Ona bakmak, dünyanın en güzel resmine bakmak gibiydi. Çok çekiciydi ve insanın baktıkça bakası geliyordu. Uzun bir süre kendini inceletiyordu. İnceledikten sonra ise her bir hatının ne kadar özel ve güzel olduğunu fark ediyordunuz.
Bir ressamın yıllarca üzerinde çalıştığı resim gibiydi. Saçları siyah ve kahverengi arasında kalmıştı. Gözleri bal rengiydi. Kahverenginin en özel tonlarından oluşuyordu. Sakalları yeni çıkmaya başlamıştı ve gören insanın dokunmak isteyeceği türdendi. Çene yapısı tanımlayamayacağım kadar güzeldi. Dudakları samimi bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Pembenin canlı renklerini barındırıyordu. Üzerinde siyah bir tişört ve altında siyah bir pantolon vardı. Siyah, esmer tenine o kadar yakışıyordu ki...
Bir an dişlerini göstererek gülümsedi. Dişleri inci gibiydi. Dilini dişlerinin arasına alarak güldüğünü fark ettim. Gülümsemesi gözlerine kadar ulaşmış ve gözlerinin yanları kırışmıştı. O gerçekti. Ama ben buna inanamıyordum. Bir ressamın hayalinden fırlayan ve fırçayla portreye yansıtılan resim olduğunu düşünüyordum.
Bir el gözümün önünde sallandı ve transtan çıktım. Elin sahibi Doniya'ydı ve bana delirmişim gibi bakıyordu.
"Salak mısın?" dedi sessizce. "Zayn'e hipnotize olmuş gibi bakmayı kes! O manyağa alıcı gözle bakmanı yasaklıyorum."
Kardeşine manyak demesini komik buldum ve sırıttım. O sırada, Saffa Zayn'e sarılıyordu. Zayn, kardeşini bıraktı ve bize doğru ilerledi. Doniya'ya sarılma girişimde bulunduğunda, Doniya onu engelledi. "Yalakalıktan hoşlanmam zekasız."
"Anlıyorum Doniya," dedi Zayn. Doniya baygın bir bakış attığı sırada Zayn hızla Doniya'nın yanağına bir öpücük kondurdu.
Doniya yüzünü buruşturdu. "Sen harbiden zekasızsın Zaynie! Beş yaşındaki halinden hâlâ çıkamadın. Ablanın sözünü dinlemeyi ne zaman öğreneceksin?"
Aralarındaki muhabbete kıkırdadım. Benim de bir abim vardı. Ama aramızdaki ilişki birbirimizi dövmekten ibaretti. Ben onun kıyafetlerini çalar, o da bana alınan kız işi şeyleri sevgililerine götürürdü. Bu yüzden birbirimizi döver ve saçma sapan şeyler yapardık.
Beni dikkatle süzen bal rengi gözler, radarıma takıldı. Bakışlarına karşılık verdim. Beni, kaşlarını çatmış ve dikkatle inceliyordu. "Arkadaşın kim Doniya?"
"Sebatian, Zayn. Manyak kardeşim Zayn, Seb," Doniya bizi iğrenç bir şekilde tanıştırıken birbirimizden gözlerimizi ayırmadık. Sonunda Doniya bir ıslık çaldı ve ikimiz de bakışlarımızı ona çevirdik.
"Ne oluyor ya?" dedi Doniya. "Birbirinize içli içli mi bakıyordunuz siz? Zayn! Seb'den uzak dur. Diğer arkadaşlarımı ayarttın, bunu da erkek gibi olduğu için yanına kanka yaparsan ağzına sıçarım. Duydun mu?"
Bana kızgın bir bakış attı. "Aynısı senin için de geçerli Seb! Zayn'in numaralarına kanmayacağını biliyorum ama sonuçta kızsın. Bu beyinsizin de feci numaralı var. Ona ne kanka ne de başka bir şey olabilirsin!"
Doniya bize kızdıktan sonra "Anne!" diye bağırdı. "Zayn'e söyle arkadaşlarımı ayartmaktan vazgeçsin."
Güldüm. Zayn de aynı şekilde güldü, ama onun gülümsemesinin benimkinden çok daha güzel olduğuna emindim.
"Doniya," dedim. "Beş yaşındaki çocuk gibi davranıyorsun. Oyuncağını paylaşmak istemeyen ve sonunda annesine yalvaran bir çocuk gibi. Tabii ben oyuncak değilim ve kimse de beni senden almak istemiyor. Şimdi sakin ol."
Zayn araya girdi. "Aynen. Hem arkadaşının çalmak isteyeceğim hiçbir yanı yok. Kızlardan kanka yapmam. Erkek gibi kızlar da ilgimi çekmez. gitsin erkek kampında asker olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Know You Want Me
FanfictionǁZayn Malik Fan Fictionǁ Ona bakmak, dünyanın en güzel resmine bakmak gibiydi. Çok çekiciydi ve insanın baktıkça bakası geliyordu. Uzun bir süre kendini inceletiyordu. İnceledikten sonra ise her bir hatının ne kadar özel ve güzel olduğunu fark ediyo...