Maki içeri girdi ve Nao'nun kahvesini masaya koyup sandalyeye oturdu. Nao biraz endişeli görünüyordu. Nao yatağın yanında sakladığı büyük karton butuyu yavaşça yatağın üzerine koyar ve kutuyu açar. Maki başta biraz şaşırsa da Nao'nun durumu anlatmasını bekler. Nao "abla yağmurun altında bileği burkulmuş halde buldum, iki gündür ona ben bakıyorum ve annemler yakalarsa onu buldukları gibi dışarı atıcaklarından korkuyorum, daha tam iyileşmedi ve çok küçük belki de gidecek bir yeri bile yoktur..." diye anlatmaya başladı. Maki ne yapacağını bilmiyordu ama kediye bu evde bakmak tehlikeliydi bi bakımdan evdekiler biraz psikopattı. Maki "ona bu evde bakamayız Nao çok tehlikeli". Nao "ama abla ona bakabileceğimiz başka hiçbir yer yok, dışarıda kalırsa..." dedi ve neredeyse ağlayacak gibiydi. Maki endişesini anlıyordu ama ona bakması için bi tanıdıkları bile yoktu. Maki "endişelenme bir yolunu buluruz, olmazsa ona ikimiz bakarız iyileşene kadar" dedi ve sonrasında "onu veterinere götürdün mü?" diye sordu. Nao "evet abla bileğinden cam parçacıkları çıkardılar ve aşısını yaptılar, görsen ne haldeydi.." diyerek cevapladı. Maki "üzülme, iyileşecek" diyerek kediyi kucağına alıp "iyileşeceksin minik kedicik" dedi.Ertesi gün Maki kediyi evde tek başına bırakamayacağı için çantasının içinde ona yer yapmıştı. Zaten çok küçük ve hasta olduğu için fazla ses çıkaramıyordu. Maki okula kedi getirmenin sorun yaratacağını bilerek, tek çaresi olduğu için ve ona bakmayı kabul ettiği için yanında taşıyacaktı. Okula vardığı zaman çantadan defterini ve kalemliğini çıkardı ve çantayı yarı kapalı şekilde kucağına koydu. Neyseki gören olmamıştı ama çantanın kucağında olması çok dikkat çekiyordu. İçinden "umarım yakalanmayız kedicik" dedi.
Öğle arası kediye dikkat ederek kollarında taşıyıp bahçenin arka tarafına yürüdü ve oturup kabın içine kantinden aldığı sütü koyup kediciğin önüne koydu. Bahçenin arka kısmına çok nadir birileri gelirdi o yüzden en güvenli yer burasıydı. Ve aslında bahçede olması, kediyi Maki okula getirmemiş gibi görünücekti. Maki, kedinin sütü içtiğini izlerken, Yuujin'in geldiğini farketmemişti bile. Yuujin onu izlerken, "senin kedin mi?" Diye sorduğunda Maki orda olduğunu farketmediğinden irkilerek "ne zamandır burdasın?" Diye cevap verdi. Yuujin "çok olmadı" diyerek kediyi kucağına alıp onu sevmeye başladı, "Patisi incinmiş, onu çantanda taşırsan kötüleşebilir" dedikten sonra Maki "onu okula getirdiğimi öğrenmemeleri gerekiyor, evde de kalamaz.." diyerek gözlerini yere çevirdi ve "kardeşim onu yağmurun altında patisi yaralı, hasta bi' şekilde bulmuş ve iyileşene kadar bir süre ona beraber bakacağız" dedi. Yuujin kardeşi olmadığını biliyordu, şaşkın bir tepkiyle "kardeşin mi?" Diyince Maki cevap vermedi. Yuujin " kardeşin mi var?" Diye tekrar sordu ve Maki "öz kardeşim değil, aynı evde yaşıyoruz ve kardeşim gibi" diye cevap verince Yuujin "anladım" diye cevap verdi. Yuujin kediyle ilgilenirken etraf birden sessizleşti ve "Ona ben bakabilirim" diyince Maki ona bakıp kaldı. Maki "kardeşime söylemem gerekiyor ama ona iyi bakabilecek misin?" Diyince aslında içinde kediye iyi bakabileceği konusunda hiç şüphe yoktu, Yuujin ona bu güveni vermişti bile. Yuujin bi adım mesafesinden Maki'nin başını okşayarak "onunla ilgilenirim merak etme" diyerek gülümsedi. Maki biraz utanmıştı ve hatta kalp ritmi bile değişmişti, ardından "Yuujin neden bu kadar tatlı gülüyor" dediğinde içinden dediğini sanmıştı ama çok geç ,Yuujin'in yüzü kıpkırmızı olmuştu. Maki panik yapmıştı ve endişeyle "yanlış anlamaa" diyerek bağırdı. Yuujin, elini uzatarak Maki'nin bağırmaması için, dudağını parmağıyla kapattı ve birden sustular, ikisi de birbirlerinin gözlerinin içine bakarken utançtan kıpkırmızı olduklarını farkettiler. Kedi Yuujin'nin ayaklarına gelince, Yuujin birden eğilip kediyi kucağına aldı. Ders başlamak üzereydi, Yuujin "içeri geçelim mi?" Diye sordu, Maki çantasını aldı ve yürümeye başladı.
Okul çıkışı Maki bahçede kedicikle beraber Yuujin'in gelmesini bekliyordu. Nao'nun çıktığını gördüğünde, ona anlatması gerektiğini de hatırladı. Nao "abla neden eve gitmedin?" Diyince Maki "bir arkadaşımı bekliyordum, kediye bakabileceğini söylemişti iyileşene kadar, sen de kabul edersen onun yanında güvende olucağına eminim" diye cevap verdi ve Nao şaşkınlıkla onu dinliyordu. "Arkadaş mı? Kim ki" diye meraklı bir suratla ona baktı. Maki nasıl anlatıcağını bilmiyordu, kediyi Nao'ya verip "burada bekle beni içeriyi kontrol edeceğim, hemen dönerim" diyerek katları kontrol etmek için içeriye girdi. Maki 3. Kattaki sınıfları kontrol ederken bi üst kattan kötü bir kokunun geldiğini farketti, merdivenlerden çıktıkça koku ağırlaşıyordu ve Maki kokuya katlanamadığı için koluyla burnunu kapatıyordu. Maki içten içe çok endişeleniyordu. Adım adım kokunun kaynağına giderken kokunun laboratuvardan geldiğini farkettiği gibi kapıyı açtı. İçerisi tuhaf bir dumanla kaplı olduğundan net göremiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✧ 𝓢𝓶𝓲𝓵𝓮 ✧
Teen FictionOnun gülüşü beni mutlu ediyordu, sadece gülüşünü görebilmek için her şeyimi verebilirdim, her şeyimi.