Ağıl...
-Ramazan, oğlum siz niye burdasınız hala?
Taner'in sorusuyla ona dönen Ramazan,
-Ne diyon amcolu ya, gızların yanında mı galsaydım? Ayrıca, siz derken?
Sen baba olunca devreler uçmuş senin.
-Ben anladım sanırım Ramço. Taner niye burdasınız derken niye balayına gitmiyorsunuz demek istiyor.-He Ramço, bak Veysel anlamış beni. Oğlum, daha 2 gün önce düğününüz oldu sizin. Balayına gitmeyecek misiniz?
-Valla bilmiyom ki amcolu.
-Ne demek bilmiyom ya? Amcolu, şeytan diyo ki yenil öfkene; gır şunun ağzını burnunu. La manyak, sizin balayına gidip gitmeyeceğinizi Sabri abi mi bilecek?
-Ne gızıyon amcolu ya? Ali de doğunca konuşamadık işte. Hem Asuman şu anda yeğenini bırakıp hayatta gelmez.
-Allah Allah, konunun bizim arkadaşla ne ilgisi var şimdi?
-Öyle deme Taner, Asuman şimdi yeni doğmuş bebek buldu ya hayatta gelmez. Bi de şey var işte...
-Ney var Ramazan?
-Şey işte amcolu...
-Ney işte amcolu, Ramazan çıldırtma adamı oğlum.
-Biz bu düğün filan derken bayağı masraf ettik.-Eee...
-Eee'si işte param yok Taner, oldu mu?
-Veysel, sana diyom da ben yenilcem şimdi öfkeme. Senin paran, benim param mı var bizim aramızda?
-Heç.
-Amcolu, sizin de durumlar benden biraz iyi belki ama ailenizin ihtiyaçlarını bile tam karşılamaz, belki ucu ucuna. Aileleriniz büyüyor,
yeğenlerim doğuyor. Ben böyle bir şeyi hayatta kabul edemem.
DilTan ev...
Benzer konuşmalar kızların arasında da geçmiş, Asuman da
Ramazan'la aynı açıklamayı yapmıştı.-Aaa bak çarpıcam şimdi ağzına, gülüm kazandığımız yetiyor evelallah. Biz bir aile değil miyiz?
-Öyleyiz Cemile'm de... Söyledim işte biz bunu kabul edemeyiz, durumlar ortada.
-Ayy Asuman, durum falan bilmem ben. Siz nereye gideceksiniz onu söyleyin, gerisi bizde. Hem Ramazan'ın otelci asker arkadaşları filan da var. Bizim balayını da ayarlamıştı sağ olsun.
-Biliyorum Dilek.
-Eee, o zaman balayına gidiyorsunuz.
-Gitmiyoruz. Hem Ali yeni doğdu, senin burada desteğe ihtiyacın olur.
-Ben bostan korkuluğu muyum Asuman? Ya da sen gidince ben yalnız mı bırakacağım Dilek'i.
-Öyle demek istemedim Cemile.
-Eee o zaman konu kapandı. İtiraz istemiyom.
1 gün sonra, sabah ağıl...
Dilek ve Taner, Cemile ile Veysel topladıkları paraları Ramazan'a vermek için ağılda toplanmışlardı.
-Biz bunu kabul edemeyiz.
-Bal gibi edersiniz eltim.
-Edemeyiz.
Edersiniz, edemeyiz derken Taner'in telefonu çaldı.
-Alo, buyurun.
-Evet, benim.
-200 tane...
-Tamam, oldu. Teşekkürler, iyi günler.
-Taner, ne oluyor?
-Gülüm, Şililer 2 ay içinde 200 tane patates makinesi istiyor. Parayı da peşin yatıracaklar. Herkes birbirine sarılmış, bu güzel haberi kutluyordu. -Evet, sizin balayı da kesinleşmiş oldu. Ramazan'ın payına düşen para ile gidersiniz artık. Gönlünüz de rahat eder. Bu parayı da üstüne koyacaksınız ama.
-Olmaz.
-Olur, oldu bile.
- Taner, Dilek'im. Çocuk kısmeti ile gelir derler ya, Ali'miz de kısmeti ile geldi.
Güldüler, bozkırın acılarına, sertliğine inat hep birlikte güldüler. Her şeyin üstesinden beraber gelebileceklerine inanarak güldüler. Aile olmanın önemini anlayarak güldüler. Ve en önemlisi mucizelere inanarak güldüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkırda Bir Anadolu Masalı
Romantizm65. Bölümü Mühendis Hanım'ın rüyası varsayalım...🤍