Han: ne söyleyecektin?
Minho: neden bu kadar soğuksun?
Han: soruma soruyla cevap verme.
Minho: acelemiz yok bir kahve içeriz birlikte olur mu?
Han: yapacak bi şey yok.
Minho: cidden mi? O zaman hemen arabayı hazırlatıyorum.Minho o kadar sevinmişdiki koşarak dışarı çıktı.
Han: salak.
Han da koltukdan kalkıp dışarı çıktı.
Han: hani sen arabayı hazırlatmaya çıkmışdın?
Minho: Ben ne yapıyorum burda.
Han: salakmısın Minho bu araba deyil motorsiklet.
Minho: ikiside bizi restorana götürecek güçte değil mi?Minho gülümseyerek elindeki iki kasktan birini Hana uzatdı.
Minho: al tak güvenlik önemli.
Han kaskı alır ve balına takar ve boğuk sesle:
Han: nefes alamıyorum Minho.
Minho: kaskın önünü aç.
Han: a açılıyormuş.
Minho: o zaman ellerini belime sar ve sıkı tut.
Han: isterse kucağına oturayım, Salak.
Minho: kendin bilirsin.Minho aniden qaza basar ve Han düşmek üzere kaldığı için Minhonun beline sarılır.
Han utandığı için yüzü kızarmıştı.
Minho hafif gülümseyerek:Minho: sıkı tutun.
Minho qaza basar ve Han ile ordan uzaklaşırlar.
***
Hyunjin: bacağım acıyor Felix eve gidelim.
Felix: ne güzel hava alıyoruz işte.
Hyunjin: havanın bacağım ne faydası var salak.
Felix: tamam ya gidelim.
Hyunjin: bana bak sende bi tuhaflık var.
Felix: n-neden öyle dedin?
Hyunjin: anlat hadi noldu?
Felix: olmadı hiç birşey, hem ne ola bilir ki?
Hyunjin: bilmem, aniden uçurumun tepesine gelmeler, güven oyunu yapmaşar falan, garibime gitti.
Felix:yok hiç bir şey olmadı hadi arabaya geçelim soğuk oldu.Felix ayağa kalkae ve arabaya doğru gider.
Hyunjin:sende bir şeyler ver amma neyse.
***
Han: yavaş git korkuyorum.
Minho: ne? Sesini duymuyorumHan bağırarak yeniden tekrar eder
Han: YAVAŞ GİT KORKUYORUM.
Minho: korkma geldik zaten.
Han: burası mı?
Minho: evet güzel mi?
Han: baya iyi bayıldım.
Minho: kaskını ver.Han kaskını çıkarır ve Minhoya verir.
Garson: hoşgeldiniz Lee bey, yeriniz hazır buyurun geçe bilirsiniz.
Minho Hana taraf bakar.
Minho: geç hadi.
Han ile Minho korenin meşhurun restoranlarından birine gelmişlerdi.
Han: burası baya iyi.
Minho: beyenmene sevindim.
Han: peki neden geldik buraya?
Minho: bi kaç gündür bakıyorum yorgunsun biraz dinlenmeni istedim.
Han: anladım.
Minho: Sebastian! Servise başlaya bilirsin.Minho garsona seslendikten sonra Hana bakar.
Minho: gözlerin bi harika.
Han: efendim?
Minho: efendin deyil kölenim
Han: iyimisin?
Minho: a hiç hiç.
Garson: Buyurun efendim başka ne isterseniz çağıra bilirsiniz.Minho gözlerini Handan çekmeyerek.
Minho: teşekkürler gidebilirsin.
Han: yiyelim mi?
Minho: ah evet yiyelim.Minho ve Han birlikte mum işığında muhteşem bir yemek yerler.
Yemek bitene yakın Minho çatalını bıraktı ve Hana baktı.Minho:Hala anlamıyorsun dimi.
Han: ne demek istiyorsun?Minho ellerini uzatır ve Hanın ellerini tutar.
Minho: Ben sana aşığım Jisung.
Han ne diyeceğini bilmez ve kekelemeye başlar.
Han: b-ben ne d-diyeceğimi bilmiyorum.
Minho Hana başka söz dedirtmeden Hana yavaşca yaklaşır ve dudağına masum bir öpücük kondurur.
Minho dudaklarını çekerken Han elleriyle hafifce dudağını Minhonun dudağına basdırarak onun kendisinden uzaklaşmasını engeller.Kısa bir süre öpüşdükten sonra Minho Hana bakar ve
Minho: seni seviyorum Jisungum.
Han: bende seni seviyorum Minhom.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saf Sonsuzluk
ActionBu bir mafya ve aşk hikayesidir Tüm insanlardan nefret eden ve önüne geleni öldüren zengin mafya oğlu Hwang Hyunjin Ve onların düşmanı olan uyuşturucu şirketinin patronunun temiz kalpli amma bir o kadar da asabi oğlu Lee Felix. Onların yolu kesişece...