"Bu, bu çok... Gerici. Boşver Seungmin arkadaşlarınla daha sonra da tanışabilirim."
"Saçmalama Chan, seni çok merak ediyorlar. Ayrıca son dakika ekersen senin hakkında kötü düşüneceklerdir."
Ellerinin terlediğini görebiliyorum, biraz iğrenç aslında. Bu kadar heyecan yapması yanaklarını yemek istememe sebep oluyor.
Annemle yaptığımız uzun toplantılar sonucunda Chan'a iyi bir hayat hikayesi yazdık, en azından öyle umuyorum.
Chan bu şehre taşınmadan önce yaşadığımız yerdeki en yakın arkadaşımdı, yaşını tam bilemedik ve bir yaş büyük yapmaya karar verdik ki bu bile dikkat çekerdi çünkü vücudu epeyce büyük, diğer önemsiz detaylar falan filan. Birbirimiz konusunda bir zorluk yaşamayacağımıza eminim çünkü o benim kafamın içinden çıktı. Tek endişem insanlarla konuşmaya pek alışık olmaması ama problem olmaz diye düşünüyorum çünkü çok anlayışlı ve kibar arkadaşlarım var."Selam Seungmin!"
"Merhaba."
Jeongin heyecanla bağırarak giriş yapan Felix'e dokunduktan sonra Chan'a döndü. Onunda heyecanlı olduğu belliydi ama gizleme konusunda kesinlikle Felix'den çok daha iyi.
"Ben Jeongin, Seungmin'in okuldan arkadaşıyım."
Jeongin'in ona uzattığı eli sıktı, seninle gurur duyuyorum Chan.
"Memnun oldum Chan ben de."
"Ben de Felix."
Felix direkt olarak Chan'ın omuzlarına bastırıp onu oturttu ve kendisi de yanına oturdu, Jeongin ve ben tamamen dışlanıyoruz şu durumda.
Hiçbirimize fırsat vermeden konuşuyor ve bu çok şaşırtıcı çünkü itiraf etmeliyim ki onu ilk defa bu kadar konuşkan görüyorum. O hep utangaç olandı anlarsınız ya.
"Seungmin senden çok bahsetti."
Kesinlikle bahsetmedim.
"Uzun zamandır seninle tanışmak istiyorduk. İtiraf etmeliyim anlattığı kadar varsın."
Anlamadı. Chan kesinlikle bunun iyi mi kötü mü olduğunu anlamadı ve şimdi büyük gözlerle bana bakıyor. Bu beni kötü bir insan yapar mı bilemiyorum ama şuan Chan'ı tamamen Felix'e bırakacağım.
"Te- teşekkürler."
"Rica. Aslında biraz daha uzatacaktım ama şuan kendimi tutamıyorum. İkinizden de çok özür dilerim sanırım patavatsızca olacak."
Ne geleceği çok belli.
"Siz Seungmin'le çıkıyor musunuz?"
Bunu duymamla gülmem bir oldu. Umarım tekrar kapıdan çıkmak gibi bir şey olarak algılamamıştır.
Ah hayır! Bana bu gözlerle bakarken onu kaderine terk edemem.
"Ah, size söylemedim mi? Biz çıkıyoruz. Sevgiliyiz yani."
Felix ve Jeongin sevinç gösterileriyle bizi tebrik ederken tamamen Chan'a odaklıyım. Kaşlarını kaldırıp kendi kendi sesler çıkarıyor, sanırım ne olduğunu anladı.
Anlamasıyla hızla kafasını bana çevirmesi bir oldu. Aslında baskın karakterlerden hoşlanırım ve onunda öyle biri olduğunu biliyorum ama sanırım kocaman bir bebekten bunu bekleyemem. En azından şimdilik. Bu yüzden şaşkın bakışlarına gülümseyerek cevap veriyorum.
---
Tüm gün Chan'ın mimiklerini izlemek hayatım boyunca şahit olduğum en tatlı ve komik şeydi.
Sanırım yoruldu veya fazla heyecanlandı. Her neyse bu gece onu rahat bırakmayacağım bu yüzden ne kadar yorulduğu umrumda değil. Bir daha annemin evde olmadığı bir gece bulamam.
"Hmm şey, yorucuydu değil mi?"
"Çok endişelendim. Ayrıca Felix denen arkadaşın çok soru soruyor."
Patavatsızlığın ne demek olduğunu öğrenmiş. Ahhh hayat her gün insana yeni bir şeyler öğretiyorsun.
"Yatalım mı?"
"Uykun mu var? Saat daha çok erken ama."
"Şey yoruldum da biraz."
Hayır hayır hayır. Utanıp gözlerimi kaçırmadım. Yoksa kaçırdım mı? Her neyse sonuçta o da utanacak.
"Sadece oturup konuşurken ne kadar yorulmuş olabilirsin ki?"
Çok fazla sorguluyor değil mi? Dostum sadece yat işte! Sanırım vicdansızlık yapıyorum? Kesinlikle öyle yapıyorum. Önce ona neler olduğunu anlatsam iyi olur.
Şuan derin bir iç çekmenin tam sırası. Yeteri kadar açık konuşmazsam dediğim hiçbir şeyi anlamayacak ve ben... O kadar açık konuşmak istemiyorum.
Bu ne hal Kim Seungmin? Daha birkaç gün öncesine kadar hayali arkadaşından hoşlanmanın delilik olduğunu düşünüyordun, ne değişti birden bire?
Hayır! Şuanda hayali arkadaşım değil çünkü o tamamen gerçek ve bazı gerçekleri ona öğretmek istiyorum. Yani yeni bir şeyler öğrenmekten ne zarar görebilir ki? Siktir bu çok sapıkça oldu! Kendimi kötü hissediyorum.
Tamam, sadece sakince anlatacağım ve isterse gösteririm yani çok meraklı olduğumdan değil tabi.
"Tamam sen yatma ben yatacağım."
Pijamalarımı önünde değiştirsem... Bunu yapmamalıyım. Banyo da oldukça iyi bir yer.
"Gerçekten yatıyorsun. Ama benim hiç uykum yok Seungmin ne yapmalıyım?"
Benimde yok aptal! Tanrım keşke biraz daha deneyimli olsaydım o zaman bu kadar zor olmazdı.
"Hiç merak ettiğin bir şeyler yok mu? Yanıma yat da konuşalım biraz hem uykun gelir."
Yatağa attım, yani ilk adım tamam.
"İnsanlar hep böyle rahat mı konuşuyor? Yani sen ve arkadaşların hiç gergin durmuyordunuz."
"Çünkü yakın arkadaşız. Yakın olan insanlar birbirleriyleyken gerilmezler."
"Biz yakın değil miyiz yani?"
"O da ne demek?"
"Bilmiyorum, senin yanındayken gergin hissediyorum sadece. Yani kötü bir şey değil tabii ki seni seviyorum ama şey... Biraz garip hissettiriyor."
"Nasıl garip?"
"Göğsüm sıkışıyor gibi ve biraz da midem bulanıyor sanırım. Mutlu hissediyorum ama rahatsız edici."
"Belki de benden hoşlanıyorsundur."
Lütfen bu kadar şaşırma. Kötü Bir şey olduğunu düşünmüyordur umarım.
"Hayır hayır hoşlanmıyorum. Biz yakın arkadaşız değil mi?"
"Yakın arkadaşlar yan yanayken göğüsleri sıkışmaz."
Tanrım bana bu şansı verdiğin için çok teşekkür ederim! Kesinlikle iyi değerlendireceğim.
"Yani, yakın arkadaşından hoşlanmak kötüdür değil mi?"
"Bence kötü değil. Bende senden hoşlanıyorum Chan."
Gözleri büyüdü, çok sevimli! Sanırım sevimli kelimesini de fazla kullanmaya başladım.
Gülmemeliyim. Gülersem daha çok utanır. Karşında domatese dönüşmesini görmezden gel Seungmin. Umarım bende kızarıyorumdur da kendini kötü hissetmez.
"Nasıl hissediyorsun şimdi?"
"Güzel ve kalbim daha çok rahatsız ediyor. Bu iyi bir şey değil mi?"
"Hmhm. İyi bir şey."
Yapış dudağına! Evet yapabilirim! Bir, iki, üç... Yaptım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İmaginary Friend/ChanMin
FanficSeungmin bir okul gezisi sonrası eve döndüğünde hayali arkadaşını canlanmış olarak bulur.