1. Bölüm: Yeniden

119 14 6
                                    

☆Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn☆


Sabah 5.30 da yine kendiliğimden uyandım. Kendimi kollarımdan destek alarak kaldırdığımda ilk iş uyuşmuş ayaklarımı esnetmek oldu. Bugün diğer günlere göre fazlasıyla dinç hissetmem hoşuma gitti. Uyku düzenim son zamanlarda o kadar bozulmuştu ki bazı günler hiç uyumuyordum. Yatağımın karşısındaki boy aynasında kendimi izledim. Bedenimdeki hafif morluklar yüzümü buruşturmaya yettiğinde ellerimle saçlarımı önüme aldım. 25 yaşındaki bir genç kıza göre kesinlikle fazlasıyla zayıftım. Buna rağmen vücudumdaki kaslar ve sıkı belim spor yaptığımı açıkça ortaya koyuyordu.

Yavaş ve sağlam adımlarla odamın içindeki banyoya gittim. Demir eksikliğim yine kendini belli edince banyonun içindeki kapağı kapalı klozetin üstüne oturdum. Dönen başım yüzünden ayağa kalkamıyordum. 

Ah, ışıkları kim kapattı?

Gözün karardı sadece.

Kendi kendime konuştuğumu fark edince gülerek başımı hafifçe salladım. Gerçekten temiz delirmiştim.

Baş dönmem son bulunca yavaşça ayağa kalktım ve soğuk suyun altına girdim. Bedenim yavaşça kendini toparlayınca düşüncelerim dinginleşti. Hayatımı şimdiye kadar hep sessizlik içinde geçirmiştim. Hayır, asosyal bir manyak değildim. Sadece insanları izlemek daha çok hoşuma gidiyordu.

Sudan çıktığımda beyaz havluyu vücuduma sarmak için elime almıştım ki odamın içinden gelen seslerle olduğum yerde kaldım. İlk başta sesten emin olmak için suyu kapatmayı düşündüm ama bunu yaparsam benim çıkacağımı anlayıp kaçabilirdi. Bu yüzden suyu kapatmadan duşa kabinden çıktım ve havluyu üstüme sarıp kapının yanına yanaştım. Sessizce içeriyi dinlerken kafamdaki tilkiler bir türlü durmuyordu. Ses çıkarmamak gibi bir derdi olmayan bu yabancının adım sesleri hiçbir yere takılmadan direk odamın sonundaki yatağımın yanına gidince kim olduğunu çoktan anlamıştım. Onu ürkütmek için suyu kapattığım gibi dışarı çıktım. Islak saçlarım omuzlarıma dökülürken onun arkasına dönmeden yerinde rahatsızca kıpırdandığını görünce dudaklarım hafifçe kıvrıldı.

"Umay. Hemen üstüne bir şeyler giy!" Gözlerim istemsizce devrildiğinde kendimi tutmam gerektiğini fark ettim. Sonuçta bunu kendi mahremiyetim için yapıyordum. Yüzümdeki ifadeyi olabildiğince soğuklaştırıp dolabımı açtım. İçinden aldığım bol tişört ve siyah eşofmanımı aldığımda iç çamaşırlarımı da çekmeceden çıkardım ve ağır adımlarla banyoya yürüdüm. Kapıyı kapatmadan önce son bir kez benden tarafa bakmamak için gözlerini olabildiğince kapatmış adama çevirdim.

"Gözlerini açabilirsin Fatih, ama bir daha evime girerken benden izin al. Ayrıca kopyaladığın anahtarı da yatağımın üzerine bırakırsan sevinirim." derin bir nefes aldım. "Amacının ne olduğu umurumda değil, bir daha asla bana herhangi bir şey için emir vermeni istemiyorum."

"Anahtarı bırakmayacağım. Ayrıca seni burada bekliyor olacağım çünkü konuşmamız gerekiyor." Sesli bir nefes verdiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. "İstediğin gibi olsun, bir daha emir falan vermem." Oldukça gergin çıkan sesi beni de tedirgin etmişti. Ama bunu ona yansıtamazdım. Ben artık eski Umay değildim.

☆☆☆

"Anlatacağım ama bir an önce oturmalıyız. Sana hala güvenmiyorum."

Sabah sporuma onu da dahil etmemden şikayet etmeyen Fatih en sonunda konuşmaya karar vermişti. Bu zamana kadar kimseye zorla bir şey söyletmemiştim. İnsanlar sessizliğim yüzünden sıkılınca zaten konuşmaya başlıyorlardı. Tempolu adımlarla koşu yaptığımız parkın içinde gözlerim bir bank bulduğu gibi adımlarımı yavaşlattım. Fatihle beraber oturduğumuzda cümleye nasıl başlayacağını bilmediğini fark ettim.

"Niye benimle konuşmak için kapımı çalmak yerine izinsiz girdin?"

"Her zaman inat biri oldun Umay. Gelip kapını çalsaydım o kapı hiç bir zaman açılmazdı."

"Yatağıma oturup beni beklemen de fazla cesurca olmadı mı Fatih?" Benimle ilgili fazlasıyla bilgili biri olması aynı yurtta büyümüş ve o 20 yaşına gelene kadar birbirimizden hiç ayrılmadığımızdan kaynaklıydı. Bana güvenmediği konu ise sağlık problemlerim yüzünden onlarca kez önünde bayılmıştım ve her ne kadar şuan aramız iyi olmasa da benim için endişeleniyordu. Bu fazlasıyla hoşuma gitse de ona karşı gardımı indirmeyecektim.

"Hiçbir zaman senden çekinmedim Umay. Eğer rahatsız olmayacağını bilseydim seninle orda konuşurdum."

Haklıydı. Belki ben bu konularda hassas olabilirdim ama Fatih kesinlikle çekingen biri değildi. Yüzüne sıkıldığımı belli eden bir şekilde kısa bir bakış attım. Oldukça uzun boyu ve keskin yüz hatlarıyla fazlasıyla çekici kasları birbirlerini tamamlıyordu. Anahtarımın kopyasını nasıl çıkarttığını bilsem de sorma gereği duydum.

"Peki anahtar?"

"Evini tuttuğumda evde illa bir sorun çıkacağını tahmin ediyordum. O yüzden ilk başta bir kopyasını çıkartmıştım. Aramız bozulunca da hiç kullanmamıştım."

"Şimdiye kadar.."

"Şimdiye kadar.."

7 yıl önce yurttan çıktığımda Fatih beni karşılamıştı. O zamanlar bana sahip çıkacak bir ailem olmadığı gibi ebeveynlerimin de kimsesiz olması yüzünden arkamda duran akrabalarım da yoktu. Fakat Fatih benden 2 yaş büyük olduğu için yurttan benden önce ayrılmış ve bir yerde özel koruma olarak işe başlamıştı. Aradaki 2 yılda ise para biriktirmiş ve kendine bir ev almıştı. Tabii ki bu kadar hızlı para bulması mümkün değildi fakat dediğine göre koruduğu adam için bir çatışmaya girmiş ve adamı burnu bile kanamadan oradan çıkarmıştı. Bunun karşılığında ise yüklü miktarda para almış ve bir kısmıyla kendine bir ev tutmuştu. Ben yurttan çıktığımda ise bir süre onun evinde kalmış ve çalışmaya başlamıştım. Ancak oldukça tuhaf bir şekilde garson olarak çalıştığım restorana gelen bir beyefendi nedenini bilmediğim bir şekilde bana bol miktarda para yardımında bulundu. Sorduğumda ise zaten bir hayır işi yapması gerektiğini ve benim de şanslı günümde olduğumu söyledi. Akşam Fatih ile beraber ilk işimiz benim için bir ev aramak olsa da benim hayallerim çok başkaydı.

Ben, 10 yaşımdan beri bir savunma sanatları kulübü açmak ve benim gibi kimsesizleri eğitmek istiyordum. Yıllarca yurttan kaçıp gizli saklı savunma ile ilgili dersler almıştım. İlk başlarda kimse bana bedavaya bir şeyler öğretmek istemese de okul yolunda karşılaştığım bir eğitmen sayesinde tek tek neredeyse tüm dövüş sporlarını denemiştim. Favorim judo olsa da her birinde eğitim verebilecek kadar yükselmiştim. Hocamın bana olan güvenini boşa çıkarmamak için oldukça fazla çalışmıştım. Bu sürede okulumdaki İngilizce öğretmeni sayesinde ana dilim gibi İngilizce konuşmayı öğrenmiş, aynı zamanda 5 farklı dil için de kendim çalışmıştım. Yurttan kaçtığım günlerde oldukça büyük cezalar alsam da pes etmediğim için şu an sağlam bir öz geçmişe sahibim.

Parayı aldığımdan hemen sonraki gün erkenden uyanmış ve kendime salon açabilmek için yer araştırmıştım. Bu sürede Fatih benim için bir binanın en üst katındaki 1+1 olan eşyalı bir daireyi tutmuştu. Neyse ki daire daha yeni döşenmişti ve kimse kullanmamıştı. Eve çok para harcamadığımız için kalanlarla da aynı binanın en alt katındaki salonu kiralamıştık. Zamanla her şey yoluna girmiş ve hayallerime ulaşmıştım.

Fakat Fatih şuan sadece 4 kelime ile bana derinlere gömmek üzere olduğum umutlarımı toprağın üzerine çıkarttırana kadar düşüncelerimin esiri olduğumu fark etmemiştim.

"Ailen konusunda haklı olabilirsin.."

☆☆☆☆☆☆

Selamm:)

Karanlık Yüksekler evrenine hoşgeldiniz!

Karanlık YükseklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin