*3* Giddy

3.2K 206 20
                                    

Multimedia'daki kız Sebastian millet :D Herkese iyi okumalar...

 Kalçalarımı kavrayan, kocaman, sıcak bir el vardı. Başım, yastık gibi bir şeye yaslanmıştı. Bu şey nefes alıyordu!

Gözlerim kocaman açıldı. Başımı kaldırdığımda Zayn'i gördüm. Korkuyla doğruldum ve ondan uzaklaaşmaya çalışırken yataktan kaydım ve yere yuvarlandım. Sert bir şekilde kalçamın üzerine düşmüştüm.

Yüzümü buruşturduğum sırada Zayn'in tek gözünü açmış bana baktığını gördüm. Yüzünün yarısı yastığa gömülmüştü. Saçları dağılmış, gözleri uykusuzlukla parlıyordu.

"Neden benimle uyudun sersem?" dedim öfkeyle. Yerden kalkmam ve altıma bir şeyler giyinmem gerekiyordu. Ama kalçamın acısından hareket edebileceğimi sanmıyordum.

Dudaklarının bir yanı, muzip bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Omzumda uyuya kalmadan önce düşünecektin. Hey, yerde ne yapıyorsun sen?"

"Bir an yanımda olduğunu görünce yere yuvarlandım," diye açıklama yaptım, neden yapıyorsam!

Yataktan kalkıp yanıma geldi. Beni omuzlarımdan yakalayıp ayağa kaldırdı. "İtiraf etmeliyim ki güzel bir kıçın var. Kırmak istemezsin."

Bana göz kırptığında, sinirle soludum. Saçımı toplamak, pantolonumu giyinmek ve bu evden def olup gitmek istiyordum. Hayatımda, yanımda uyuyan ve beni "kız" halimle gören ilk erkek olarak rekor üstüne rekor kırıyordu.

Elini kalçama yerleştirdi ve hafifçe ovdu. Yanaklarımın kızardığına emindim. Bunu gerçekten yaptığına inanamıyordum. Rekor listesine yeni bir şey daha eklenmişti.

"Çok mu acıdı, güzelim," dedi ovalamaya devam ederken. Sinirlenerek onu, ellerimi göğsüne koyup ittim. Beni bırakıp kendisinin yatağa düşmesi gerekirdi ama beni de beraberinde götürmüştü.

Üzerindeydim! Bedenime bir heyecan dalgası yayılırken onun üzerinden kalkmak için çabalamaya başlamıştım. Ama belimi o kadar sıkı tutuyordu ki, kalkmak imkansızdı. Hayvan gibiydi şerefsiz.

Debelenmeyi kestim ve gözlerine doğru baktım. Kahverenginin en koyu tonuna bürünmüşlerdi sanki. Artık sırıtmıyordu da. Bir elini belimden çekip önüme gelen birkaç tutam saçı yakaladı ve kulağımın arkasına doğru itti. "Dün ne diledim biliyor musun?"

Sorusuna kafamı olumsuz bir şekilde sallayarak cevap verdim. Düşünebildiğim tek şey sakallarına dokunmak istediğimdi. Onu daha dün tanımıştım ve kendime koyduğum bir sürü kuralı çiğnememe yol açmıştı. Ben feministtim! Onun sakallarına neden dokunmak istiyordum ki?

Parmaklarını yanaklarımdan aşağı kaydırdı ve tam dudağımın kenarında durdu. Tenim karıncalanıyordu. Buna bir son vermek zorundaydım ama becerecek halim yoktu.

"Dilediğim şey..." cümlesinin devamını getiremeden kapı vuruldu. "Seb! Saat bir, bu kadar uyuduğuna inanamıyorum!"

Doniya'nın sesini duyduğumda telaşa kapıldım. Beni kardeşinin üzerinde, bu vaziyette görse, kesinlikle çok fena yapardı.

Zayn'in üzerinden hemen kalktım ve koşup pantolonumu alıp giymeye başladım. Zayn bana yarım ağzı gülümsüyordu. Ona öfkeyle baktım. "Ne bakıyorsun sersem, Doniya seni burada görmemeli. Çek git şuradan!"

Doniya birkaç kez daha kapıya vurdu. "Öldün mü, aptal? Bak, şu kapıyı hemen açmazsan girmek zorunda kalacağım."

Zayn yatakta oturup beni izlemeye devam ediyordu. Yanına gidip kolunu sımsıkı kavradım ve onu yataktan kaldırdım. "Doniya'nın dediği gibi gerçekten aptalsın. N'olur git."

"Aptal ama yatakta çok iyi," diye düzeltti beni. "Hem nereye gideyim? Dolaba falan mı gireyim, ne yapayım?"

"Harika fikir," dedim. Ciddiliğimden emin olmak ister gibi yüzümü inceledi ve ciddi olduğumu anladığında "Bari seks yapsaydık. En azından dolapta düşünecek bir şeylerim olurdu."

Onu sırtından ittim ve dolaba daha hızlı girmesini için teşvik ettim. Ben dolaba doğru bakarken kapı birden açıldı. Zayn dolaba çoktan girmişti ve onun burada olduğunu görmediği için seviniyordum.

Doniya içeri dalıp ilk önce kırış kırış olmuş çarşafların ve yere düşen yorganın olduğu tarafa baktı. Ardından gözleri beni buldu. "Sen uyurken yatakla mı savaşıyorsun Seb?"

Dudağımı ısırdım ve cevap vermedim. Gözleri yüzümde dolaştı ve ardından üzerimdeki tişörte kaydı ve gülümsedi. "O Zayn'in en sevdiği tişörtlerden biridir. Sana vermesine çok şaşırdım doğrusu."

Bunu duymak gerçekten çok garipti. İçimdeki çocuk ruhlu iç sesim ayaklandı. Sana sevdiği tişörtlerinden birini vermiş, şaşkın!

Dudağımı büzdüğümde Doniya saçlarımı incelemeye koyulmuştu. "O zekasızı hiçbir yerde bulamıyorum. Açıkcası bir an senin yanındadır diye korktum. Bütün arkadaşlarım ona hayran kalıyor. Tabii onlar büyüktü ve sen küçüksün. Ama sonuç olarak Zayn şimdiye kadar edindiğim bütün kız arkadaşlarımdan kendine sevgili yaptı. Anlamıyorum. Onda ne buluyorlar?"

"Bilmiyorum. Zekası hakkında aynı şeyi düşünüyoruz ama tip konusunda... O biraz şey... Karizmatik," derken arkamdaki dolaptaki Zayn'in varlığını tamamen unutmuştum. Kendime lanetler okudum.

"Tanrım!" dedi Doniya. "Onu karizmatik falan bulmamalısın Seb! Kardeşim diye söylemiyorum, kızlarla oynamayı çok sever kendisi. Lütfen ama lütfen onunla konuşmaya tenezzül etme."

Dudak büzdüm. Ben dün gece onunla uyumuştum ve daha beş dakika önce kalçamı ovuyordu. Bunu gerçekten, gerçekten yapmıştı.

"Doni, benim artık gitmem lazım," dedim. Eve gitmeli, bir daha Zayn'i görmemek üzere buradan ayrılmalıydım.

Doniya kafasını salladı. "İyi, git."

***

"Sadece şurayı şuraya oranla," dedim bıkmış bir şekilde. Emmett benim üniversitedeki yakın arkadaşlarımdan biriydi ve benden ona matematik anlatmamı rica etmişti. Ben de birilerine bir şeyler öğretmeyi sevdiğim için hemen kabul etmiştim. Tabii matematik konusunda bu kadar başarısız olacağını düşünmemiştim.

"Aynısını lisede de gördük Emmett. Çok basit. Kafanda çok büyüttüğün için pek başarılı olamıyorsun sadece," dedim gözlerimi devirerek. Gözlerimin içine dikkatle baktı. Mavi gözleri, kumral saçları vardı. Yüzünde sakal izi kalmayacak şekilde traş olmuştu. Yakışıklı bir çocuktu ama benim umurumda bile değildi.

Sakal demişken... Acaba Zayn ne yapıyordu? En son yılbaşının ertesi günü onu dolapta bırakıp evi terk etmiştim. Doniya ile okulda her gün buluşsak da onunla konuşmayalı bir haftayı geçiyordu.

Neden önemsiyorsun ki? diye sordu içimdeki ses. Doğruydu. Neden önemsiyordum ki? Onu, saçma sapan diyaloglarımızı şimdiye kadar unutup önemsemem gerekirdi.

Emmett'in eli gözümün önde sallanınca bakışlarımı ona çevirdim. Bana üzgün gözlerle bakıyordu. "Benden o kadar sıkıldın ki başka alemlere daldın Seb..."

"Seninle alakası yok Emmett," diyerek burukça gülümsedim. Elini elimin üzerine koydu ve gözlerimin içine bakarak "Ne olur seni sıkmadığımı ve bana ders anlatmaktan nefret etmediğini söyle."

İlk önce elimin üzerinde olan eline ardından yüzüne baktım. Bu temas beni fazlasıyla rahatsız etmişti ve elimi, elinin altından çektim. Zorla da olsa gülümsedim. "Ben birilerini bir şeyler öğretmeyi severim ama..."

"Bakın burada kim varmış? Sebastian," Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Sağır olmalıydım. Başımı karşımdaki sandalyeye çevirdiğimde gözlerim daha çok açıldı. Karşımda, sert bakışlarını yanımdaki çocuğa dikmiş bir Zayn Malik vardı.

İçimdeki çocuk ortaya çıkıp, O burada diye bağırdı. Zayn beni kesinlikle hazırlıksız yakalamıştı. 

I Know You Want MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin