"Bugün çok üzgün görünüyorsun Seungmin. İyi misin?"
"Neden bizimle konuşmuyorsun?"
Ne diyebilirim ki? Hayali arkadaşım canlandı ama onu sadece ben görebiliyorum. Birkaç gün önce tartıştık çünkü günlüklerimi okuyarak canlanmasını istemiyorum. Ama ona vermek zorunda kaldım ve o dördüncü günlüğü okuduktan sonra birden gitti. Bir gündür onu hiç görmedim ve çıldıracak gibiyim. Belki de delirmişimdir ve gördüğüm halisünasyon normale dönmüştür? Belki de gittiğimiz tapınaktaki tanrılar benimle alay etmişlerdir?
Bunların hiçbirini söyleyemem.
"Yoruldum sanırım. Haftasonu biraz hareketli geçti.""Kendini insanlardan uzaklaştırma Seungmin. Yaşamak için birbirimize muhtacız değil mi? Ama sen o koca kafanın içinde fazla vakit geçiriyorsun."
Güldüm. Onlarda güldü. Doğruydu değil mi? Artık oradan çıkmam gerekiyordu.
Çıkamadım. Birkaç gün geçti ve Chan hala gelmedi. Günlüğümü mutfaktaki camın önünde buldum. Sanırım aldıktan sonra okumak için buraya geldi. Bunu buraya ben mi koydum acaba? Ya gerçekten Chan hiç gelmediyse ve ben...
Son zamanlarda bunu çok düşünüyorum unutmalıyım bunu.
Yatağıma uzanıp güzel bir uyku çekeceğim ve sonra-"Seungmin?"
Ne?
Gözleri ne kadar parlak. Karanlık odada ışıldıyor ama imkansız. O daha belirgin olmuş. Eskisine göre daha yoğun bir varlığı var. O garip his tekrar saplandı yüreğime.
"Neredeydin?"
"Üzgünüm. Lütfen ağlama."
"Neredeydin?"
"Mezarlıkta."
"Neden?"
"Babanın yanına gidersem... Bir şeyleri hatırlayabilirim diye düşündüm. O boşluğu doldurabilirim diye."
Yavru köpek bakışları daha belirgindi. Ağlamak istememi sağlayacak kadar hemde ki zaten ağlıyorum.
"Doldu mu?"
"Hayır. Gittikçe artıyor."
"Günlerdir mezarlıkta mıydın?"
"Evet. Bana belirginleştiğimi söyledin ama hala kimse beni göremiyor."
"Üşümedin mi?"
"Biraz soğuktu."
Anlıyorum. Neden istemediğimi anlıyorum. Bunu nasıl gözden kaçırabildim?
"Ben okumanı istemiyorum. Devam etmeni istemiyorum."
Tanrım! Hıçkırıklarımın arasında zar zor konuşuyorum ve o sadece sulu gözlerle bana bakıyor.
"Gideceksin. Benim tüm hayatım gidecek. Seni gördüm, var olduğunu biliyorum ama sen gideceksin. Yalnız kalacağım, hayali arkadaşım bile olmadan."
"Gitmeyeceğim Seungmin. Söz veriyorum gitmeyeceğim."
"Ama gittin. İlk fırsatta hemde."
Ona yaklaştım ve elimi uzattım. Yine içinden geçti ama bu sefer daha çok hissediyorum. Onu hissedebiliyorum. Elimi yüzüne çıkardığımda göz yaşlarını hissettim ama dokunamadım. Boğuluyormuş gibi hissediyorum.
"Keşke uzantım olsaydın. Her zaman benim yanımda olurdun."
Omzuma dokunuyor. Hafif bir şey hissediyorum. Çok çok hafif. Dünyadaki kimse bu kadar naif dokunamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İmaginary Friend/ChanMin
Hayran KurguSeungmin bir okul gezisi sonrası eve döndüğünde hayali arkadaşını canlanmış olarak bulur.