Bölüm 14.

190 5 0
                                    

Hmileliğimin yedinci ayı olmuştu ve hamileliğim artık belli ediyordu.
Şirketten izin alarak belli bir süre izne ayrıldım. Dısardakiler benim evli olmadığımı biliyorlardı. Peki bu çocuk kimdendi acaba gizli bir şekilde mi evlenmiştim?
Bu tür sorular insanların kafasını kurcalayarak bana karşı bakış açıları değiştirmişti. Güneyin eşi bizden uzun zamandır şüpheleniyordu ama Güneyin bunu yapcağınada inanmıyordu. Belkide onun bu ihaneti yapacağını kabullenemediği için bu şekilde düşünüyordu.
Mert amca bana gelerek bu çocuğun kimden olduğunu söylemesi beni kararsız duruma sokuyordu. Güneyle yaşadığımız ilişkiyi söylemeli miydim yoksa bu şekilde mi devam etmeliydi? Nasıl davranmam gerektiğini bende bilmiyordum. Mert amca ya hiçbir şey demeden evden gitmesini sağladım.
Peki bunu ne zamana kadar saklayabilirdim. Belkide Güney baştan beri haklıydı bu çocuğun olmasına izin vememeliydim.
Güney benimle ilişki yaşadığını kimseye söylememi istemiyordu. Onun bu şekilde düşünmesi benim ona karşı kin beslememe sebep oluyordu.
Maden beni seviyor ve benle ilişkiye giriyorsa bunun sonucunada katlanacaktı.
Bilge yengeyle konuşmam için beni evin az ötesinde ki pastahaneye davet etti. Hazırlanarak evden çıktım. Yanına gittiğimde hiçbir şey demeden sadece çocuk kimden sorusunun cevabını benden bekledi. Bende mademki bunu için benimle görüşmeye gelmişsin o zaman beni iyi dinle diyerek çocuğun Güneyin çocuğu olduğunu söyledim. Bana inanmadı ama bunun kimsenin öğrenmemesi gerektiğini söyleyerek çekip gitti. Bende ardından Güneyin eşini arayarak onunla görüşmek istediğimi söyledim. Apar topar birsekilde geldiği üstündeki elbiselerden belliydi. Dağınık bir şekilde üzerine attığı hırkası yandan sarkıyordu. Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum ama ona Güneyle uzun bir zamandır ilişki yaşıyoruz ve şuan hamile olduğum çocukta Güneyin çocuğudur. Deyince Güneş anlamaya başladı.
Onu sakinleştirmeye çalıştım ama bunu başaramadım. Çantasından telefonunu çıkararak Güneyi aradı ve yanımıza gelmesini söyledi. Bunu yapmasını her ne kadar istemesemde ona engel olamadım. Güney gelene kadar hiçbir kelime bile etmeden sadece ağlıyordu.
Bir süre sonra Güney yanımıza geldi ve ikimizi bir arada görünce şaşırmış bir şekilde ayakta donakalmıstı.
Güneş ona oturmasını söyledi ve ona sadece bana hayır de şimdi soracağım soruya diyerek ona bu çocuğun babası sen misin?
Demesi Güneyi dahada telaslandırmıştı. Güneşi sakinleştirmeye çalışıyorduk. Ama bir türlü sakinleşmiyordu. Güneyden bir cevap bekliyordu. Güney ise ona bakarak Üzgün olduğunu söylemeye çalışıyordu. Konuşurken sesi titriyordu.
Güneş ise soğuk bir tebessümle sorusunu tekrarladı.
Güney; evet bu çocuk benim Cananla uzun süredir ilişki yaşıyoruz. Sana ihanet ettim ve beni affetmeni istiyorum. Beni affedersen burdan gideriz ve ben Cananı unutacam.
Güneyin bu şekilde davranması beni çılgına döndürmüştü. Yerimden fırlayarak ona tokat atıp ve sen aşalık birisin diyerek ona hakaretler savunmaya başladım. Bu şekilde tartışmamız Güneşi dahada sinirlendirip Çantasından tapancayı çıkararak bir kaç adım öteye gidip ve ikimize doğrulttu. Onu sakinleştirmeye çalışıyorduk. Bizi hiçbir şekilde dinlemiyordu sadece Güneye küfürler ederek ona hakaretler ediyordu. Güney ise ona doğru sessizce yaklaşmaya çalışıyordu bunu fark edecek olmalıki bana yaklaşma diyerek ateş açtı. İki el ateş açarak Güneyi vurmuştu. Ayaklarımın dibine düsürek kanlar içinde kalan bedeni titriyordu. Ağlamaya başladım ve eğilerek yaşıyormu diye nabzını kontrol ettiğimde Güneyin öldüğünü fark ettim. Şimdi sadece cansız bedeni vardı ayaklarımın dibinde.
Bu şekilde olacağını bilmiyordum. Eğer böyle olacağını bilseydim bu çocuğu asla istemeyecektim. Artık Güney yoktu hayatımdan tamamen çıkıp gitmişti. Güneyi defnederken dayanamadım. Baygınlık geçirdim. Aşırı yorgunluk ve üzüntüden dolayı erken doğum yapmıştım. Doğan çocuğuma da Güney adını vererek onun sürekli hayatımda olmasını bu şekilde kendimi avutarak sağlamaya çalışıyordum.
Güneşin hamile olduğunu duymuştum. İkinci çocuğu olacaktı ve ben ailesini mahfetmiştim. Doğacak çocuğu babasız büyüyecekti. Güneyin ölümünden üç yıl gelmesine rahmen onu unutamıyordum ve kendimi sürekli suçlu hissediyordum. Bu hayatı bu şekilde daha fazla yaşayamıyordum. Çocuğumu Mert amcalara bırakarak eve geri döndüm. Küçük bir not yazarak odaya geçtim ve çekmeceden tapancayı alarak kafama dayadım. Neden intihar edeceğimi merak edeceklerdi onun için notta; ben bu hayatı daha fazla yaşayamıyorum çocuğum size emanet onun oğlunuzdan bir parça olduğunu unutmayarak oğlunuz gibi bakın Canan...

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin