Merhabalar!
Bu benim ilk hikayem ilk hikayem. Uzun zamandır yazmayı düşünüyordum. İlk başta kurgunun saçma olduğunu düşünsemde yazmaya başlayınca daha çok yazmak istedim.
Umarım hikayemi beğenirsiniz <3
Başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz
İyi okumalar!!!
°°°°°°°°°°°°
Hayat sıkıcı, hayat aynı zamanda ölüm. Peşini bırakmıyor ki her gün çektiriyor sana bir ızdırap. Bazen çok bıkıyorsun ölmek istiyorsun ama sevdiklerini bırakamıyorsun. Bazen hayatı yaşamak istiyorsun ama tek bir şeyle yine kayboluyor hayat.
Sevmek istiyorum sevemiyorum yaşamak istiyorum yaşayamıyorum. Doğru yolda mıyım onu bile bilmiyorum Bu hayat geçici biliyorum ama sana o kadar çok ızdırap çektiriyor ki benim için tüm geçiciliğini kaybediyor.
Her şeyi düzeltmek her şeyi değiştirmek her şeyi istediğimiz bir hale getirmek o kadar zor ki. Bu hayat zor her bir zerresi en küçük detayı bile. Hayatta her şey var evet. Ancak bunu doğru kullanabiliyor muyuz? Hayır
~ Hayal mi Gerçek mi? ~
Tamam kesinlikle böyle bir tepki bekliyordum.
"Sakin olur musun anne! Görende 2 aylık ömrüm kaldığını falan düşünür. " Gerçeği şaka yoluyla söylemek canımı yaktı.
Anında dolan gözleri umutsuzca yüzümde geziniyordu
"Kızım ne diyorsun sen! Söyleme böyle Allah rızası için söyleme!" Sıkıntıyla iç çektim. Zaten duygusallıkta zirve yapmış birisiydim ve onun halini gördükçe ağlayasım geliyordu ama dirayetli olmalıydım. Annem, babam ve kardeşim bana ağlayarak bakarken tek yapabildiğim daha doğrusu yapmaya çalıştığım şey hafifçe tebessüm etmekti."Doktorların söylediği her şey doğru çıkacak diye bir şey yok öyle değil mi? Önce test sonuçlarını bekleyelim. Sonra istediğiniz kadar gözyaşı dökün ama bana bir bakın lütfen! Ben gerçekten iyiyim!" Kollarımı iki yana açarak etrafımda tam tur attım. Babam başını salladı.
"Yapma böyle şeyler kızım bir zarar gelecek" Offladım. Gerçekten onları sakinleştirmek kolay olmayacaktı.
"Sizin şu anda yapmanız gereken şey moralimin düzelmesi için beni balık ekmek yemeye götürmek ama siz karşıma geçmiş sanki ölmüşüm gibi ağlıyorsunuz" Annem hızla yanıma gelip elini koluma koydu.
"Öyle şeyler deme dedim sana güzel kızım. Hadi Sinan kızımızın isteğini yerine getirelim." Ellerimi çırptım
"HARİKA!"
Koşar adımlarla odama geçtiğimde hala ağlamakta olan Derin odaya sessizce giriş yaptı. Onları üzdüğüm için kendimden nefret ediyordum. Ah be az daha bekleseydin ne olurdu. Ankaraya gidince ortaya çıksaydın ne olurdu. Yanına gidip ona sıkıca sarıldım.
"1 saat önce yatağımdan in diye çemkiren kızın haline bak hele!"
Hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde koluma vurdu.
'Şakaydı o! İstediğin kadar yatağıma çıkabilirsin Alisa! Söz veriyorum gıkımı çıkarmam!"
Ona ismimle hitap etmesine sinirlendim. Hayır tabiki de ismimle hitap edecekti ama neredeydi abla ah ah. Aramızda 3 yaş olduğunu unutuyordu galiba.
"Tamam Ankaraya gidene kadar senin yatağını ele geçiriyorum o zaman"
Yüzü düşmüş gibi olsa da hemen toparladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİYET GÜLÜ
FantasyTek istediği kalan zamanında ailesi ile güzel anılar biriktirmekti. Nereden bilebilirdi sıradan bir akşam yemeğinin kendisini 15. yüzyıla gitmesinin sebebi olacağını.. Lanet ediyordu o balıkçı teknesine, buraya gelmesinin tüm sorumlusu o lanet tekne...