AVCI (TEXTİNG)

Özür dilerim

BALKIZ

"Balkız..."

Başımı kaldırdığımda Hülya ve Aycan'ı fark ettim. Ağzımdaki lokmayı yutup kaşlarımı çattım. Bakmayı sürdürdüğümde Aycan yanıma oturup bacak bacak üstüne attı.

"Sevgilin nasıl? Bugün gelmedi sınıfa." dedi sırıtarak. Saçımı kulağımın arkasına getirip tamamen ona döndüm.

"Hayırdır Aycan? Sevgilime aşık mı oldun? Telefon numarasını bildiğine göre." dedim alayla. Kıpkırmızı çıktı. Başımı Hülya'ya çevirdim sonra. "Yoksa hayranlık mı duydunuz? Ya da dur..."

Düşünür gibi yapıp konuşmama devam ettim. "Haddini bildirmek için kurban olarak beni seçtiniz. Öyle iyi niyetlisiniz ki(!) Size haksızlık etmişim kızmakta." deyip bacak bacak üstüne attım. "Sizin sayenizde mum gibi yaptım oğlanı. Artık zarar vermez etrafına. Bu arada maşallahı var. Çabuk söz dinliyor." deyip göz kırptığımda hızla yerinden kalkıp yanımdan ayrıldı. Hülya da arkasından gitti. Eski hâlime dönüp yemeğimi yemeğe devam ettim. Ruh hastasından da kurtuldum, huzurluyum.

___

Müzik eşliğinde test çözerken sınıfın sesini duymadığım için modum oldukça yüksek. Sınıfta top oynuyorlar.

Kendimi kaptırmış hâlde test çözerken yüzüme gelen sert cisimle irkildim. Elim hızla yüzüme giderken başım dönmeye başladı. Kendimi iyi hissetmiyorum.

"İyi misin Balkız?" dedi sınıftan bir oğlan. Yağız olmalı. Gözlerimi zorlukla aralayıp baktığımda Yağız'dı, evet. Tedirgince yüzüme bakıyordu.

"Sen mi attın topu?" dedim sinirle. Sınıfta top oynadıkları için onları uyarmıştım!

"Evet, çok özür dilerim. Hesap edemedim."

Birkaç kişi daha toplandı sırama. İçlerinde Miraç da vardı.

"Sen sınıf başkanı değil misin?" diye çıkıştım. Afalladı. "Hani sınıfın düzeninden sorumluydun. İşini adamakıllı yap. Yapamıyorsan bırak işini. Şuna bak ya-"

"Haddini bil, Balkız. Dikkatli oynuyorduk."

Oynuyorduk?

"Sen de oynuyordun yani? Bir de laf yetiştirmeye çalışıyorsun." dedim sinirle. Kaşlarını çattı.

"Tamam arkadaşlar. Kavga büyümesin. Özür dilerim, Balkız. Bir daha olmayacak." dedi Yağız ortamı yumuşatmak için. Miraç atıldı.

"Bırak Yağız ya. Yarası olan gocunur."

Duyduklarımla yerimden kalktım. Ne ima etmeye çalışıyor?

"Ne yaram varmış, Miraç? Açık konuş."

"Sevgilinden ayrıldın, etrafa sarıyorsun."

Kaldım. Ne saçmalıyor?

Sırasına doğru ilerlerken atıldım.

"Ne sevgiliymiş be! Ağzınızdan düşürmüyorsunuz? Hayırdır dövdü mü sevgilim seni?"

Şu an ne dediğimi bilmeden konuşuyorum. O kadar çok sinirliyim ki ağzımdan çıkanı kulağım duymuyor.

Hızla bana döndü. Öfkeyle bana bakıyordu. Sık sık nefes alıp veriyorum.

"Senin zorba sevgilinle işim olmaz benim. Benim düzenli hayatım var." dedi kibirle. Siz insanlar çok kötüsünüz!

"Ben onunla sevgili oldum diye berbat hayatım var değil mi?" dedim boğazım düğümlenirken. Miraç'ı sevmiyorum artık, neden üzgünüm ben.

"Körsün kızım sen!" diye bağırdı. "O pislikle sevgili olacak kadar delirmişsin!"

"Sana ne lan! Olurum, olmam! Severim sevmem, sana ne?!"

Konuşacak gibi oldu ama sustu. Dersin boşluğundan yararlanarak çıktım sınıftan. Tuvalete gittim. Kendimi bıraktım. Ağlıyorum.

___

Çıkış ziliyle birlikte çantamı alıp yerimden kalktım. Sınıf kapısına doğru ilerlerken duyduğum sesle duraksadım.

"Balkız konuşalım mı az?"

Başımı çevirdiğimde Miraç ile karşılaştım. Bir şey demeden sınıftan çıktım. Dengesiz.

Koridorda ilerlerken kolumdan tutulmamla irkildim. Arkama döndüm hızla.

"Ben sana bir daha yaklaşma-"

Yahya zannederken Miraç'ı görmem dumura uğrattı beni. Beklentiyle bana bakıyordu.

"Konuşalım lütfen." dediğinde önüme biri geçmesiyle irkildim. Miraç'ı itti.

"Balkız'dan uzak dur." dedi kalın sesiyle. Yahya olduğunu anladım. Miraç ikimize bakıp gitti.

Yahya bana döndü. O sırada boğazında kızarıklık fark ettim. Sesiyle dikkatimi yüzüne verdim. Gömleğinin yakasını çekiştirdi, kızarıklığı gizlemek ister gibi.

"Ben bir daha karşına çıkmayacağım. Özür dilerim..." deyip derin nefes aldı. Üzgün gözüküyordu. Ona içim soğumuyor. Ona bakmayı sürdürdüğümde sözleri üzerine tepki veremedim. Gitti.

"Umarım hayatın boyunca kader yüzüne hep güler."

-

Çalışma hakkında düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim 🦋