Bölüm 3.

179 10 0
                                    

Nihayet beklenen gün gelmişti. Güneye haber verdikten bir hafta sonra elinde çiçeklerle ve ailesiyle beraber soluğu kapımız da bulmuştu. Onları içeri aldım. Nasıl heyecalı olduğumu ben bile bilemiyorum o kadar heyecanlıyım ki adeta yerimde duramıyorum. Kısa bir soğpetin ardından Güneyin babası:
Tatlı yiyelim tatlı konuşalım demesiyle konuya giriş yaptı. Allahın emri peygamberin kalbiyle kızınız Güneşi oğlumuz Güneye istiyoruz. Demesiyle babamın vereceği cevap belliydi ama biran durakladı yoksa babamın cevabı hayır mı? Diye düşünmeye başladım. Nihayet babamdan evet cevabı geldi. Iste o an dünya benim olmuştu. Güneyin babası:
Hemen nikah hazırlıklarını bitirip biran önce nikahı kıyarız, demesiyle sevincim iki katına çıkmıştı.
Güney leri uğurlarken heyecandan kızardığımın farkındaydım ama elimde değildi ne yapabilirdimki?
Babamla annemin konuşmalarına tanık olduktan sonra okula gittim. Okulda yine beni bir ton soru yakalamıştı. Eve biraz hüzünlü geldim. Bu moral bozukluğumu annem fark etmişti. Neyseki biraz toparlandım ve salona geçtim. Babamlarla sohpet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Saat gece yarısını gösteriyordu ve ben odama çekilip yatmaya karar verdim. Ama nedense bir türlü uyku tutmuyordu. Yatakta Türkiye yi düşünerek uykuya dalmışım. Sabah kahvaltı yapmadan okul yolunu tutmaya başladım. Yağmurun hafif hafif çiselmesiyle yolculuktan aldığım haz azda olsa üzerimde ki mutsuzluğu götürüyordu. Bu mutsuzluğumun nedenini bilmiyordum ama uzun sürmeyeceğinin de farkındaydım çünkü her geçen an beni Türkiyeye sevdiklerime dahada yakınlaştırıyordu.
Herkes telaş içinde ben ise biraz telaşlı biraz da heyecanlıyım. Evet aslında biraz değil heyecanım telaşlanmamı bastırıyordu. Güneyin yanıma gelmesiyle dahada heyecanlandım.
Güney:Güneş niye öyle renk atmışsın?
Evet heyecanlanınca renk atıyorum.
Güneş:Bende bilmiyorum ama galiba heyecan dan olacak.
Güney:Evet haklısın belki heyecanlanmakta sonuçta bugün bizim evlilik günümüz ama bu kadar da heyecanlanmanı gerektirecek durum yok bence.
Güneyin benimle konuşmasından sonra galiba haklıydı diye düşünmeye başladım. Düğünün son anlarıydı ve her kes birer birer ortadan kayboliyordu. En sonunda Güneyle araba bindik ve kendi evimize benle Güneyin evi evet artık ben yok biz varız ikimiz. Sabah erkenden kalkıp ikimize kahvaltı hazırladım ve Güneyi uyandırdım. Çok mutlu olmuştu. Haftalar aylar birbirini kovalarken benle Güneyin sevgiside artıyordu. Bugün hastahaneye gittiğimi Güney bilmiyordu. Ona hamile olduğumu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama bu mutlu haberi duyduğunda onunda mutlu olacağı kesindi. Kapının açılmasıyla Güneyi karşımda buldum. Ona bu güzel haberi nasıl vereceğimi düşünmeye başlamıştım bile. En sonunda bu haberi verince Güneyin gözlerindeki mutluluğu görünce dahada mutlu olmuştum. Evet artık hamile olduğumu biliyordu ve bana davranışları biran da değişi verdi.

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin