yanında el sallarken o kocasının yanına gidiyordu.Kızı ve oğlu o sırada televizyonun karşısına oturmuş haberleri izliyorlardı.
"Evet arkadaşlar! O gün bugündü! Şimdi hep birlikte tarihi bir olaya tanıklık edeceğiz! Nihayet on dakika sonra Halley kuyruklu yıldızının gökyüzünde süzüldüğünü göreceğiz! Bu çok heyecan verici bir zaman!"
Torunları eve girer girmez televizyondan duydukları seslerle tüm aile bahçeye koşarak gökyüzünü izlemeye hazırlanmıştı.Çok heyecanlıydılar ama onlardan daha heyecanlı iki kişi vardı.
Taehyung ve kırmızı yanaklı tavşanı Jungkook.
Ülkenin en yüksek yerlerinden birine güzel bir masa kurulurken Taehyung takım elbiselerinden birini giymiş kadehlere şarap dolduruyordu.Jungkook ise sandalyelerden birine oturmuş sevgilisini izliyordu.Bakışları yıllar önceki gibiydi, sanki zaman onlara hiç dokunmamıştı bile.Şimdiye kadar birlikte olmaktan çok mutluydular.Sonsuza kadar devam etmeye hazırdılar.
"Son 5 saniye güzelim."
Jungkook bardağı eline alırken ayağa kalkmış ve elinde bardakla ayakta duran Taehyung'un yanında durmuştu.Boşta kalan ellerini birleştirirken birbirlerine gülümsediler.Süre dolduğunda ikisi de dolu gözlerini mavi gökyüzüne çevirdi.
Halley kuyruklu yıldızı görkemli bir şekilde havada süzülürken, hala birlikte ve mutluydular.Tam olarak söz verildiği gibi."Bu... bu bizim sözümüz!"
Taehyung, Jungkook'un ani çığlığına gülerek onu göğsüne çekmişti sarılarak.
Çok heyecan vericiydi!Yıllar önce verdikleri en değerli sözler, şimdi hâlâ canlı bir şekilde birbirlerine aşıkken tanıklık ediyorlardı.Yeri doldurulamaz bir duyguydu.O anda, Jungkook'un gözlerinden yaşlar usulca mutluluk için süzülüyorken bardaklarını birbirine tokuşturup bir şıngırdama sesi çıkarmıştılar.
"Sözümüzü tutmakta iyiyiz"
Taehyung'un sözleriyle aynı anda dudakları kıvrılırken, "Öyleyiz..." diye mırıldandı Jungkook.
Arka planda aniden çalan şarkıyla Jungkook'un gözleri iri iri açıldı.Kocası onun önünde diz çöküp onu dansa davet etmiş, gülen gözlerle ona bakmıştı o sırada.
Tavşan heyecanla elini ağzına götürürken mutlu bir şekilde "Tae.. bu şarkı eskilerden ve en sevdiğim şarkılardan biri.." diye mırıldandı. Taehyung, dolu gözlerini saklamaya çalışarak "Hala seninleyim" diye fısıldamış ve Jungkook'un elini tutarak ayağa kalkmıştı.
Bu şarkı yıllar önce bir evlilik teklifi aldığında son ve en özel şarkısı olarak çalınmıştı.Ama şimdi o şarkı en özel haliyle tekrar çalıyordu.
Düşüncelerle elini sırılsıklam aşık olduğu kocasının omzuna koydu ve Taehyung'un elleri hemen güzelinin belindeki yerini aldı.Müzik çalarken ay ışığında dans ettiler, birçok anılarının gerçeğe dönüştüğü şehri en yüksek zirveden izlediler.
İkisi de sözlerini en iyi şekilde tutmuştu, Taehyung Jungkook'a yaptığı her hatayı ve gözyaşını telafi etmiş, Jungkook ise Taehyung'un tüm yaralarını her saniye birer birer sarmıştı.Hep birlikte en güzel halleriyle sözlerinde durdular.Hayatın acımasızlığından bile korkmadan, dünyaya verdikleri ilk savaş olmasına rağmen savaştılar.
Artık iki genç değil, yaşadıkları dönemin en güzel âşık yaşlıları olmuşlardı.
__________________
Susmayı tercih ediyorum 😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|Would you change for me?|TAEKOOK|
FanficKaranlığın travmasını yaşayan Jungkook ve onu karanlık bir odaya kilitleyerek cezalandıran Bay Kim. Seme~Taehyung Uke~Jungkook •Mpreg•