opuyumm 😽😽 hosgeldik
bolumdeki sarkilari yorum kismina birakmis olacagim, spotiden acip dinleyebilirsiniz
aslinda jazz sarki da acip dinleyebilirsiniz
😭🤚🏻bu sefer bogurtlen aromali bi bolum degildi ama gene de cok tatli koktu, COK TATLI KOKTU fotograflarin o anki estetigi belli etmesi icin alti saat aradim degerimi bilin!!
iyi okumalar buzlu visnelerim 💌
__
✧˖ °🐚✩°。⋆
Marina, marina marina
Jungkook oturduğu pufta hareketlendi. Elindeki oyun konsoluna biraz daha sarılıp birden beri açılan şarkıyla mutfaktan gelen sesi dinlemeye başlamıştı oyunun ortasında. Dikkati dağılıyordu.
"Hadi ama Jungkook, şimdiden yoruldun mu yoksa?" Ales'in güldüğü belli olan sesiyle daha da hırslandı. Bir kaç dakikası kalmış oyuna asıldı, dikkatini toplamaya çalıştı. "Çok beklersin." Sonra bi kaç sert basışın ardından sayılı dakikalar sona erdi. Ales'i yakalamıştı yakalamasına ama öne geçememişti. "Hay!" Kumandayı yandaki boş pufa atarken Ales de bu beraberliği beğenmemişçe söylenmeye başladı. "Bari geçseydin kardeşim, beraberlik nedir?"
Ales dramatik bi şekilde kendini kanepede geri atarken koltukta yayılan Bianca irkildi. "Rahat dur." Jungkook ikilinin yeni bi dalaşmaya gireceğini anlayınca ayaklandı gülümseyerek. Oyunun ortasından beri dikkatini dağıtan sese ,mutfağa, yöneldi.
Sabah ailesiyle sohbet ederek yaptığı kahvaltıdan sonra Chaeyoung bugün Dorian'ın evine gideceklerini söylemişti. On beş dakikalık ayrılık sürecinden sonra tekrar sözleştikleri gibi dış kapıda buluşan ikili, pansiyona biraz uzak kalan eve adımlamaya başlamıştı. Sarışın kız gri ve bol bi eşofman giymiş, üstüne de lacivert düz bi tişört geçirmişti. Jungkook ise her zamanki renksizliğinden şaşmamış ve beyaz tişört, siyah şort kombiniyle çıkmıştı.
Bugün daha bi enerjik olan Chaeyoung yolda yanından geçtiği dükkanların sahiplerini tanıtıyor, uzaktan onlara selam veriyordu. Belki vakit kaybediyorlardı ama Jungkook pek de umursamadı. Kızı dinlemek onu yormuyordu.
Bu sırada Chaeyoung sanki konuşması gerekiyormuş gibi konu bulmaktan usanmaksızın daldan dala atlıyordu. Mesela manav olan Anthony'nin küçük kızının ya da arka sokaktaki balıkçı Santige'nin aile yadigarı hasır şapkasının Jungkook'u hiç ilgilendirdiğini düşünmüyordu ama gene de anlatıyordu işte. Susmak istemiyordu sadece.
Kaldırım taşları üzerinde süren yürüyüşleri bittiğinde Jungkook karşılaştığı görüntüyü beklemiyordu. Kasabanın eski evlerine göre biraz daha modern duran sokakta evler siteyi andırır gibi benzerdi, belki site bile olabilirdi. Kızın burda yaz için gelen ailelerin kaldığını söylemesini dinlerken etrafı incelemekle meşguldü. Dediğine göre çocuklar Gia hariç ,tahmin ettiği gibi siteydi, bu evlerde kalıyordu. Sadece bi kaç aylık yazlık evler olduğunu düşününce etrafın peysajına anlam verebildi Jungkook. Süs havuzları, küçük kaykay parkı, ufak çitler, limon ağaçları, mor ve pembe çiçekler, sokakta birbirini ıslatan minik çocuklar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
433
FanfictionÇünkü seni otuz saniye hissettim, iki dakika yirmi üç saniye boyunca izledim, bir dakika kırk saniye ise hayal ettim. Benim mavi, yaz aşkım; dört dakika otuz üç saniyeydin ama bir ömür sürdün.