.

21 1 0
                                    

herkese merhaba biliyorum çoook geç kaldım ama yazılılarım başladı ve biligsayarıma virüs girdi yani hepsi üst üste geldi bundan sonraki bölümde kitabın konusu çok değişicek ve bazı şeyleri anlamaya başlıyıcaksınız.Şu anda bundan sonraki bölüm tam yanımdaki deftrede duruyo aslında sizi seviyorum keyifli okumalar :)


Annem...babam...jeremy.Neden onların yanında değilim ki? neden biride bana 'her şey geçti', 'artık kurtuldun' ya da 'bunların hepsi bir rüyaydı' demiyor ki? Neden ben? Bu benim hayatım,benim hikayem.Böyle olmaması gerekirdi.Her şeyin iyiye gitmesi gerekiyordu.Korkum beni günden güne eritiyordu ama öldürmüyordu.Aksine acı veriyordu fakat öldürmeyen ama derinden bir acıydı bu! Bu kahrolası yerde günden güne mahvoluyordum. Adeta kendimi bir yabancıya teslim etmiş,onun oyuncağı oluyordum. Kapımın aniden açılmasıyla gerilip titredim ve gelen kişiye ağır ağır baktım.

''Selam. İyimisin? Pek iyi görünmüyorsun.''

''Burada nasıl olmamı bekliyorsun? Şen şakrak olmamımı?

''Afedersin. Sormam saçmalıktı.''

''...''

''Bu arada saçların böyle harika olmuş.''

''Dalgamı geçiyorsun kafamda saç kalmadı.''

''Ella saçmalama! Çok güzelsin ve saçında çok güzel.''

''Bana yardım et! Buradan çıkmama yardım et!''

''Bu imkansız.''

''neden?''

''Seni asla kurtaramam ama X hakkında birşeyler öğrenip ellerine koz geçmesini sağlayabilrim.''

''Ah! Ciddimisin, bunu yaparmısın?''

''Çok zor ve tehlikeli olmaya çalışacak ama yapmaya çalışacağım.''

''Brian çok teşekkür ederim.''

Aniden kendimi ona attım ve kafamı boynuna gömdüm. Brian önce afalladı ama sonra beni kollarıyla sardı.

''Bunu sık sık yapalım Brian. Buna çok ihtiyacım var.''

''Bana uyar.''

''Hala uykum var biliyormusun.''

''Uyu o zaman.''

''Kucağındamı?''

''Evet kucağımda.''

''Ya X gel-''

''Gelmez korkma! Gelse bile uyurken sana dokunmaz.''

''Peki. Ama sen sıkılmazmısın?''

''Prenses! Bu benim için bir onurdur.''

Brian'la birlikte kahkaha attık. KAHKAHA ATTIM!! Birden duraksadım. Brian neden duraksadığımı fark etmiş olucak ki bana yakınlaştı ve

''Susma,üzülme,ağlama,gül! Gülmek sana çok yakışıyor.''

''Burada gülmek mümkünmü?''

''O zaman sadece benimleyken gül.Bırak seni güldüreyim.''

'' Olur.''

Bana sarıldı,sımsıkı sarıldı.O anda ben bir hücrede değildim,kaçırılıp işkence görmüyordum,hayatımda X diye bir piskopat yoktu. O an sadece ben Brian'ın kollarındaydım.Daha fazlasını istiyorduk ikimizde! Ama isteklerimizin tehlikesinin farkındaydık ve ona göre hareket ediyorduk.

''Neden bu kadar güzelsin ki?''

''Tanrı yarattı! Günahkar bir oğlu ise yarattığı bu güzelliği mahvetti.''

''Şşş! Böyle deme sen hala çok güzelsin.''

''Hayır değilim.''

''Ruhun neden tükendi? Sen güçlüsün.''

''Bedenen bitmişken ruhen nasıl tükenmeyeyim ki?''

''Keşke seni başka bir hayatta daha iyi bir şekilde tanısaydım Ella!''

''Varlığım çevreye karanlık,ölüm,kötülük saçıyor Brian,bırak böyle tanışalım. Yoksa senide kaybederdim.''

''Niye böyle düşünüyorsun? Bu düşüncelerle kendini harap etme artık.''

''Ailem yanımda öldü,ben yaşadım. Lee beni gördüğü an bana kötü davranmaya başladı. Ve buradaki insanlar... Ben geldiğimden beri birileri ölüp yenileri geliyor.''

'' İnan bana, seninle hiçbir ilgisi yok. Sen buraya geldin ve ben seni tanıdım. Ve seni tanımak hayatımdaki en güzel şey!''

''Brian! Sen benim kahramanımsın bunu unutma!''

''Olur prenses''

''Acaba ben uyurken bana hikaye anlatabilir misin? Biliyorum bu çocukça ama-''

''sorun değil anlatırım.''

gülümsedim ve kafamı omzuna koyup onu dinlemeye başladım.

''Bir adam... hayatındaki en mutlu gününde çok mutsuzdu. Çünkü o gün birine aşık olmuştu bu genç adam. O aşkın kötü olduğuna inandırılmış masum bir adamdı. Kız ona kalbini seve seve vermişti fakat genç adam 'ya istemedem kırarsam?'  korkusuyla kendini yiyip bitiriyordu. Genç kız ona yaklaştı ve kulağına şunu fısıldadı

'' yarın benimle deniz kenarında güneş batarken buluş ve sana orada kalbimi adayım!''

bunları dedikten sonra kız koşarak gözden kaybolmuş. Çocuk ise korkulu ve şaşkın bir halde evine gitmiş ve yarını düşünmeye başlamış... sabah kalktığında ise erkenden hazırlanmış ve heyecanını bastırmak için deniz kenarına doğru yol almış. Oraya vardığında uzunca düşünmüş ve kız aklına geldikçe heyecanını ve korkusunu yenmeye başlamış. Sonunda buluşma zamanı gelmiş ama kız ortada yokmuş. Genç adam yıldızla kendini gösterene kadar orada beklemiş fakat kimse gelmemiş. Tam arkasını dönüp gideceği sırada kız yanında belirivermiş fakat kızın suratında hüzün varmış. Kız yeniden onun kulağına fısıldamış ve 

''git buradan lütfen!Sen beni haketmiyorsun seni bekledim ama gelmedin kalbim artık bir başkasına ait.'' demiş ve oradan hızla kaybolmuştu. Genç adam ne olduğunu anlayamamıştı bile, ve o anda büyük bir öfkeyle denize doğru döndü ve iskeleden kendini buz gibi ve ölüm gibi derin ve karanlık denize atmıştı.Ölüyordu bunun farkındaydı fakat mutluydu çünkü o genç kız suların altında tam karşısındaydı ve dudakları dudaklarındaydı...son''

'' Brian! İnanamıyorum bu ne biçim bir hikaye böyle''

''bu hikayeyi zamanla anlıyıcaksın.''

''lütfen ama daha düzgün ve mutlu sonlu bir masal anlat.''

''pekala... bir kız ve bir oğlan varmış. Oğlan kızın muhafızıymış kız ise prensesmiş. muhafız prensese aşıkmış fakat kraldan korktuğu için ona olan aşkını ona anlatamıyormuş. Kral bir gün hastalanmış ve kızının evlendiğini görmeden ölmek istemiyormuş bunu üzerine muhafız aceleyle prensesin yanına gitmiş ve prensesin ellerinden tutup ona evlenme teklifi etmiş, bunun üzerine prenses sevinçle kabul etmiş ve kral onlara harika bir düğün hazırlamış... son''

''hahaha inanamıyorum Brian! bu güzeldi''

''öyledir.''

''pekii bu hikayedeki muhafızın adı neymiş?''

''hmm... Brian.

''woow! Peki prenses ve kral?''

''Ella ve X ''

şaşkınca kahkaha attım ve ona sarılarak uyudum.



MR.XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin