"Hatırlıyorum."

771 99 198
                                    

selamm bu bolum artik bir seyler olsun cunku biliyorsunuz bolumler...

hehe

İyi okumalar^~^

..

YAZAR

Yoongi ve diyetisyen bir odaya girdiklerinde, Jimin dışarıda tekli bir sandalyeye oturmuş, beklemeye başlamıştı. Gergindi ve tam olarak neler olacak, merak ediyordu. Yoongi, ben öderim dese bile Jimin, yaptığı her şeyi adına, kendini affettirmek için bütün her şeyi o ödemeye karar vermişti. Hatta Yoongi içeri girdiği an, Jimin ödemişti.

Doğru bir şey yaptığını düşünüyordu. Jimin, yerinde oturmaya devam ederken, gelen geçen insanlara bakıyordu. Herkesin normal ve sıradan hayatı var gibi gözüküyordu ama kimse kimsenin ne yaşadığını bilemez, çektiği acıyı tahmin edemezdi. Sorunu olan birisine, "Seni anlıyorum." demek aptallıktı. 

Herkesin acıya karşı direnci ve olayları yorumlama fikri farklıyken, birisi nasıl diğerinin sorunlarını anlayabilirdi?

Jimin, sıkıntılı bir iç çekmiş ve ayağa kalkmıştı. Bu sırada, ayağa kalkmıştı fakat başına giren ani bir ağrı ile yere çökmüştü. Kulakları uğulduyor, beynini aynı anda bir sürü ses ele geçiriyordu. Ellerini kafasının etrafına koymuş ve geçmesini beklemişti ama hayır, anılar Jimin'in hafızasında çoğalırken, gözleri kararmıştı.

Etrafında insanlar çoktan toplanmaya başlarken, Jimin sıkılmak istemediği için dudakları arasından, "Uzaklaşın." demeye çalışmıştı. Sesini kendisi bile duyamazken, her anı-, bütün her şey hafızasında tekrar yerini alıyordu.

"Ben bir meleğin kalbini almak istiyorum, uhm acaba bu melek bana kalbini bahşedebilir mi?"

"Bu ayıcığı senin için kendim tasarladım. Ben yanında olmasam bile bu ayıcık hep sende kalsın."

"Güzelliğin her zaman gözümü alıyor. Sen nasıl çirkin bulabilirsin kendini?"

"Biriciğim, ölüm günü gelse bile seni bırakmayacağım."

"Kalbime dolup taştın, bastıramıyorum duygularımı."

"Öpüşürüz. Biraz da içeriz. Daha çok öpüşürüz."

"Hm? Kucağıma çıkıp yanaklarımı mı ısıracaksın?"

"Abartma Yoongi, sen ısıracakken ben ısırdım yanaklarını."

Jimin, hatırladığı anılarla gözlerini kocaman açarken, insanların ona koklattığı alkolle kendine gelmeyi deniyordu. Daha önce hiç bu kadar anısı bir araya gelmemişti. Fazla geliyordu ve bu Jimin için zordu. Göz kararmaları hafif hafif geçerken, kulaklarındaki uğultu ve sesler azalmaya başlamıştı. Jimin, hâlâ daha yerinde durmaya geçerken sanki birisi başına balta saplıyormuş gibi hissettiği için biraz daha beklemişti.

Bekledi. Diğer insanların seslerini duyamıyordu. Onu ne kadar kaldırmaya çalışsalar da, Jimin olduğu yerde duruyor ve dudaklarından küçük fısıltılar çıkıyordu. Bir doktor, "Açılın." diye bağırdığında, Jimin dehşet bir baş ağrısıyla gelen doktora bakmıştı.

"İyiyim ben."

Dudaklarından her ne kadar fısıltı gibi çıksa da, diğer herkes bu sefer duymuştu. Ortalık sessizleşirken, Jimin ayaklanmıştı. Bacakları titriyordu ve kimseyi dinlemek istemiyordu. Beynindeki bütün düşünce ve olayları toparlamaya, kendine gelmeye çalışıyordu. Yanına oturan doktora bakmayı es geçip tamamen karşıya bakmaya başlamıştı.

"Efendim, isterseniz bir bakalım?"

"Gerek yok, iyiyim."

Jimin, ayaklanıp arkasında ona merakla bakan birkaç insan olduğunu umursadan çıkışa doğru ilerlemişti. Biraz nefes alması ve hatırladığı her şeyi kafasında oturtması gerekiyordu ve bunun için sessiz bir ortama gitmesi gerekiyordu.

He forgot everything : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin