Kalbimin Üzerinde.

3.1K 143 44
                                    

Bu bölümü okurken "Shameless" ve 'Shut up and listen" şarkısını dinlemenizi öneririm.
.
.
.
.
.
Feriti affetmiş gibi görünüyordum evet, ama hala affetmemiştim. Ben iki özüre kanacak kadar aptal biri değildim, ona evde kök söktürecektim.

"Eşyalarını al da gidelim."

"3 günüm daha var ama."

"Bir şey olmaz. Hadi ben odamızı özledim."

"İyi peki." Odaya kadar çıkmıştık, kapıyı açtım ve Ferit gireceği anda durdurdum.
"Sen bekle alıp gelicem."

"Niye neyi görmemden çekindin?" Güldü.

"Odaya erkek atmıştım da çıkmış mı onu kontrol edicem." Aşırı ciddi söylediğim şeyle Feritin yüzü düştü ve yüzüme baktı, o esnada hemen odaya girip kapıyı üzerine kapattım. Kapıya vurmaya başladı.

"Seyran şaka yapıyorsun değil mi? Hiç komik değil! Bak dalga geçme. O iti bu kapı dışında bir yerden çıkaramazsın!" O vurmaya devam ederken ben içimden gülüyordum. Eşyalarım dağınık değildi zaten, toparladım ve odadan kapıyı açıp valizimle birlikte çıktım.

"Çok konuşuyorsun Ferit." Ferit göz devirip derin bir nefes aldı.

"Salak salak şakalar yapma, ciddi modumdayken." Gözlerimi kıstım.

"İnsanlar senin moduna göre mi kanalize olcak kaplumbağa?" Ferit suratıma tuhaf tuhaf baktı.

"Evet?" Gözlerimi devirdim ve asansöre ilerledik. Beni yalıya getirene kadar pek yüzüne bakmadım.

"Seyran affettin dimi beni?"

"Hıhım." İçten olmayan bir sesle cevap vemriştim, Ferit fark etse de ses etmedi. Kimse benim geri dönmemle ilgili yorum yapmamıştı, galiba Ferit uyarmış olmalıydı. Derin bir nefes aldım ve odaya çıktık.

"Ben bir duşa gireyim." Başını salladı ve bende duşa girdim. Ferite oyun oynamak istemiştim, biraz yaramazlığın kimseye zararı olmazdı...
Banyodan vücuduma sarılı kısa bir havluyla çıktım. Saçlarımı yıkamamıştım. Kapıyı açtım.

"Ferit, şey." Uzatarak konuşmuştum. Ferit dikkatini bana verdi. Başını bana çevirmeden konuşmaya başladı.

"Efen-" beni görmesiyle susmuştu ve dudakları aralık kalmıştı. Havludan taşan göğüslerim ve anca kalçamı örten havluyla yanına yanaştım, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Bornozumu gördün mü?" Ferit sertçe yutkundu.

"G-g-görmedim."

"Hm, neyse önemsiz." Gözlerine derin derin bakarken yanına yürüdüm, gözlerimi ayırmadan.

"Ferit..."

Show me how just to please you

I want to you feel you

"Seyran?" Yanına yaklaşıp önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Ferit tekrar sertçe yutkundu. Elimi bacağına koyup işaret parmağımı gezdirmeye başladım.

"Ben diyorum ki..." nefesı sıklaşmıştı, duyabiliyordum.

"Evet?"

"Bir şeyler mi yapsak." Gözleri dudaklarımdan kayarak vücudumda gezindi.

"N-ne gibi?" Sinsice gülümsedim, böyle gülümsediğimde hoşuna gittiğini biliyordum. Derin bir nefes aldı. Ayağa kalktım ve işaret parmağımı omzunda gezindirmeye bir yandan de sağına yürümeye başladım.

"Bilmem?" Derin sularda yüzdüğümü biliyordum. Yavaşça kucağına oturdum. İçime bir şeyler giymiştim ne olur ne olmaz. Ferit hafifçe inledi, dişlerini sıkıyordu. Ellerini belime doladı. Sıcak parmakları belimi ısıtmıştı.

YALI ÇAPKINI °Başa Sar +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin