Maviyle Kırmızı
Suyla Ateş
Güneşle Ay
Beyazla Siyah.
Zıt, ama bütün. Hayatları zorla birleştirilmiş, sonrasında da tüm hayatları birbirleri olmuş iki genç, ama yaralı ruhun hikayesi...
YEŞERENLER. . . . . . Seyran odaya benden hızlı çıktı ve ben arkasından koşarak girdim. Kıyafeere yöneldi.
*SEYRAN*
Kıyafetlerin ordan üzerimi değiştirmek için bir pijama takımı aldım ve banyoya giderken Ferite omuz attım. Banyoda elbisenin fermuarını açmaya çalıştım, asla açılmıyordu ve ben sinirlenmiştim. Son çare Ferite istemeye istemeye seslendim.
"Ferit!" Ferit kapıda belirdi.
"Noldu karıcım?"
"Bana karıcım deme sinirliyim zaten, fermuarı açamadım yardım eder misin?" Ferit sırıttı, sırıtınca sululuk yapacağını anladım ve tam yönelicekken bir adım geri gidip parmağımı salladım. "Sululuk yapmayacaksın!" Ferit göz devirdi ve güldü.
"Tamam ya." Dikkatle tekrar bir adım yaklaştım ve arkama geçti. Aynadan onu izleyebiliyordum. Ferit parmaklarını fermuarın içine hafifçe soktu ve fermuarın ucunu tuttu, parmaklarını vücudumda hissediyordum. Diğer eliyle fermuarı aşağıya çekmeye çalıştı ama fermuar sıkışmıştı, Ferit zorladıkça farketmeden bana yaklaşıyordu, nefesinin boynumdan geçişini hissediyordum. Sonunda başardığında aynadan göz göze geldik, Ferit bana fazlasıyla yakındı. Yüzü kulağımın hizasındaydı, gözlerini kapattı ve başını hafifçe benim başıma yasladı. Sertçe yutkundu ve yutkunduğunu duyabilmiştim. Aynadan onu izliyordum. Ferit başını boynuma doğru indirdi ve derin bir nefes aldı. Daha falza dayanamadan yavaşça ittim.
"Yapma Ferit." Ferit anlamamış gibi baktı.
"Neden?" Feriti dışarı itip hemen üzerimi değiştirdim ve çıktım.
"Çok açık değil mi? İstemiyorum."
"Ya bırak bu istemiyorum numaralarını." Banyodan çıkıyordum ve arkamdan geliyordu. "Neyi istemiyorsun acaba?"
"İstemiyorum Ferit! İs- te-mi-yo-rum. Senin o pis ellerinin, bana dokunmasını istemiyorum Ferit. O iğrenç sevgilinin dokunduğu pis vücudunun yanında uyumak, uyanmak, dokunmak istemiyorum." Ferit güldü.
"Benden bir çocuğun olsun istemiyor musun yani Seyran?"
"İstemiyorum ya! İstemiyorum!"
"Okey! Bende yemiyorum. İnanmıyorum sana."
"Ya naparsan yap Ferit! Ama benden uzak dur! Sen bugün yemeğe o pis yılanı getirerek zaten yeterince bittin gözümde!"
"Ya ben getirmedim diyorum kızım niye inanmıyorsun?!"
"Neyine inanıcam ben senin? Yalancısın, fırsatçısın, pisliksin!" Feritin gözleri dolmuştu.
"Öyle mi Seyran?"
"Öyle Ferit."
"Okey." Ferit montunu aldı ve gözündeki yaşı silip dışarı çıktı. Gece boyunca gelmemişti ve bende ağlamıştım. İfakat hanım Feriti sormuştu ve bir yalan uydurmuştum. Latif efendi de kapıya kadar gelmişti, ikisini de atlatıp Ferite not bırakmıştım. Saat 2 gibi gece koltukta uyuyakalmıştım.
*FERIT*
Gece saat 4 gibi balkondan içeriye sessizce girdim. Seyran koltukta uyuyordu, battaniyesi kaymış bacakları açıkta kalmıştı. Masada bana bıraktığı nota baktım.
"İfakat hanım seni sordu, Latif bey de kapıya kadar geldi. İkisini de atlattım. Dikkatli ol." Gülümsedim. Yaklaşıp üstünü geri örttüm. Yanındaki koltuğa oturdum, o kadar temiz ve saf görünüyordu ki uyurken.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
