19~Serseri Mayın

2.3K 118 51
                                    

Çok değil bundan sadece bir kaç gün önce çekinmeden, saklamadan, dilinizin ucuna gelen kelimeleri geri yutmak zorunda kalmadan duygularınızı belli edin deselerdi alayla güler, zırhımızı kuşanır ve maskelerimizi takardık.

Kendimizi açığa verecek kadar cesaretimiz yoktu. Kapalı kapıların ardında bile bazı şeyleri itiraf edemezdik. Hissettiklerimizin değil hissetmemiz gerekenlerin arkasına sığınırdık. Hem kendimizi hem de karşımızdakileri kandırırdık. Fakat bugün gözlerimizin içine öyle bir bakıyorduk ki, ne zırhımıza ne de maskelerimize sığınamıyorduk. Aramızdaki çekim inkar edilemez şekilde ortadaydı. Artık geri geri gidemeyecek kadar yakındık birbirimize.

Behzat'a yüzümdeki şapşal gülümsemeyle uzun uzun baktığım sıra Deniz dirseğiyle beni dürtüp "Ferda," dedi. "Bu serseri mayın bana ne diyor ?"

Yolun çok başında olduğumuz için baldız kelimesi yanımdaki kıza fazla gelmiş olmalıydı. Behzat'a attığım uyarıcı bakışların ardından boğazımı temizledim. "Boşver canımın içi. O ne dediğini bilmiyor."

Yüreğimin tatlı sızısı adım adım bana gelerek haylaz bir ifadeyle
"Aşk olsun," dedi. "İnsan hiç müstakbel kocasına ne dediğini bilmiyor der mi ?"

Elini şok içerisinde kalbinin üstüne koyan kıza attığım kısa bakışların ardından, elimdeki tabağı alan adama başımı çevirdim. "Şakanın dozunu düşürür müsün ? Çünkü aramızda kaldıramayacaklar var."

Deniz'in eli böğründeydi fakat ben çaktırmamaya çalışsamda müstakbel kelimesini duyan kalbim dört nala doğru koşmaya başlamıştı.

Yanımdan geçip koltuğa doğru yürüdü. Oturmadan önce kıstığı gözleriyle "Her şakanın altında bir gerçek yatar," dedi. Sol eliyle tuttuğu tabağın içindeki eklerden birini ağzına attı.

Deniz ayakta durmakta güçlük çekercesine bedenini Behzat'tan en uzak köşeye bıraktı. Bihter Ziyagil edasıyla "Gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar," dedi.
"Ben işkenceler içinde kıvranırken, onlar mutlu mesut yaşıyorlar. Ölüyorum Allahsızlar ! Anlasanıza."

Bazı yerlerini değiştirdiği ve eklemeler yaptığı repliğin ardından başını Behzat'a doğru çevirdi. Çattığı kaşlarıyla "Sebep olduğun trafik cezalarımı ödemeden sana enişte demem," dedi.

İkisinin ortasına denk gelecek şekilde oturdum. Çünkü Deniz her an yılların birikmişliğiyle Behzat'ın saçlarına yapışabilirdi. O bazı konularda benim kadar sakin değildi.

"Gel seninle bir anlaşma yapalım."

Lehine olmayan anlaşmaları öne sürmeyeceğini bildiğim adama gözlerimi çevirdim. Elindeki tabağı bana uzattıktan sonra sırtını dikleştirdi. Arkamda kalan kıza baktı.

"Bana enişte dediğin sürece sebep olduğum ya da olmadığım her trafik cezanı ödeyeceğim."

Deniz bedenine can gelmişçesine doğrulup "Valla mı ?" diye sordu.

Aralarında olmama rağmen benim üzerimden anlaşma yapan ikili arasında bakışlarımı gezdirdim. Behzat'ın "Valla," demesiyle beraber gözlerimi devirdim.

Beni bu kadar ucuza satan Deniz'e çattığım kaşlarımla baktım.
"Anlıyorum dünya malına gözün tok ama benim için daha pahalı şeyler iste. Başlık parası gibi düşün."

Sözlerimin ardından Behzat ılık nefesini kulağımın arkasında hissedeceğim kadar bedenime yaklaştı. Ayıplı şeyler yapacağımızı düşünen Deniz eliyle gözlerini kapattı.

HİZMETÇİNİN KIZI (Askıda )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin