of tatil bitiyo...
ben okula gitmek istemiyorum😭 buraya da vakit ayiramiyorum o zaman
neyse
İyi okumalar^~^
..
YOONGI
Randevu için geldiğimiz mekan, aşırı lüks değildi. Ben de hiçbir zaman lükslük arayan birisi değildim zaten. Kenarda bir sokak lokantasından bile alsaydık, eminim ki Jimin'le birlikte yediğim için orası bilr güzelleşirdi. Fakat Jimin, benimle aynı düşünüyor gihi durmuyordu. Her randevumuzda aynısıydı...
Ben her ne kadar Jimin'e açıkça aşırı pahalılığa ihtiyacım olmadığını söylesem bile, kendisi her zaman benim için en iyisini arıyordu ve bu yüzden şu an Jimin'in yanımdaki gergin havasını oldukça net hissediyordum.
Ha bir de ikide bir, göğsüme kayan gözleri vardı.
Jimin'in elini kavramış ve herhangi boş bir masaya doğru ilerlemeye başlamıştım. Kendisine her ne kadar rahat olmasını söylesem bile, bu durumda daha fazla gerileceği için bir şey dememeye karar vermiş ve Jimin'i elinden tutup masaya doğru getirmiştim. Her zamanki gibi kendisi oturmadan önce ilk benim sandalyemi çekmiş ve ben oturduktan sonra da sandalyeyi geri iktirmişti. Bu hareketi de benim kıkırdamama sebep olmuştu.
Jimin de gülümsemiş ve kendi yerine oturmuştu. Anında yanımıza doğru bir garson gelirken, garson menüleri bırakmış ve işine geri dönmüştü.
Gözlerimi menüde dolaştırırken gördüğüm pizza ile gülümsemiş ve küçük bir çocuk gibi bacaklarımı salladıktan sonra elimle pizzayı göstermiştim.
"Pizza yiyeceğim ben."
Heyecanlı beyecanlı konuşmamla birlikte, Jimin de gülümsemiş ve menüye bakma ihtiyacı bile duymadan, beni onaylayıp kendisi de aynısında yiyeceğini bir nevi belirtmişti. İkimiz de garson çağırmış ve pizzanın yanında kola da söyleyerek sipariş vermiştik.
Şimdi ise çok fazla sesin bulunmadığı ortamda, ikimiz birlikte oturuyorduk.
"Restoran konusunda hâlâ şüphelerim var."
Jimin, ensesini kaşıyarak konuştuğunda, söyledikleri ile kıkırdamış ve başımı iki yana sallamıştım.
"Beni tanıyorsun. Bu yüzden pek endişelenme. Emin ol, seninle yerde oturarak bile yiyebilirim."
Dediklerim ile Jimin de küçük bir kıkırtı bırakmış ve başıyla beni onaylamıştı.
"İlk randevumuzmuş gibi hissediyorum."
Bakışlarımı, masanın üzerinde duran boş bardağa dikerek konuştuğumda, Jimin bir süre sessiz kalmış ve ardından beni birkaç onaylayan mırıltı ile desteklemiş, en sonjnda kendisi de konuşmuştu.
"Gerçekten öyle. Sanki ilk randevumuzmuş gibi hissettim."
Ben de gülümsemiş ve Jimin'i onaylamıştım. Her ne kadar zaman geçse bile Jimin'in gözlerinin arkasında duran pişmanlığı ve üzgünlüğü görebiliyordum.
Yemeklerimizi beklemeye devam ederken havadan sudan birkaç muhabbet açmıştık. Gülüşmüş ve Jimin'in iltifatları ile de bolca flörtleşmiştik. İlk adımı genelde Jimin'den bekliyor gibi gözüksem de, ben de adım atmak isteyip çekinrn taraftım. Şu anlık. Fakat neyseki Jimin bunu çok önemsiyor gibi gözükmüyordu.
İkimiz, konuşmaya devam ederken, Jimin'in bakışları yan masamıza sabitlenmişti. Anlattığımı bırakıp Jimin'in bakışlarını takip etmişti bakışlarım. Bizim masaya doğru bakan bir grup genç vardı. Aslında, neredeyse bizim yaşlarımızds gibi gözüküyorlardı. Onlar da bize -daha çok bana- bakarak gülüşüyorlardı. Omuzlarımı silkmiş ve Jimin'e seslenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He forgot everything : Yoonmin ✔️
FanficPark Jimin, geçirdiği bir kaza sonucunda hafızasını kaybetmişti. Arkadaşları ona kendilerini hatırlatmak için denemedikleri yol kalmamıştı. Jimin, en sonunda onlarla tekrardan arkadaş olmuştu fakat bir sorun vardı. Park Jimin, sevgilisi Min Yoongi i...