~Mektub~

57 11 8
                                    

Felix: iyimisin?
Hyunjin: biraz acıyor amma sorun yok.
Felix: hastahaneye gidelim çok kan kaybettin.
Hyunjin: hayır gidemem evde hemşire var o bana bakar.
Felix: tamam o zaman eve götüreyim seni arabaya kadar yürüye bilecekmisin?
Hyunjin: evet sanırım.

Felix Hyunjinin kolunun altına girerek elini Hyunjinin beline sarar ve arabaya kadar götürür.

Felix: arkada uzanman daha iyi olacak.
Hyunjin: evet amma yat nolucak.
Felix: bizlik bir şey kalmadı artık cesetleri toplarlar.
Hyunjin: sorun olurmu?
Felix: sanmam.

Felix şoför koltuğuna geçer ve gaza basıp Hyunjinle ordan uzaklaşır.

Yaklaşık yarım saat sonra eve varırlar. Felix kapı açılır açılmaz evin bahçesine girer ve içeri park eder.

İkiside arabadan iner ve kapıdna içeri girerler.

İçeri girer girmez önlerinde I.N görürler. Ancak I.N hiç bir tepki vermeden Bodrum kapısına doğru ilerler.

Felix: onun nesi var.
Hyunjin: boş ver, bana kızgın onun için böyle.
Felix: anladım.
Hyunjin: bakıyorumda bacağımı fırsat bildin kolumdan çıkmıyorsun.
Felix: sen iyileş fırsat o zaman bende olucak.
Hyunjin: şimdide yapa bilirisiz.
Felix: salak yaralısın.
Hyunjin: bebeyim bacağım yaralandı sikim değil.
Felix: boşboğazlık yapma , geç odaya.

Felix Hyunjini müayine odasına götürür ve doktora olan biteni anlatır.

Felix: böyle doktor hanım,çok kan kaybetti.

Doktor: merak etmeyin, 2 dikiş atarım sonra bol bol dinlenir.

Felix: Ben çıkıyorum o zaman salonda olacağım.

Hyunjin: odama çık iş bitsin gelerim.

Felix başını onaylarcasına sallayarak dışarı çıktı.

Felix salona geçib koltukta oturur ve bu sırada hizmetçi gelir.

Hizmetçi: efendim soğuk bir şeyler alırmısınız?

Felix: limonata lütfen.
Hizmetçi: hemen efendim.

5 dakika sonra hizmetçi elinde bir bardak soğuk limonata ile Felixin yanına gelir.

Felix: teşekkür ederim.

Felix limonatadan bir yudum aldıktan sonra elini cebine atar ve telefonunu çıkarır.

Felix: Garip, orospu Lee know aramamış.

Taki telefonu çalans kadar, arayan Lee Know'ydu.

Felix: hah iti an çomağı hazırla acaba yine ne isteyecek?

Felix: Efendim?

Lee know: nerdesin?

Felix: canım sevgilim beni özlemişmi?

Lee know: ne saçmalıyorsun sen?

Felix: lan yeter amk, bir günde 50 kere aranmazki, sevgilim bile senin kadar aramıyor beni.

Lew know: sevgilin mi var???

Felix: o kadar söz içinde bunu mj farkettin, Allahım deliricem.

Lee know: boş yapma az önce biri geldi senin yerini sordu bende Hwanglarda dedim.

Felix: benim burds olduğumu nerden biliyorsun.

Lee know: gemide olanlardan haberim var ve Hyunjinin yaralandığından da.

Felix: kimdi peki beni arayan.

Lee know: kısa boylu pembe saçlı birisi.

Felix mırıldanarak.

Felix: kısa boy, saç pembe Jimin????

Lee know: Jimin mi o kim?

Felix: Jimin mi dedim hayır Jimin demedim, peki nerde şimdi?

Lee know: muhtemelen senin yanına geliyordur.

Bu sırada kapı çalar.

Felix: seni daha sonra ararım.

Felix telefonu kapatıb koltuğa fırlatır ve kapıya gider.

Kapıyı açar amma kimse olmaz, kapıyı kapadığı sırada yerde kağıt görür.

Kağıtı götürür ve onun mektub olduğunu anlar.

Felix: bu, bu bir mektub.

Felix mektubuda alır içeri salona geçer.

Felix: acaba Jimin mi getirdi?

Mektubu açmaya başlar ve okur.

Mektubda yazılanlar:

"Ona her şeyi anlat yoksa
Ben anlatırım ve hiç iyi olmaz".

Felix: olamaz.

Hyunjin: Ne olamazmış Felix?

Felix arkasını döner ve Hyunjinin onu izlediğini görür.

Saf SonsuzlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin