"Hadi bugün yine oraya gidelim." Taehyung, jimin, ben ve yoongi kahvaltı ediyorduk ama ben şuanda çok garip hissediyordum. Yoongi'nin dedikleri de neydi öyle? Hâlâ kafamı kurcalayan birçok soru vardı aklımda.
"Hoseok" jimin'in seslenmesiyle gülümseyerek jimin'e döndüm.
"Eğer yanlış anlamazsan... Ailen nerede?" Ona ne diyecektim? Onların öldüğünü söylesem çok mu ağır olurdu? Yaşadıklarını söylesem de görmek isteyeceği kesindi bu yüzden aklıma gelen en kötü yalanla jimin'e gülümseyerek söyleyeceğim sırada yoongi lafımı kesti.
"Ailem-"
"Jimin böyle sorular sorman ne kadar doğru?" Jimin yoongi'nin uyarısıyla bana dönüp kafasını eğerek özür diledi. Şaşırmıştım yoongi'nin böyle konuşmasına şaşırmıştım.
"Hayır jimin önemli değil sorabilir-"
"Hoseok kahvaltını ye. İşlerimiz var." Bana herşeyi anlatacak düşüncesiyle onu onaylayıp kahvaltıma devam ettim. Burası gerçek dünya gibiydi, hiçbir farkı yoktu. Herşeyin tadını, kokusunu, huzurunu hissedebiliyordum. Dünyadan tek farkı huzurlu ve güzel olmasıydı.
Kahvaltımızı ettikten sonra jimin'e mutfak işlerinde yardım ediyordum. O çok tatlı ve Kafa dengi biriydi. İyi ki buraya gelip, iyi ki tanıştım diyeceğim kişiydi.
"Jimin bunu nereye koyuyoruz?" Elimdeki tuzluğu göstererek jimin'e döndüm. O ise gülümseyerek bana bakıyordu.
"Sen bırak Hoseok ben yaparım."
"Kolay gelsin." Arkamı dönüp baktığımda yoongi'nin siyahlar içindeki hâlini görmemle gözlerimi kaçırarak onunla ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalıştım. Çünkü şuan o çok yakışıklı görünüyordu. Bu çocuk nedensizce bana çekici geliyordu.
"Teşekkürler. Keşke sende yardım etsen." Jimin yoongi'ye ters ters bakıyordu. Yoongi ise jimin'e gülüp yanında durdu, jimin'in saçlarını karıştırarak elindeki tabağı alıp yerine dizdi. Cidden iyi anlaşıyorlardı. Tam abi kardeş gibilerdi.
Mutfak işlerimiz bitmişti, bende dışarı, kapının önüne çıkıp Buradaki havayı içime çekiyordum. Cidden şuan hayallerimin dünyasındaydım, tertemiz hava vardı.
"Burayı sevdin demek?" Gelen yoongi'ye bakmadım. Nedenini bilmiyorum ama bakmak istememiştim. Olduğum yerde kafamı sallayıp onu onayladım.
"Sevdim."
"Burayı kendin seçtin tabii ki seversin." Şaşkınlıkla karışık kuşkuyla yoongi'ye döneceğim sırada tam arkamda bana çok yakın olduğunu görüp bir adım geri gittim.
"Herşeyin farkındasın yoongi?" Yoongi bana bir adım daha yaklaşarak açtığım mesafeyi kapattı. Gözlerini gözlerime diktiğinde bakışlarında ki o derinlik her türde insanı ürpertecek derecede bir etkiye sahipti.
"Herşeyin farkındayız Hoseok." Dediklerine bir anlam veremeyerek bakıyordum önündeki surata. O herşeyi biliyordu ve bu beni korkutmuştu.
"Buraya neden gelmek istedin?"
"Ne?"
"Neden gerçek dünyada kalmak yerine buraya gelmek istedin?"
"Burası güzel. Gerçek dünya gibi bir yerde kim yaşamak ister ki? Böyle güzel bir yer dururken neden orada yaşamak ister ki insan?"
"Ben isterdim."
"Ne nasıl?"
"Hoseok, ben burada yaşamıyorum."
"Ha?"
"Sana güvenebilir miyim bilmiyorum."
"Tabii ki güvenebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHİFTİNG - SOPE
Fanfiction-semegi- "Hadi yapabilirim" yatağıma uzandım ve yazmış olduğum kağıdı yastığımın altına sıkıştırdım. "Keşke gerçek olsaydın" "Keşke gerçek olsaydım..." Başlangıç: 20 Nisan 2023