Bittim ben!

24.7K 493 16
                                        


Hayır diye itiraz etti bir yanım. Ne evliligi!!!

Söylediği şeyin ağırlığı arasında gidip gelirken afalladım. Şimdi Yiğit bana evlilik teklifi mi etmiş oluyordu?

"Her şeyin çok hızlı bir şekilde ilerlediğinin farkındayım Lal"

Kafamda AKP CHP MHP VE HDP bir araya gelmişte koalisyonun anasını ağlatıyormuş gibi bir curcuna patlak verdi. Sorular, sorunlar ve manasız cevaplar beynimin duvarlarına çarpıyordu. "Ne mi diyorum?" dedim tam da bir aptal gibi!
Hemen kendine gel Lal!
Hayır, özgüven denen şeyi anandan almadan doğuvermisşsin sen, haberin yok!

Yiğit sırıttı. Dudakları o kadar seksi bir biçimde boynuma kaydı ki beynim kulaklarımdan akıp gidiverdi. "Evlensek diyorum? Sence nasıl olur?"
Kafam da üç mualif grup belirdi.
1.Grup: "Böyle evlilik teklifi mi olur lan?" diyordu.
2.Grup ise "Yok öyle yağma. Onca sene sana açılmayıp, seni başka bir kıza aşığım diye kandıran herifi süründürmeden evet diyemezsin!" diyordu.
Ama bir 3. grup vardı ki beni fena halde korkutuyordu. O grubun adı Doruk Taşkın'dı. Evlen Lal'cim diyordu grup sözcüsü. Tabi düğün masanı, ölü gelinin film setine çevirmek istiyorsan.

Off... Yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakaldı. Ama her ne olursa olsun böyle bir teklifi kabul etmek için çok erken olduğunu anladım. Çok fazla sorun vardı etrafımızda. Örneğin annem şuan ne haldeydi? Kim bilir!
Peki abim ne yapıyordu?
Ya arkadaşlarım olayı duyunca ne demişlerdi hakkımızda?
Ah en kötülerinden biri ise magazinin üç kuruşluk dergilerine düşmüş müydük acaba?
"Lal'den dünyaya? Duyuyor musun beni?"
"Ben.."
"Sen?" dedi. Elleri saçlarımı alnımdan geri itti. Dokunduğu her noktayı alev alev yakan bir adamı reddedebilir miydim? Bacaklarımı titreten kalbimi yerinden çıkaran aklımı başımdan alan bu gözlere baka baka yapabilir miydim bunu?

"Olmaz" dedim bilinçsizce. Ağzımdan birden çıkıvermişti. Kollarının katılaştığı yüzünün donuklaştığını saniye saniye gördüm.

Çünkü bu olmazın evlilik teklifi için hayır demek olduğunu biliyordu. Bana bakan gözleri bir an için karanlığa bürünen bir eve dönüştü. Elektrikler kısa bir süreliğine gitmişti orada. Nefesini sertçe verdi ve "Neden?" dedi.
"Öncelikle annem var, sonra abim ve en sonda da okulum var Yiğit. Tabi evlenmek içinde oldukça genç olmamda bir başka neden"

Bunları cidden ben mi söylemiştim? Mantığım göğsünü gere gere meydana çıktı ve beni tüm içtenliğiyle tebrik etti. 

Kollarını çözdü ve uzaklaştı.
"Ne oluyor Yiğit? Sence de haksız mıyım? Çok erken deği.." Sözümün bitmesini beklemeden yürümeye başladı ileri adım dış kapıya gidiyordu. 
"Hey! Nereye?"
"Gitmem gerek"
"Ama konuşmayacak mıyız?"
"Sen konuştun Lal ve bana söyleyecek bir şey bırakmadın" Ne?
"Yiğit!" Kapıdan çıktı ve gitti. Kalp atışlarım hızlandı. Boynumdan köprücük kemiklerime yayılan bir kızarıklık belirdi. Arkasından kapıya koştum.
"Hep bunu yapıyorsun!" diye bağırdım ardından. 

"Hep kendi bildiğini okuyorsun!" çağrışlarıma dönüp bakmadı bile. Gözden kaybolmadan önce gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Neden hemen bana sırtını dönebiliyordu ya? Kapıyı sıkıca kapayıp sinir gözyaşlarımı akıttım. Bu böyle olmayacaktı.
Yiğit'in bana bu konuda ciddi bir güvensizliği olduğunu gözlerinde görmüştüm. O sönen ışıkta gerçek bir boşluk vardı.

Beni seviyordu ve benimde onu sevdiğimi biliyordu ama bu sevginin çocukluktan gelen bir yakın birine belki de onu abi gibi gördüğümü düşünüyor ve hayranlıkla benzer olduğunu sanıyordu. Onun yerinde olsam bende bu duruma düşebilirdim.
Sonuçta ben bile ona olan ilgimi hayranlık olarak adlandırmıştım aksini iddia ettiğim zamanlar kendime kızar kendime onun ağbimin arkadaşı olduğunu hatırlatırdım. Yutkundum.

Kalpsiz #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin