Tamam

1.5K 113 74
                                    

"Balkız iyi misin?"

İlk konuşan o oldu. Gözlerimi kaçırıp gömleğinin koluna baktım. O sırada elini sıkı sıkıya tuttuğumu fark ettim. O da bırakmamış. Başımı kaldırdığımda bana bakıyordu. Aklıma ilk geleni söyledim.

"Asıl sen iyi misin?" dedim birden. Elimi elinden ayırırken kolay olmadı. Benim gibi o da sıkıca tutmuştu elimi. Sonra eli boşta kalınca eli yanına düştü. Kan lekeli kolunu arkasına sakladığında kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

"Kendine zarar mı veriyorsun?" dediğimde tepkisiz yüzüme bakmaya başladı. Kolunu işaret ettim. "Kolun kanıyor. Hatta boynunda da kızarık vardı. Ve kolunda morluk..." dedim hatırlamaya çalışarak. Şaşırsa da çabucak kendini toparladı.

"Bir şey yok." deyip kestirip attı. Yüzünü çevirip yanımdan gideceği an kolundan tutup önüne geçtim. Çatık kaşlarımla ona bakarken yaklaştı bana. İfademi bozmadım.

"Bana yardım etmek istiyorsan yaklaşma bana." dedi bastıra bastıra. "Ben ruh hastasıyım hem. Yaklaşma bana. Söz, yaklaşmayacağım sana."

Bir süre gözlerime bakıp kolunu elimden kurtardı ve geçip gitti. Arkama döndüm. Kısa sürede gözden kayboldu. İzin veremem. Bu sefer olmaz. Bir cansız beden daha görmeye dayanamam.

Dolan gözlerimle başımı eğdim. Ne yapacağım ben Allahım?

___

Çıkış ziliyle başımı sıradan kaldırıp etrafıma baktım. Sınıf azalmaya başlamış bile. Sıramın üzerindeki eşyalarımı toplayıp çantamın içine koydum. Yahya ile konuştuktan sonra doğru düzgün ders dinleyemedim. Aklıma hep kötü düşünceler geldi. Kendimi çok çaresiz hissettim. Bu çok ağır.

Sırtıma çantamı takıp yerimden kalktım. Sınıf kapısına doğru ilerlerken ismimi duymamla başımı çevirdim. Miraç bana bakıyordu. Sınıf boşalmış.

"Seninle konuşmak istediğim bir şey var. Konuşalım mı?"

Cevap vermeden bekledim onu. Derin nefes alıp verdi. Heyecanlı gözüküyor. Konuşsa da gitsem. Başım çok ağrıyor.

Gözlerim aralık kalan kapıya gidip geldi. Sesiyle önüme döndüm.

"Balkız sen iyi bir kızsın." dediğinde dikkatimi ona verdim. Ne diyecek acaba?

"İyi bir kız olduğumu biliyorum." dedim sakinlikle. İnsanlar artık bundan anlıyor. Hiç mütevazi olmayacağım.

Güler gibi oldu. Bakmayı sürdürdüğümde nasıl devam edeceğini bilemez hâlde etrafına bakındı. Nihayet bana döndüğünde konuşmaya başladı.

"Sana çıkıştığım için pişmanım. Birkaç gündür düşünüyorum bunu. Yani demek istediğim sana karşı bir şeyler hissediyorum. Benimle çıkar mısın?"

Duyduklarımla ufak çaplı bir şok geçirirken kaşlarımı çatıp ciddi durmaya çalıştım. Karaktersiz.

"Miraç benim sevgilim var." dedim ciddiyetle. "Bunu bile bile nasıl söylersin bunları. Yani şu an tam yerinde bir soru soracağım. Komik misin?"

Yüzü düştü. "Sizi kantinin önünde gördüm. Umursamadı bile seni. Hem onun sevgilisi varmış. Kendi sınıfında-"

"Diyelim biz ayrıldık. Daha sabah gördün be! İnsan saygısına biraz bekler. Hem sen sınıf başkanıydın hani. Düzenli hayatın vardı. Ne oldu?"

Sustu. Derin nefes alıp verdim. Devam ettim konuşmama. Hiçbir şey umrumda değil.

"Biz ayrılmadık falan." dedim bir anda. Dikkatini bana verdi. "Kavga ettik sadece. Yahya iyi biri."

Alayla güldü. "Kim bilir nerdedir? İyi niyetli olmaya devam et. Görmüyor musun? Dağılmış biri. O seni nasıl mutlu etsin? Sürekli üzer seni. Üzülürsün kızım sen. Ama ben seni mutlu ederim."

Bana yaklaştı. Bakışları değişti. Bu durum beni tedirgin ederken elimde hissettiğim sıcaklıkla irkildim. Yahya?

Miraç'ı itip beni kendine doğru çekti. Sinirle Miraç'a bakıyordu. Ben çok şaşkınım.

"Seninle sonra görüşeceğiz." dedi sinirle. Sonra bana döndü. Ciddiydi.

"Gelir misin Sarıbela-m?" deyip birbirine bağlı ellerimizi gösterdi. "Sözümü bozdurdun bana."

Kaşlarımı çatıp kapıya doğru ilerledim. Hızlı adımlarıma nazaran yavaş hareket ediyordu. Elini çekiştirip ona döndüm.

"Hızlı ol, ruh hastası." dedim sinirle. Yanıma geldi. Yüzünde gülümseme yakaladım ama sonra kaşlarını çattı. "Çocuk muyum ben?" dedi dümdüz. O sırada Miraç yanımızdan hızla geçip gitti. Gözlerimi Yahya'ya çevirdiğimde öldürücü bakışlar atıyordu Miraç'a. Yahya'nın elini bırakıp siyah çizgili kravatını çekiştirdim. Bana döndü. Elimi çektim hemen ondan.

"Şimdi anladın mı beni? Ne kadar çirkin oluyor değil mi başkası üzerinde istediğin gibi davranmak. Elini tutup çekiştirdiğimde tahammül edemedin."

"Biliyorum." dedi mırıldanarak. Durgunlaştı. Bu hâli beni tedirgin ederken aklıma geleni söyledim.

"O zaman ona göre davran. Kendin için istemediğin şeyleri başkaları için yapma."

Bir şey demedi. Derin nefes alıp verdim. Başını kaldırıp gözlerime baktı.

"Bak Yahya..." deyip kısa nefes çektim içime. Bu konuşmayı yapmam lazım. "Her ne yaşarsak yaşayalım hayat çok kıymetli. Yaşamak çok güzel. Mesela hayallerimiz var. Bunları düşün." dedim beklentili hâlde. Başını çevirip güldü. Ne olduğuna anlam veremezken bana dönmesiyle duraksadım.

"Balkız bunları bana söyleme. Gerek yok."

Kafam karışırken yüzünü çevirip aralık olan kapıdan çıktı. Tamam.

-

Düşünceleriniz?

Yeni bölüm Yahya'dan olacak büyük ihtimalle 💣

Kendinize iyi bakın. Allah'a emanet olun :)









AVCI (TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin