*18* Yearn

1.9K 147 37
                                    

Çok iğrenç bir bölüm olduğunun farkındayım klfjslg Ama panoma yazan kız -o kendini biliyor- sayesinde birden yazma kararı alınca ortaya bu çıktı. Geç ve iğrenç olduğu için üzgünüm. Burada olanlara bir şekilde karşılık veremesem bile, burada olduğunuz için teşekkür ederim.


"Partiye gidiyoruz Sebastian." Keegan yüzünü buruşturup beni inceledi. "Siktiğimin futbol maçına değil."

Ofladım. Kot pantolonumu, siyah tişörtümü ve kafama geçirdiğim beyzbol şapkasını neden beğenmiyordu, anlamıyordum.

"Benim etrafta prensesler gibi dolanan kızlardan olmadığımın ne zaman farkına varacaksın? Elbise giymem ben. İçinde güzel görünebileceğim hiçbir şey giymem."

Koltukta arkasına yaslanırken bana dik dik bakmaya devam etti. "Umutsuz vakasın Sebastian. Hayal kırıklığısın."

"Dedi Peter Parker'ın soyadını çalan Keegan Parker."

Söylediği her şeyi alaya alıyordum ve bu onu rahatsız ediyordu. Marketteki öpüşme ve dövüşme seansından sonra, bir şekilde orta yolu bulup partiye gitmeye karar vermiştik. Zayn'in biricik sevgilisi ve biricik arkadaşları ile karşılaşmak istemiyordum. Onun güzelim yüzünü görmek ve başka bir kadınla mutlu olduğunu görmeyi hiç mi hiç istemiyordum. Ben kendi halimde yaşıyordum, yine neden gelip bulmuştu ki beni?

"Sana olan bakışlarını gördüm," dedi Keegan. "Bir erkek sadece arzuladığı kadına öyle bakar."

Omuz silktim. "Beni arzulaması ilgimi çekmiyor."

"İkiniz ciddi anlamda birbirinizi arzuluyorsunuz. Yatağa geçmenin fırsatını bulsanız, ölene kadar sevişirsiniz, eminim."

Yanımda duran yastığı suratına fırlattım. "Sadece şu partiye gidelim ve biraz takılıp dönelim, olur mu? Onun yüzünü görmeye dayanamıyorum."

Ayağa kalktı ve kolunu omzuma attı. "Yanımdan ayrılma komşu. Oraya gidince, Zayn'e neler kaçırdığı hakkında sıkı bir ders vereceğiz."

Sonrasında ise partinin yapıldığı yere gittik. Kalabalık ve nezih bir ortamdı. Prenses gibi görünen ve takım elbiseyle dolanan erkeklerin arasında, beyzbol şapkası ile dolanan tek insan bendim. Bana öyle bakışlar atıyorlardı ki, buraya ait olmadığımı bundan daha iyi bir şekilde hissettiremezlerdi.

"Sana demiştim," diye fısıldadı Keegan kulağıma. "Zengin kesime ayak uydurmak istiyorsan, onlardan biri gibi davranacaksın."

"Hepsini sikerim," dedim gülümsemeye çalışarak. Kıkırdadı.

Ve sonra onu gördüm.

Siyah bir takım elbise giyiyordu. Konuştuğu insanlara içtenlikle gülüyor, onlarla muhabbet ediyordu. Ellerini ceplerine sokmuştu. Asil duruyordu. Ulaşılamaz, asil ve güzel...

"Ağzının suyunu silmen için peçete vermemi ister misin?"

Keegan'ın omzuna vurdum. Güldü ve kolunu belime sardı. Onunla bu şekilde yakın olmaya alışabileceğimi sanmıyordum.

Etrafta aylak aylak gezerken, Perrie'nin sesini duydum. "Gelmişsiniz!"

Zorla gülümsedim. "Öyle oldu."

Perrie beni baştan aşağı süzdü. "Kıvrımlarını gizlemek için daha iyisini yapamazdın." Keegan'a baktı. "Ona güzel giyinmesi için izin vermiyor musun?"

"Hayır," dedi Keegan gülümseyerek. "Ben bir şey yapmıyorum. Sadece o çelimsiz bir erkek çocuğu olmaktan hoşlanıyor."

"Bence çelimsiz erkek çocuğu görüntüsü Sebastian'da güzel duruyor."

Zayn'in sesini duyduğum an öylece kalakaldım. Perrie'nin hemen yanındaydı. Bana bakıyordu. Dikkatle.

Keegan beni kendine bastırdı. "Öyle. Bu, onu diğer erkeklerden uzak tutuyor. Ve bedeni sadece bana özel kalıyor."

Yerin dibine girme isteğimi zar zor bastırdım. Zayn'in Keegan'ın söyledikleriyle ilgilenmediğini biliyordum. Sadece ona pis bakışlar yolluyordu. Ve şu an gözleri benim üzerimdeydi.

"Var olanı gizlememelisin, onunla övünmelisin," dedi Perrie. Sesindeki kıskançlık tınısını sadece ben mi duymuştum?"

Kimse bir şey demedi. Müzik sesi duyana kadar öylece durduk. Sesi duyan Perrie Zayn'i kapıp piste ilerlerken, bize görüşürüz bile demedi.

Keegan ile ben de öylece durduk. Gitmek istiyordum. Onların mutlu görüntüsünü izlemek istemiyordum. Kanıma dokunuyordu.

Kendimi Keegan'ın elleri arasından kurtardım ve çıkışa ilerledim. Burada fazla bile durmuştum. Ve Keegan'ın peşimden gelmeyeceğini umuyordum.

Ev, buraya uzak değildi. Yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm. Sonunda eve vardığımda, cebimdeki anahtarları çıkartmaya çalıştım.

Bir daha ne Perrie'yi ne de Zayn'i görmek istemiyordum!

Tam anahtarı cebimden çıkartacakken, belimde sert ve güçlü eller hissettim. Bir beden beni sertçe kendine çevirdi ve beni arkamdaki kapıya yasladı.

Karşımdakinin Zayn olduğunu görünce büyük bir şokla sarsıldım.

Ve lanet olsun, bu herif neden bana bu kadar çok yakındı?

Yanaklarımı kavradı ve dudaklarıma doğru eğildi. "Seni özledim Sebastian."

Bana daha da yaklaştı ve nefesini dudaklarımın üstüne bıraktı. "Ve şimdi seni öperek özlemimi gidereceğim.."

I Know You Want MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin