[Yazarın ağzından]
Chan ne yapacağını şaşırmış öylece üstündeki bedene bakıyordu. İnsanlar birbiri öper bu gayet normaldi değil mi? O zaman dudakları dediğinde neden bu kadar farklı hissettiriyordu?
Hoşlanmak kelimesinin ne anlama geldiğini biraz anlamıştı şimdi, Seungmin diğer "arkadaşlarıyla" bunu yapmazdı.
Küçük olan beden yavaşça alt dudağını kavradı, Chan ona ayak uydurmaya çalışarak üst dudağını kavradı ve emmeye başladı. Bir süre devam ettikten sonra sesli şekilde ayırdılar dudaklarını.
"Ağzını açmalısın."
Kafasıyla onayladı, tamamen teslim olmuştu Seungmin'e. Öpüşmeleri, araya dillerinin karışmasıyla iyice derinleşmişti ki Chan geri çekti kendini. İkisi de nefes nefese kalmıştı.
Hissettiği şey Chan'ı heyecanlandırsa da korkutuyordu."Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Bu da ne böyle?"
Seungmin için kötü bir haber sayılırdı bu. En azından ne yapacaklarını biliyordu. Sahi günlüklere bazı şeyler yazmıştı değil mi?
"Aslında bende ne yapacağımı pek bilmiyorum. Sadece kendini akışı bırak."
Kafasıyla onayladıktan sonra ani bir hareketle üstünde olan bedeni altına aldı. "Bunu yapasım geldi. Yapmamalı mıydım?"
"Hayır, hayır! Böyle devam et... Şey, yapmaman gereken bir şeyi yaptığında seni uyaracağım o yüzden rahat ol tamam mı?"
"Tamam."
Tekrar dudakları buluştu, Chan öpüşmeyi çok sevmişti anlaşılan. Seungmin büyük olanın ne kadar gerildiğini hissediyordu, kendisi de geriliyordu. Bu yüzden korkuları gittikçe azalıyordu.
Chan, dudağından ayrılıp boynuna yöneldi ve küçük öpücükler bırakmaya başladı. Bu Seungmin'in kalp atışlarını hızlandırmaya yetti. Öptüğü yerleri yavaşça emmeye başladı, ince deriyi dişlerinin arasında eziyordu.
Biraz sonra Seungmin artık kendini tutamadı, küçük bir inilti bıraktı odaya. Duyar duymaz kafasını kaldırdı Chan.
"Ne oldu? Canın mı acıdı?"
"H-hayır. Sadece, sevdim. O yüzden."
Bu oldukça utandırmıştı onu. Chan tekrar eğildi, küçüğünün boynundaki morluklar gittikçe çoğalıyordu.
"Seungmin, tişörtün bana engel oluyor."
Bu biraz beklenmedikti. Seungmin Chan'ın daha çok utanacağını düşünmüştü. Bu soruyu sorarken kafasını kaldırıp onun gözlerinin içine bakmış ve hiçbir çekingenlik görememişti. Çok hazır gibiydi yapacakları şeye, istekli görünüyordu. Ve daha garip ama Seungmin'i ona çeken başka şeyler vardı bakışlarında. O daha çok utanırken Chan gittikçe daha da sakinleşiyordu sanki.
Bir an "acaba bu da mı hayal ettiğim özelliklerden biriydi?" diye düşündü.
"Çıkart lütfen."
Tek hamlede kurtuldu fazlalıklardan. Sadece onunkini değil kendininkini de çıkartmıştı. Seungmin'in baştan aşağı süzdü karşısındaki bedeni, bu bile onu daha fazla heyecanlandırmaya yetiyordu. Hoş, zaten gittikçe daha da artıyordu bu heyecanı.
Boynundan başlayıp göğsüne doğru öpücüklerle bir yol çizdi ve orada oyalanmaya başladı. Göğsünün birçok yerine morluklar bıraktıktan sonra meme uçlarını ağzıma aldı. Artık Seungmin'in kendini tutmasına imkan yoktu, istemiyordu da zaten. Kendini serbest bıraktı ve odayı inlemesiyle doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İmaginary Friend/ChanMin
FanficSeungmin bir okul gezisi sonrası eve döndüğünde hayali arkadaşını canlanmış olarak bulur.