Bölüm 6

2.5K 47 4
                                    

Klaus tüm gücüyle gaza yüklendi.Bu son sefer diye tekrarlıyordu içinden.Bu gün istediğimi alacağım ve bu manyak halime bir son vereceğim.Bilmediği şey ise onun zaten hayatının bütününde bir manyak olduğuydu.Sadece bunu kendine açıklayamıyordu.Saat neredeyse geceyarısı olacaktı.Genç adam radyodan bir müzik açtı.Tam o sırada arabadan bazı sesler gelmeye başladı.Araba bir kaç kez stop etti.Gözüne ibresi kırmızıya gelmiş olan benzin göstergesi takılınca direksiyonu sağa kırdı.Ve lanetler savurarak arabadan indi.

''Lanet olsun!''

Nik sinirle arabanın tekerleğine sert bir tekme indirdi.Vurmasıyla inlemesi bir oldu.Ayağı üstünde sekerek küfürler savuruyordu.

''Geri zekalı araba , kesin Sebastian'ın ahı tuttu!''

Genç adam bu sefer haklı olabilirdi.Gecenin bir yarısında zavallı adamı caddenin ortasında bırakmıştı.Zavallı Sebastian'ın sesi bile çıkmamıştı.Gerçi ne diyebilirdi ki sonuçta o patronunun oğluydu.Nik arka kaputa doğru ilerledi ve hızla açtı.

''Ah nihayet bazı şeyler doğru gidiyor''

diye söylenerek bağajdaki bidonu aldı ve kaputu kapattı.

Genç adam karşısındaki parlayan ışığı farkedince benzinci olabileceğini düşündü ve oraya doğru ilerledi.Bir kız için bu durumlara düştüğüne inanamıyordu.

Hatta bu olay daha da ileriye gitmiş gurur meselesi haline gelmişti.Küçük bir kız tarafından reddedilmek ,azar işitmek ,dayak yemek bir de üstüne arabasını kaptırmak, herkeste olacağı gibi Nik'i de hınçla doldurmuştu.Genç adam ışığı gördüğü yöne doğru yöneldi.Arabalar caddede vızır vızır geciyordu.Nik ani manevralarla son anda ezilmekten kurtuluyor ve yoluna devam ediyordu.

''Ne vardı bu yolu buraya koyacak, hem insanların derdi ne?! Gecenin yarısında dışarda ne yapıyorlar ki!''

Nik'in dedikleri her ne kadar çifte standarta girsede genç adam kendi sözlerine kafa salladı.5-10 dakika yürüdükten sonra nokta kadar olan ışık bir tabela halini almıştı.

Tahmin ettiği gibi bu bir benzin istasyonuydu.Adımlarını hızlandırarak görevliye doğru ilerledi.Görevliye vardığında elindeki bidonu görevlinin gözüne sokarcasına salladı.

''Hey, bir bidon benzine ihtiyacım var''

''Tabiki efendim ''

Genç adam elindeki bidonu görevliye uzattı ve benzini dolduruşunu izledi.Adamın işi bittiğinde bidonu Nik'e uzattı.

''50 dolar efendim''

Nik cebinden yüz dolar çıkararak adama uzattı.

''Üstü kalsın''

İşte şimdi kendine gelmişti.Gücün kendinde olduğunu bir kez daha hissetti.Geldiği yolu tekrar gitmeye başladı.Yine ezilme tehlikeleri atlatarak 5-10 dakkaya varmıştı arabanın yanına.Bidonun kapağını açarak benzini arabaya doldurdu.Yine olası aksiliklere karşı bidonu bagaja koydu ve arabaya bindi.Yarım saatlik bir aksamaya uğramıştı ama umursamadı çünkü yeşilateşin daha yeni yeni canlanmaya başladığını biliyordu.Bildiğimiz gibi aksilikler Nik'in peşini bırakmıyordu.Nik'te bunun farkındaydı.

O yüzden acele etmemeye karar verdi normal hızla yoluna devam etti.Aslına bakarsanız Caroline'nin orada olup olmaması o kadarda önemli değildi.Genç adamın planı Caroline oradaysa icabına bakmak eğer yoksa keyfine bakmaktı.Sonuçta dünyada ondan başkalarıda vardı.Sadece Nik ona fena takmıştı, herhalde genç kız için en uygun tanım şanssız olurdu.Genç adam 20 dakikaya yeşilateşe varmıştı.Hemen arabadan inip anahtarı valeye bıraktı vakit kaybına tahamülü yoktu.Gözüyle her yeri taradı.Tek tük bayan vardı geri kalanı sap adamlardı.Nik bir an bu adamları kendine benzetti sonra hızla sirkelendi.Gözleriyle etrafı taramaya devam etti.

Hayvanat Bahçesine Hoşgeldiniz!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin