Gözlerimi açtığımda Chan'ı, beni izlerken yakaladım. Biraz utanmış olabilirim ama sanırım bu normal.
"Uykuya ihtiyacın yok değil mi?"
"Uyuyamıyorum. Bu yüzden bütün gece seni izledim."
"Ahh iğrenç. Gerçekten berbat şekilde uyuyorum gördüğün her şeyi sil aklından."
"Asla silmeyeceğim. Ayrıca o kadar sevimli uyuyordun ki seni yiyesim geldi."
"Kimse uyurken sevimli görünmez."
"Olabilir. Belki de aşkım gözlerimi kör etmiştir."
"Hadi ama bu utanç verici!"
Uzun zamandır, hayır, hayatım boyunca bu kadar güzel bir uyku çekmediğime eminim. Sanırım o yanımda olduğu için. Şuanda tek sıkıntım içimdeki iğrenç hissin çoğalmış olması.
"Bugün sonuncusunu okuyacak mısın?"
"Evet."
"Sonra ne olacak peki?"
"Bilmiyorum. Bir insan olabilirim veya birden puf olup uçarım."
"Lütfen puf olma olur mu?"
"Elimden geleni yapacağım."
Lanet olsun ki okula gitmek zorundayım. Aslında bir yanım onunla kalmak istiyor bu yüzden okulu asmak benim için sorun olmaz ama bütün gün ona ne olduğunu izleyerek geçirirsem delirebilirim. Tabii şuan delirmediğimi varsayıyorum.
---
"Konuştun mu onunla?"
Onlara bir açıklama yapmak istediğim son şey bile değil ama sanırım yapmak zorundayım yoksa başımdan gitmeyecekler.
"Evet."
"Nasıl gitti?"
"Galiba iyi gitti. Aramızdaki şeyi yoluna koyduk."
"Ama hala gergin gibisin. Başka bir şey mi var?"
"Bunu anlatmasam daha iyi olur. Üzgünüm."
"Üzgün olma, seni anlayabiliyoruz. Kötü hissettiğinde bizimle konuşman bile yeterli."
"Her şey düzeldiğinde onu bizimle tanışmaya getir tamam mı Seungmin? Seni bu kadar üzen kişiye bir yumruk atmak istiyorum."
Keşke size her şeyi anlatabilsem. Muhtemelen bana inanmaz ve acıyarak bakmaya başlarsınız hatta dostluğumuz eskisi gibi bile olmayabilir. Tüm bunlarla tek başıma uğraşmak çok zor.
Chan'ın gözlerimin önünde acı çektiğini görmek ve onu azaltamamakta çok zor. Ama artık her şey değişecek. O kadar umutluyum ki! Bugün eve döndüğümde onu tamamen normal şekilde bulacağım ve sımsıkı sarılacağım. Bir anda puf diye yok olmayacak.
Evin hiçbir tarafında yok, yani odamda olmalı. Derin nefes al ve ver...
1
2
3
!"Chan!"
Neden yerde baygın yatıyor. Onu tutup kaldırdım ve yatağıma yatırdım. Son günlüğü okuduğu için acıdan bayılmış olamaz değil mi? O kadar acı verebilir mi ki?
Bir saniye. Onu tutup kaldırdım ve yatağıma yatırdım. Onu tutup kaldırdım, onu tuttum...
"Ağağa!"
"Ağağağ!"
Siktir! Bravo Seungmin. Keşke onu uyandıracak kadar tiz bir çığlık atmasaydım, umarım bunu unutur. Sesim gerçekten ince.
"Ben ben ben
"Aah! Şey ben özür dilerim! Üzgünüm seni uyandırmak istememiştim."
"Sorun değil Seungmin. Hem bende korktum zaten. Ağh! Belim ağrıyor."
Şuanki durumun farkında değil mi?
"Sen gerçeksin."
"Yani beni görebildiğine göre sanırım öyleyim."
"Chan. Sana dokundum. Seni tuttum ve yatağa yatırdım. Ağırlığın yüzünden yatak çökmüş. Sen tamamen... Gerçeksin."
Benim kadar şaşırmış görünüyor. Ellerini ve bacaklarını inceliyor. Anlamı ne ki bunun? Önceden kendine dokunamıyormuydu yani? Sanırım sadece şaşkınlıktan.
İçimdeki berbat his hala biraz olsun duruyor ama büyük ölçüde gitti. Ferahlamış hissediyorum. Çok çok ferah ve rahat. Üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi ve mutluyum. Olamaz, önce çığlık şimdi de aptal göz yaşları!
"Seungmin,ben yatağı hissedebiliyorum."
Mutlu görünüyor. Gözlerindeki parıltı görülmeye değer. Sanki düzinelerce elması küçücük kahverengi gözlere hapsetmişsin gibi.
Durumun garipliğini, deli olmadığımın büyük oranda tesçillendiğini ve yerimde zar zor durmama neden olan büyük heyecan ve sevinç karışımı, hafif rahatsız edici, bu garip duyguyu saymazsak harika bir an. Özellikle karşımda duran bu kişi. Görülmeye değer mükemmel bir manzara sunuyor sanki bana. O gülümsemesi ve gözlerindeki parıltı, muhteşem.
"Sen, çok güzel görünüyorsun. Şeffaf olduğun zaman tam olarak görünmediğin için sanırım."
Utandı. Kafasını çeviriyor ama gülümsemesi biraz bile solmadı.
"Sarılalım mı?"
"Sarılalım."
Kollarımı açtım ve hemen yerinden fırlayıp üzerime atladı. Tanrım inanılmaz bir vücudu var. Tarif edemeyeceğim kadar güzel ve sıcak bir sarılma. Asla ama asla ondan ayrılmak istemiyorum.
Şuanda kendimi tutmama hiç gerek yok veya bu benim kendimi haklı çıkarmak için kullandığım zırvalardan biridir ama umrumda değil. Şuan onu acayip şekilde öpmek istiyorum. Sanırım dudağını öpmek biraz fazla olur?
Yanağına uzun bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerinin içine bakmaya başladım. Yüzlerimiz oldukça yakın. Bu açıdan gözleri olduğundan daha büyük ve yakın görünüyor. Mükemmel bir görüntü!
"Öpücük nasıl hissettiriyor?"
"Çok, çok güzel. Biraz garip aslında biraz da iğrenç."
"Haha! Evet biraz sulu öptüm kusuruma bakma. Normalde bu kadar iğrenç olmaz."
Çığlık atmamalıyım. Ben profesyonel bir kaçığım ve böyle bir durumda sakinliğimi korumam gerek. Hmhm. Tam şuanda ilk başta yari şeffaf ama şimdi tamamen gerçek olan eski hayali şimdiki gerçek hayali arkadaşım beni öpüyor.
Günlüklerde bundan bahsetmediğime eminim.
Buraya kadar ilerledikten sonra utanmanın bir manası yok sanırım. Üstelik benim içimi dışımı çok iyi bilen bu yakışıklıdan. Ergenim ve kabaran duygularımı daha fazla bastırmanın bir yararı yok. Atla Seungmin!
Onu yatağa ittirip düşürdüm ve üzerindeyim!
"Üzgünüm sanırım takıldım mı?"
"Hayır bunu ben yaptım. Seni ittim buna yatağa atmakta diyebiliriz."
"Bunun anlamını biliyor gibiyim. Kötü bir şey değil, değil mi?"
Mecazlarda çok kötü.
"Hiç kötü değil. Annem gelene kadar çok vaktimiz var. O zamana kadar sürekli sarılalım ve istersen bana dokunabilirsin. Nasıl hissettirdiğini anlamak için yani."
Bu benim içinde oldukça utanç verici ama sonuçta iyi bir amacım var. Sevdiğin insana dokunmak iyidir.
Şuan hiçbir şey düşünemiyorum. Onu kullanıyor değilim. Yani değilimdir. O da bana dokunmak istiyor hem. Tek düşünebildiğim yıllardır hayalini kurduğum kişiye sıkıca sarılmak ve, özellikle kollarındaki, kasları unutamayacağım hale gelene kadar hissetmek.
Umarım annem bugün geç gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İmaginary Friend/ChanMin
Fiksi PenggemarSeungmin bir okul gezisi sonrası eve döndüğünde hayali arkadaşını canlanmış olarak bulur.