Maviyle Kırmızı
Suyla Ateş
Güneşle Ay
Beyazla Siyah.
Zıt, ama bütün. Hayatları zorla birleştirilmiş, sonrasında da tüm hayatları birbirleri olmuş iki genç, ama yaralı ruhun hikayesi...
Kahvaltıdan sonra Ferit dışarı çıkmıştı, Abidin abiyle gezeceğini söyleyerek. Bende odada kutap okuyordum, kitabı okurken saatlerin geçtiğini farketmemiştim, o sırada telefonuma Efe beyden bildirim geldi.
"Seyrancım, fotoğraflar bugün 20.00 da billboardlarda, sosyal medyada ve websitemizde yayınlanacak. Haberin olsun." Gelen mesajı okuduktan sonra derin bir nefes aldım, bu fotoğraflar Feritle aramı bozacak, aileyle belki de ters düşmeme neden olacaktı ama umrumda değildi. Telefonumu kapattım ve koltuğa oturdum, telefonum çalmasıyla arama ekranına baktım, antepten arkadaşım Dilan...
"Alo?" "Alo, Seyran! Nasılsın canım? Çok özledim seni." "Iyiyim Dilancım, sen nasılsın, bende özledim." "Bırak beni şimdi, bugün İstanbula geliyorum üniversite için! Seni özledim görüşelim." "Çok sevindim! Olur tabi görüşelim, ben seni havaalanından alayım hatta?" "Yapabilir misin?" "Tabii ki." "2 saate oradayım!" "Görüşürüz." Telefonu kapatıp hazırlandım. Dilanı almaya şoförle gidecektim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırlanıp evden yola çıktık, 1 saatte havaalanına varmıştık ve Dilanın uçağının inmesine 10 dakika vardı. Şoförü bavulunu taşımasına yardım etmesi için içeri yolladım.
*Dilan ve Şofor.*
"Merhaba efendim, ben Mustafa, beni Seyran hanım yolladı sizi karşılamam için. Kendisi dışarıda. " Seyran hanım mı? Diye düşünü içinden Dilan.
"Peki tamam, Seyran hanım patronunuz mu?"
"Sayılır, kendisinin şoförüyüm."
"Şoförü? Anladım teşekkür ederim."
"Ne demek, görevim."
*** Dilanla Mustafa gelince el salladım, Dilan gülümsedi ve koşarak yanıma geldi.
"Hoşgeldin canım arkadaşım."
"Hoş buldum Seyranım, ne kadar güzel olmuşsun böyle." Gülümsedim, elimden tutup çevremde bir tur döndürdü. Güldüm.
"Sende öyle, nereyi kazandın bakayım, ya da dur anlatma seni çok guzel bir yere yemeğe götüreceğim, orada konuşuruz."
"Yemek mi? Olur tamam."
"Kocama haber vereyim. Mustafa bizi, Mikla Restaurant' a götürür müsün?"
"Tabi efendim." Arabaya bindikten sonra Feritin numarasını tuşladım.
"Ha, alo, aşkım." "Ne aşkım mı?" Hevesle söylemişti. "Yanımda Dilan var da, antepten yakın arkadaşım o geldi biz onunla Miklaya geçiyoruz. Haberin olsun." "Haa, tamam. Bende uğrarım belki sorun olmazsa." "Yok olmaz, tanışmış olursunuz." Dilan pürdikkat beni izliyordu. "Peki tamam. Iyi eğlenceler size." Feritle gerçekten aşık ve evli gibi görünmemiz gerekiyordu, bu yüzden buna göre konuşmuştum. Mustafa bizi restorana bıraktı ve Dilanla manzarayı güzel görebileceğimiz bir masaya oturduk.
