X bana, ben ona bakıyordum. Muhafız beni arkamdan itti ve X kolumdan tutup kendine çekti. Büyük bir korkuyla yanına sürüklendim. Karanlık koridorda ilerlerken hücrelerden gelen çığlık ve ağlama seslerini duyuyordum. Bazılarıda benim gibi hücrelerinden çıkarılmış muhafızları tarafından sürükleniyorlardı. Biraz ilerledikten sonra önümüze tabelalar çıktı fakat hepsi latince olduğundan anlayamıyordum. X beni sağa doğru sürükledi ve ilk odaya soktu. Odada sadece mumlar vardı yani burada fazla aydınlık değildi. Ama az ötede ısıklı bir bölme vardı. X beni bir sandalyeye oturttu ve önümüzdeki devasa dolaptan kendi bedenine göre birkaç tişört ve boxer çıkarttı. Yavaş yavaş korkmaya başlıyordum. Bana döndü ve beni ayağa kaldırıp tişörtümü çıkarmaya başladı. Altımdaki yırtılmış pantolonumuda çıkarıp yere attı ve vücudumu incelemeye başladı. Tam bana tekrardan yaklaşmıştıki
"Lütfen bana dokunma. Böyle kalıyım lütfen."
Durdu ve durdu... Burnundan soluyarak beni arkasından sürükledi ve o ışıklı yere soktu. Yaklaşık 1 aydır böyle ışık görmediğim için gözlerimi kapatmak zorunda kaldım. Gözlerimi zorda olsa açtığımda duş kabinleri vardı. Zincirlerimi çıkardı ve beni bir kabine itmeden önce iç çamaşırlarımdan tuttu.
''D-dokunma acıyor."
Hiç duymuyormuş gibi devam etti ve üstümü çıkardı. Ellerimle önümü kapattım ve başımı öne eğdim. Altımdakini çıkarmadan beni kabine itti ve ılık suyu tenimde hissettim. Karşıma oturdu ve beni izlemeye başladı. Ona arkamı döndüm ve yıkanmaya başladım. Su yaralarımı yakıyordu ama buna değerdi. Aklıma annemin bana korktuğumda söylediği şarkı geldi. Az çok sesini hatırlıyordum. Ne zaman korksam bana bunu söylerdi. Birden bende mırıldanmaya başladım.
"Of all the money that e'er I had, I've spent it in good company."
Sonra birden annemde bana eşlik etmişti. Onun sesini hissediyordum.
"And all the harm that e'er I've done. Alas it was to none but me.
And all I've done for want of wit, to ,memory now I can't recall.
So fill to me the parting glass, good night and joy be with you all."
Annemin sesi uçup gitmişti. Şarkıyı söylemeyi bıraktım. Son kez suyu vücuduma tuttum çünkü sular kesilmişti. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyordum. X'e döndüğümde elinde havlu tutuyordu. Onu vücuduma sardım ve peşine takıldım. Bir kabinin önune geldiğimizde yandaki askılıktan az önce seçtiği kıyafetleri aldı ve önce elini altımdaki iç camaşırıma götürdü ama o anki refleksle elini itince bana tokat attı.
"Ben giyinsem? Lütfen."
Elindeki erkek boxerını bana verdi ve giyinmemi bekledi. Ona yine arkamı döndüm ve iç çamaşırımı çıkarıp boxerını giyindim. Arkamı dönüceğim sırada onun hafifçe kahkaha attığını duydum ve o an aklıma onunla ilgili birkaç görüntü geldi. Dudakları pembeydi, dudaklarının yanlarında hafif sarı sakalları cıkmıştı. Ona döndüm ve o görüntüler yerine maskeyle karşılaştım. Beni tek eliyle peşinden sürüklemeye başladı ve sedyelerin olduğu odaya sokup kapıyı arkamızdan kapattı. Ellerindeki tişörtü sedyenin ucuna koydu ve beni kucağına alıp sedyeye oturttu. Elimi önümden çekti ve üç tane tişörtü önüme sırayla tuttu. Hepside diğer insanların giydiklerine göre daha güzel ve kaliteliydi. Siyah polo baskılı bir tişörtü kenara koydu ve diğer tisörtleri fırlattı. Yandaki masadan pansuman aletlerini alıp yanıma geldi ve arkama geçti. Yavaş ve narince yaralarımı temizlemeye çalışıyordu. Yani gayret ettigi belliydi. Arada acıdan inliyordum ama onun dışında sedyedeki ince örtüyü sıkıyordum. Sonunda temizlemişti. Derin bir nefes aldım ve önüme geçmesini bekledim. Önüme geçip eliyle kafamı kaldırana kadar kafamı egdiğimi farketmemiştim. Ona baktım ve onunla ilgili hayal kurmaya başladım. Yüzünü tam net çıkaramıyordum,bölük bölük düşünemiyorum. Siyah tişörtü kafamdan geçirdi ve özenle üstüme giyindirdi. Garip olan şey bu piskopatın beni ölesiye dövüp sonrada hiç kıyamıyormuş gibi bana narince davranmasıydı. Ona kızgındım. Daha doğrusu kızgın hissediyordum. Yaralarımı temizleyip beni giyindirmesiyle affedeceğim şeyler yapmamıştı. Yaklaşık bir aydır azrailimle burun burunaydım ben! Beni sedyeden sertçe indirdi ve zincirlerimi takıp arkasından takip ettirdi. Yeniden o karanlık yere gelmiştik. Demir kapıların arkasındaki çığlıkları duyabiliyordum. X'e arkadan baktığımda maskenin içındeki saçlarını gördüm. Saçları sarıydı. Oyun odası diye adlandırdığım odaya gelmiştik. Bura benim oyun odamdı. Bu oyunun kurbanıda hep bendim. Kapıyı arkamızdan kapattı. Sessizdi. Tek duyulan şey tepeden damlayan su sesiydi. Kapının altındaki ışıkla ayın ışığı odayı aydınlatmaya çalısıyordu. Önüme bir ayna koydu ve ordan kendime baktığımda kendimi tanıyamamıştım. Eskisi gibi balık etli değildim. Aksine kemik kızdım. Saçlarımın siyahı aynada parlıyordu ama görüntü bu aydınlığı söndürüyordu. Saçlarım biraz uzamıştı. Üstümdeki kıyafetler çuval gibi olmuştu.( bir adet erkek tişörtü ve bir adet erkek iç çamaşırı) tamamen siyahtım. Adeta ortamda kamuflaj oluyordum. Hala aynayı neden getirdiğini anlıyamamıştım.
"Ayna ile ne yapıcaksın?"
"..."
"Tamam kaldır artık. Yaralarımı, mahvoluşlarımı yeterince gördüm!"
"..."
Cevap yoktu. İlerledi ve ileriden ateşin üstünde yanan bir tahta getirdi. Üstü ateşliydi. Korkuyla gözlerimi kapattım ve biraz sonraki acıya hazırlanmaya çalıştım...
Ateşi önümde tuttu ve aynadaki yansımama baktı. Şuan içinden haince sırıtıyordu biliyorum. Tişörtümü sıyırdı v ateşi sırtıma yaklaştırdı. Aynaya baktığımda anlamıştım. Aynayı önüme koymuştu çünkü çektiğim acıyı görmemi istemişti. Sırtımdaki o acıyı hissettiğimde göz yaşım tişörte düşmüştü. Sırtıma tahtayı sürüyodu. Beni tavuk kızartırcasına kızartıyordu,etim yanıyordu. Beş dakika bunu yaptıktan sonra ateşi su dolu kovaya attı. Tam bitti dediğim sırada bir şişe jack daniels'ı aldı ve sırtıma döktü. O an aynanın karşısında şiddetli bir şekilde çığlık attım. Acıdan gözlerim dönmeye başlamıştı,herşey dönüyordu. Kendimde değildim. Adeta etimle birlikte bedenim parçalanıyordu. Bu acı inanılmazdı. Kimsenin dayanamıyacağı acıydı. Hıckırarak ağlamaya,çığlık atmaya başladım, nefes alamıyordum. Evet bu sefer kazanan azrail olmuştu. Kollarını açmış beni bekliyordu. Tanrım beni buraya kadar koruyabilmişti. Nefesim kesildi sırtım yanıyordu. Hiçbirşey düşünemiyordum. Her yer dahada kararıyordu. Acıda hissedemiyordum. Gözlerim yavaşça kapandı ve birinin kollarına düşmüştüm. Gözlerim kapanırken sadece o maskeyi görmüştüm. Kucağındaydım... Kucağında ölmüştüm...
