"It hurts more than everything."

708 86 129
                                    

selamm 2.bplumle geldimm🤭

İyi okumalar^~^

..

Yoongi

En son Hoseok'u korkutmamız üzerinden bir hafta geçmişti ve bu sefer Taehyung'un evinde toplanmıştık. Ben buraya geldiğimde maalesef ki Taehyung ve Jungkook'u yiyişirken yakalamıştım ve bu iğrenç bir görüntüydü. Her neyse.

Şimdi ise, Hoseok, Jin ve Namjoon da gelmiş, Jimin'i bekliyorduk. Birlikte oturup havadan sudan muhabbet ediyorduk. Ha bir de ben sürekli Taehyung ve Jungkook'u bastığım için onlarla dalga geçiyordum. Hatta bu yüzden az sonra Jungkook'tan dayak yiyebilirdim ama umurumda değildi.

Tekrar önüme döndüm ve şu yaklaşık dört aydır olduğu gibi düşüncelere daldım. O günü hatırlıyordum. Netti. Evde tüm hazırlıklarımızı ile eve gelecek Jimin'i bekliyordum. Özel bir gün değildi fakat ben onu böyle karşılamak istemiştim. Tüm hazırlığı yapmış, beklenti ile masaya oturmuş Jimin'i bekliyordum. Aslında yakında gelmesi gerekiyordu fakat saatler geçmiş, Jimin hâlâ gelmemişti. Onu aramıştım. Jimin, aşırı meşgulse bile benim aramamı cevaplamak için sadece benim zil sesimi farklı yapmıştı. Ve şu an açmaması beni endişelendirmişti.

Korkmaya başlıyordum, Jimin'in birlikte çalıştığı arkadaşlarından birini aramış, ama Jimin'in çoktan çıktığını öğrenmem ile endişem artmıştı. Herkese yazmıştım ve artık endişeden gözlerimin dolduğunu hatırlıyordum. Sonra...saatler sonra telefonuma bir arama geldi. Jimin'in bir araba kazasında başından ağır bir şekilde yaralı bulmuşlardı.

İşte o an tüm dünyam başıma yıkılmıştı.

Sonra-

"Yoongi, sana diyorum kendine gel."

Jungkook'un beni dürtmesi ile hızlıca kendime gelmiştim. Yine düşüncelere dalmıştım. Bu çok klasik bir şeydi. Herkese iyiymiş ve Jimin'in beni arkadaşı sanıp, bana diğerlerine göre uzak davranması umurumda değilmiş gibi davranmak çok zordu. Evimin her bir yanı onunla geçirdiğim anılar ve fotoğraflar ile doluydu. Her yere baktığımda rastgele bir anımız gözüme geliyor ve ben çöküp ağlamaya başlıyordum.

"Yoongi!? Yine daldın. Kendine gel."

Jungkook'un beni tekrar sarsması ile aniden kendime gelmiştim.

"Buradayım, daldım sadece."

"Beş dakikadan beri etrafı izliyorsun. Dalış yapsan daha erken çıkmıştın sudan amına koyim."

Jungkook'a gülümsedim, sonra tam bir şey söyleyeceğim sırada kapı çalmıştı. Gelenin Jimin olduğunu bilmek kalbimi daha hızlı attırıyordu. Onun yüzünü görmeyi çok özlemiştim. Eskiden ikimiz de aynı evde yaşardık. Jimin'in evi ise sadece öyle dururdu. Eh, Jimin kazasından sonra tüm her şeyi unuttuğunda evine tekrar yerleştirmiştik. Sadece, ikimizin olduğu fotoğrafları toplayıp kendi evime götürmek çok canımı yakmıştı. Birlikte çıkarttırıp, çerçevelettirmiştik.

Ben asla engel olamadığım bir şekilde tekrar düşüncelere dalmıştım ki Jimin'in sesini duymam ile kendime gelmiştim. İçeriye girdiği anda kilitlenmiş gibiydim.

Buz mavisi, dar ve bacaklarını sıkı sıkıya saran bir kot pantolon giymişti. Siyah kemerini pantolonun beline geçirmişti. Üstünde beyaz sade bir tişört vardı ama bu bile ona çok fena yakışmıştı. Ayrıca üzerine giydiği deri ceket...Ben deri şeyleri her zaman Jimin'e yapıştırırdım. Genelde birlikte alış verişe giderdik ve her gittiğimizde hep Jimin'e deri bir şeyler aldırırdım. Ve bu ceketi de hatırlıyordum. Jimin'e ceket bakmak için gittiğimizde ikimizin en çok beğendiği ceketti.

He forgot everything : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin