Bölüm 2.

363 13 0
                                    

Her zaman ki gibi babamın sigara molası vermeye ne dersiniz gençler demesiyle arabayı kenara çektik ve beş dakikalığına yolun kenarında beklemeye başladık. Babam ve abim sigarasını içerken ben ablama yine aynı herzamanki sorulardan sormaya başladım. Yani Türkiyeyle ilgili sorular. Ablam dan aldığım cevaplar beni daha da Türkiye ye bağlamıştı. Biran önce tatilin gelmesini ve benim de Türkiye ye gitmem gerekiyordu. Ama daha tatile çok vardı. Babamın; yola çıkıyoruz gençler. Demesiyle yine evin yolunu tutmaya başladık. Eve vardığımızda annem bir aylık ablam dan ayrı kalma hasretini gidermek için kapının önünde bizi bekliyordu.
Anne: Kızım hoşgeldin.
Bilge:Hoşbulduk anne.
Anne:yolculuk nasıl geçti?
Bilge:İyidi anne. Herhangi bir sorun olmadan geldim.
Anne:İyi kızım. Tekrardan hoşgeldin.
Annem ve ablamın arasındaki bu küçük sohpetin ardından babam arabayı park edip içeri geçtik.
Ablam yol yorgunluğunu üzerinden atmak için odasına çekildi. Tabi bende sabırsızlıkla ve heyecanlı bir şekilde arkasından odasına gittim. Ablamla biraz sohpet ettikten sonra onun dinlenmesi için odadan çıktım.
Salona geldiğimde babam telefonla konuşuyordu. Telefon Türkiye denmiş. Babam ve annemin konuşmalarından anladığım kadarıyla Güney evleniyormuş. Aslında Güneyi hiç görmedim ama kuzenim olduğunu ve benim yaşımda olduğunu biliyordum. Yaşı henüz küçüktü ama yinede evleniyordu. Türkiye ye hayrandım ama Türkiye deki bu düzeni hiç sevmiyordum. Kendi kendime sorular sormaya başladım: Acaba Güney kendi isteğiyle mi evleniyor? Sevdiğiyle mi? Yoksa ortada bir zorbalık mı vardı da Güney henüz on altı yaşındayken evleniyor?
Bu soruların bütün cevabı Güneyle konuşarak ancak alabilirdim oda Türkiye ye gitmeden olmayacaktı.
Güneyle tanıştığım zamanlar henüz on on dört yaşındaydım. Güneyle iki sene aynı okulda okuduk. İki sene zaman dilimindeki arkadaşlığımız gün geçtikçe aşka dönüşüyordu ama ikimizde farkında değildik. Birgün aceleyle derse yetişmeye çalışıyordum. Yağmur ince ince çiseliyordu ve ben adımlarımı sıklaştırmaya başlamıştım. Arkamdan birinin seslendiğini fark ettim ve arka dönüp baktım. Arkamdan koşarcasına bana doğru gelen Güneyi gördüm. Onun bana doğru gelmesi beni ince ince çı selen yağmurun altında donmama yetmişti bile. Bana yetiştiği gibi günaydın dünyayı ve gönlümü aydınlatan Güneşim.
Bende ona günaydın karşılığını verdim ve okula doğru yine yol almaya başladık.
Evet bana Güneşim diyordu. Adım Güneş olduğu için bana sürekli olarak dünyayı ve gönlümü aydınlatan Güneşim diyordu. Güneyin bana kullandığı cümleler beni ona dahada bağlıyordu. Cazibesiyle, duruşuyla tam bir beyefendiyi temsil ediyordu.
Okula yetiştiğimizde dersin çoktan başladığının farkına vardık. Okulda sürekli beraberdik. Bugünde eski günlerdeki gibi son derse kadar beraber olduk. Ama son derste bana senle çıkışta biraz konuşalım mı? Sorusunu yöneltince kafamı bir kemiren soru yağmuru tutuşmaya başladı ve ni hayet beklenen an gelmişti zilin çalma saati. Yarım saatten fazladır kafede oturmuşuz ama ne Güney den nede benden bir kelime bile çıkmamıştı. İkimizde karşımızdakinin konuşmaya başlamasını bekliyorduk. Güney bir türlü konuşamıyordu oysa eski zamanlarda buluştuğumuz anlarda benle öyle güzel konuşurduki adeta beni konuşmalarıyla büyülerdi.
Güneş: Güney yarım saattir oturmuşuz ve senden tek bir kelime bile duymadım.
Güney: Evet doğru ama söylemesi kolay olsa bende hemen söylerdim.
Güneş: Tahmin ettiğim olmuştu. Güney bana muhtemelen evlenme teklifi edecek. Benim heyecanım ikiye katlanmıştı bile. Ne diyeceğimi bende bilemiyordum. Ama evlenme teklifini ettiği gibi kabul edeceğimde kesindi ve nihayet Güneyin cesaretini toplamasıyla birlikte beklenen an geldi.
Güney: Güneş benimle evlenirmisin?
Güneş: Cevabım evetti ama yinede içimden Güneyi biraz süründürmek geliyordu ve biraz düşünmem gerek. Cevabını verdim.
Güney: Güneş düşünecek ne var sende bende birbirimizi iki yıldır seviyoruz. Hala düşünecekmisin?
Güneyin bana karşı tepkisi ge kalmadı bencede haklıydı. Doğru iki senedir birbirimizi seviyoruz. Ona bir cevap vermem gerekiyordu ve daha fazla tepkisinin büyümemesi için ona cevap verdim.
Güneş: Evet.
Cevabı verdiģimde Güneyin gözlerindeki sevinci adeta dünyayı yerinden oynatacak kadar büyük bir cevince dönüştüğünü gördüm. O gün fazla beraber zaman geçirmedik. Evlenme teklifinden sonra beni eve bıraktı ve kendiside evin yolunu tutmuştu bile. Onu gözlerimden kaybolana kadar izledim. Kaybolduktan sonra heyecanlı bir şekilde içeriye girdim ve bu güzel haberi ailemle paylaştım. Aslında ben ailemin tepki vereceğini düşünüyordum ama annem de babam da gayet olumlu bir şekilde karşıladılar.
Ailemin bu şekilde davranmaları Güneyin asilliğindenmiydi yoksa zenginliğindenmiydi anlamamıştım ama hangi nedenden olursa olsun ailemin olumlu bakmaları beni dahada mutlu etmişti. Babam zaman kaybetmeden Güneye haber ver ailesiyle birlikte seni isteme ye gelsinler. Bu beni dahada sevindirmişti.

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin