🪼⁵

238 42 52
                                    


☀️ uzun zaman oldu chicos nabersiniz??

al mirar by blanco palamera
taktim su siralar dinleyin bence ispanyolca 🐡

3k olmus bolum arada yorum yapin sizi recel yapmayim 🍓
hadi iyi okumalarr 🧉

__

✧˖ °🐚✩°。⋆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧˖ °🐚✩°。⋆

Öğlen geldikleri sahilde güneş batmamaya emin gibi denizin üstünde parlıyordu. Günler oldukça uzamıştı, bitmiyordu. Saatin altı olduğunu öğrendiklerinde Chaeyoung gitmeleri gerektiğini söylemiş ve diğerlerini sahilde bırakıp küçük koydan ayrılmalarını sağlamıştı.

"Nasıldı ilk günün?" Sarı uzun saçlarını canını acıtmadan topuz yapmaya çalışıyordu ama nemli ve tuzlu olduğundan canının acımaması olası bile değildi. Üzerindeki beyaz tişört mayosu yüzünden ıslanmış olsa da yerini koruyordu. Yanındaki oğlanın üzerine geçirdiği tişört elbette kuruydu. İçten içe erkeklerin bu özelliğini bi kez daha kıskandı.

"Eğlenceli. Dünyanın diğer ucunda Kore'nin gururu olmak herkesin yapabileceği bi şey değil." Jungkook sırtındaki çantadan su şişesini çekip çıkardı ve bi kaç yudum aldı yemekten önce. Kızın uzun uğraşlarla topladığı saçına bi bakış attı.

Chaeyoung ise en sonunda topladığı saçlarla rahatlamıştı. "Tabiki değil, harikayız." Gülümsedi oğlana dönüp.

Biraz sonra geldikleri pansiyonda Chaeyoung mutfağa gelmesini hatırlattıktan sonra odalara dağıldılar, duş alıp üzerlerini giyindiler. Sarışın günlük rutini olduğundan hızlıca mutfağa geçti. Yüzünde ufak tebessümle akşam yemeği kararlaştırıldığından malzemelere yardıma başladı. Buraya girerken hiç kendini zorlayarak girdiğini hatırlamıyordu. Akdeniz yemeklerini, şarap kadehlerini, vintage krem buzdolabını, açık sarı mutfak dolaplarını, etraftaki insanların yardımlaşarak vakit geçirmesini izlemeyi seviyordu.

Chaeyoung'a göre arkadaş olmak için yaş önemsizdi. Şu an içinde bulunduğu orta yaş grubundaki insanlarla da iyi anlaşabiliyordu, kışın ailecek toplandıklarında küçük kuzenleriyle de eğleniyordu. Farklı insanlarla tanıştıkça yeni bir özelliğe sahip oluyor gibiydi. Bazısından cömert olmayı bazısından kendini düşünmeyi öğreniyordu. Bazısından keskin olmayı bazısından yumuşak köşelere sahip olmayı ediniyordu sanki. İnsanlarla vakit geçirmek tek başına geçirdiği vakitle eşdeğerde gibiydi. İnsan demek yaşam demekti ona göre.

Etrafa Polyanna gibi baktığı söylenemezdi. Aksine içten içe her şeyi ciddiye alan bi yapısı vardı. Bazı ufak ayrıntılarda aylarca dolanabilirdi bile. Ama buraya gelince sihirli bi değnek burnunun ucuna değdirilmiş gibi tüm o düşüncelerden sıyrılıyordu.

Elindeki tahta kaşığı yanındakine uzatırken kapıdan giren bedeni yakaladı gözleri. Söylediği gibi ayak uyduruyordu kahverengi, uçları nemli saçlı oğlan. Beklediğinden daha hızlıydı. İlk günden arkadaşlarıyla bu kadar iyi anlaşacağını düşünmemişti. Tamam onlarla iyi anlaşmasını bekliyordu sonuçta, Jeonların oğluydu. Ama gerçekten ilk izlemine göre çok sosyal bi yapısı olabileceğini düşünmemişti. Belki de üzerindeki gri boyadan çoktandır kurtulmayı bekliyordu.

433Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin