Şu hayatta en çok aidiyet duygusunun eksikliğini hissettim, demiştim size. Ama şu hayatta öğrendiğim bir şey varsa, o da bazı duyguların tarifsiz olduğuydu. Aşk mesela, hangi kelime ya da hangi cümle tanımlayabilirdi aşkı?
Ben Dilek, Gülsüm Öğretmen'in kızı, Taner'in çocukluk aşkı Dilek... Dilek Akgün Kaya... Şu hayattan ne öğrendin derseniz bana, tarifi olmayan duyguların, tarifi olmayan mutlulukların olduğunu öğrendim.Gelin alması için kızları eve bıraktıklarında kasabalı toplanmamıştı. "İyi ki de toplanmamış. Yoksa halimiz yamandı." Hiç konuşmasalar da amcaoğullarının her biri, diğerlerinin de aklından aynı şeyin geçtiğinden adları gibi emindi." Haklılardı da...
Flashback
"Ramazan, neredeydiniz dedim!"
"Dedim ya Asuman, berberde sıra vardı diye.
"Cemile, sen yat kalk, Veysel'e şükret. Ramazan Bey beni daha evlenmeden unuttu. Cemile... Veysel, Cemile..."
"Cemile'm, ses versene cankuşum."
"Veysel, Cemile yine yok."
"Ne diyon Asuman?"
"Biz Cemile'yi yine unuttuk, diyorum."
"Amcolu..."
"Ne var Taner?"
"Bu sefer Dilek de yok!"
"Ramazan, dön la dön çabuk."
****
"Bak ya, önceden sadece beni unutuyordu, şimdi beni kucağımda kızıyla birlikte unutuyor.""Hadi sen alışkınsın, benimki beni ilk defa karnımda oğluyla unutuyor."
"Hele o Veysel gelsin, yandı bu sefer."
"Taner'in de benden çekeceği var."
"Dilek, gülüm sen şimdi Taner'e kıyamazsın, yelkenleri suya indirirsin falan, bak sakın yapmayasın."
"Yok Cemile, bu sefer yok öyle hemen pes etmek."
"Bak, geliyorlar."
"Gördüm, gördüm."
"Cemile'm..."
"Hiç konuşma Veysel, bu sefer beni kucağımda kızımla unuttun, kendim için ayrı, kızım için ayrı sinirliyim sana. Hadi ben neyse, ya Yağmur da neyse, yüklü kızcağızı unuttunuz siz! Taner, Dilek sana ne yapar bilmem ama gardeşimi garnında bebesiyle, bu sıcakta beklettiğin için benden de çekeceğin var, haberin olsun.
"Dilek..."
"Cemile haklı, Taner Bey. Artık oğlunuza anlatısınız, annen sana hamileyken, Mayıs'ın 28'inde, o sıcakta ikinizi de unuttum,diye."
"Ama gülüm..."
"Valla iyi ki Elif'i Kenan abiyle gönderdik. Veysel Bey, Taner Bey bakın da ecik feyz alın, feyz..."
"Haklı."
"Muhabbetinizi balla kesiyorum ama hani gelin almasına yetişmem gerekiyor ya benim."
"Asuman, sen hiç hiç konuşma. Hadi bunları anladık, sen bizi ve yeğenlerini nasıl unuttun acaba? Hayır yani biz unutulacak insanlar mıyız, onu da anlamıyom ki."
"Hayır, asla. Düğün telaşından oldu, kusura bakmayın."
"Cemile, Asuman'ı affedebiliriz bence. Hatta, kız bizim yüzümüzden düğününe geç kalacak. Biz, evde devam ederiz."
"Doğru diyon gülüm. Biz,evde devam ederiz."
"Sağ olun kızlar."
"Önemli değil gülüm, geç hadi geç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkırda Bir Anadolu Masalı
Romance65. Bölümü Mühendis Hanım'ın rüyası varsayalım...🤍