It's like smiling

21 7 0
                                    

" Belki yarın geç olur. Geleceksen bir gün önceden gelsene. "

Mina derin bir nefes verip telefonu kulağından çekti.

Az sonra düzenli olarak gördüğü yüzle bir kez daha karşılaştı ve onun tüm sırlarını ve hissettiklerini bilen nadir kişilerden olduğunu hatırlayarak gülümsedi.

Psikoloğu Nora ile aralarında bir arkadaşlık ilişkisi vardı daha çok. Beyaz gömleğinin kollarını kıvırıp sandalyeye oturdu ve parmaklarındaki bir kaç yüzüğü de çıkartıp masanın üstüne bıraktı.

" Hâlâ aynı davranıyorsunuz birbirinize? "

Mina istemeyerek başını salladı ve gözlerini beyaz tavana dikti. Odanın her yeri beyazdı, içeride olan tek bitkinin saksısı da dahil olmak üzere.

"Sence sorun kimden kaynaklı Mina?"

Mina aklını zorladı.

" İkimizde de hata var, yok denmez. "

" Pekâlâ. Senden daha önce de zaten istediğim şeyleri tekrar isteyeceğim. Bunlar ilk basamaklar, onları aşmadan diğerlerine ulaşamayız. "

Nora önündeki kağıda bir şeyler yazmaya başlarken Mina dudaklarını araladı.

" Hiçbir zaman anne olabileceğimi düşünmüyorum. "

Derin bir nefes aldı dudaklarını biraz daha aralayarak. Nora cümleyi duyar duymaz kafasını kaldırdı ve baktı. Karşısındakinin devam etmesini bekledi.

" Küçük bir kız çocuğu. Saçları kahverengi. Aralarında altın sarısı tutamlar var. Ve güzel bir gülümsemesi. Dokunsam olmaz gibi, alıp pamuklara sarasım var. İçime sokasım, orda tutasım... "

Nora bu ilginç konuyla ilk kez karşılaşmış olmanın verdiği merakla dinledi. Mina biraz sonra sustu ve dönüp bugünkü seans için teşekkür edip odadan çıktı. Arkasından bakakalan Nora, önündeki kağıda bir şeyler daha karaladı az sonra. Gözü masanın üstündeki yüzüklere ve birinin üstündeki R harfine takıldığında insanın hayatında yer edinen birisini unutmanın o kadar kolay olmadığı gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti.

RosemaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin