Bölüm 10

1.5K 39 5
                                    

Genç kız kendini evden dışarı atar atmaz sahilin yolunu tuttu.Her ne kadar dünden sonra taksilerin uğursuz olduğunu düşünmeye başladıysa da külüstürünün yanında olmadığıiçin taksiye mecburdu.Külüstürü aklına yeni gelmişti.Ardından eline cep telefonunu aldı ve çekiciyi arayarak-arabası daha öncede bir çok arızada bulunduğu için telefonu kayıtlıydı-arabasını bıraktığı yerin kordinatlarını verdi.Neyseki bu iştende kurtulmuştu.Ah tabi o rahat gecen bir kaç dakikası çok geçmeden vicdanının sesiyle son buldu. Genç kız bir vicdandan hiç iyi dost olmayacağını yeni de olsa anlamıştı-en azından kendi vicdanının-Caroline bir süre vicdanını susturmak için temiz havayı içine çekerek istemeye istemeye de olsa rahatlamak için kendini bir taksiye attı ve sahilin yerini söyledi.Genç kız bir süre sonra sahile varmıştı.Taksinin parasını ödeyip arabadan indi ve kayalıklara yöneldi.Elini küçük spor cantasına atarak içinden MP3ünü çıkardı.Bunu yanına aldığı için çok şanslıydı.Çünkü biliyordu ki müziksiz asla sakinleşemezdi. Genç kız kulaklığını çıkarır çıkarmaz kulaklarına yerleştirdi rasgele bir şarkıyı(http://www.youtube.com/watch?v=6O0KmsijQ98) dinleyerek kayalıkların kenarından yürüyerek kahrolası vicdanını susturmak için 200metre hastaneye doğru ilerlemeye başladı.

''WOUUW''

bir yandan yürüyor bir yandanda ritim tutuyordu.Olduğu yerde kalçalarını yavaşça bir sağa bir sola sallıyor elleri titrek bir karınca misali hareket ediyordu.Beynini tamamen dış dünyadan soyutlamışken kendini kaç gündür ilk defa bu kadar rahatlamış hissetti.Temiz deniz havası , muhteşem bir deniz manzarası ve kulağında bangır bangır çalan bir şarkı.Hayat bu diye düşündü ama ne yazıkki kimse için hayat böyle değildi bu sadece anlık yaşanan hayatın damakta kalmış tadıydı.Evet evet küçük anların tanımı buydu damakta kalan hayat kırıntıları.Tıpkı en sevdiğiniz çikolatayı ağzınıza attığınızda eriyip sizi bir anlık mutluluğa sürüklemesi ve geride acı tadını bırakması gibi.Şu andada olan buydu.Sadece 20 dakika sonra bu an bitecek ve ardında acıbir burukluk bırakıcak.Ve anın sonu.Genç kız hastaneye 5 metre kala adımlarını ağırlaştırdı, hiç bitmemesini umduğu müziği alçalttı güneş ışınlarının aniden dik bir açıyla gözlerine batmasıyla ellerini gözüne siper ederek alışıncaya kadar öyle tuttu.Bir süre sonra gözlerini açarak kırpıştırdı.Şuan da sevimli ve ateşli bir sarışına benziyordu-her zamankinden daha fazla.Genç kızın üstüne giydiği kırmızı askılı atlet üstüne tam oturuyor ve dolgun göğüslerini açığa çıkarıyordu.Giydiği pantolan ona tam oturmuştu ve ayağını her öne atışında ahengi hissedelebiliyordu.Genç kız izlendiğinin farkında bile olmadan hastaneye girip resepsiyona doğru ilerlerken ayaklarıgeri geri gidiyordu.Aslına bakarsanız eğer vicdanının rahat olacağını bilse bir daha bu hastanenin 100 metre ilerisinden bile geçmezdi oysaki vicdanına yenik düşüp içine kadar girmişti.Genç kız resepsiyona vardığında şarkıyı kapattı ve kulaklıklarını kulağından çıkarttı.

''Sorun nedir?''

Genç kız duyduğu soru üzerine bir kaç dakika duraksadı.Gerçekten ne diyeceğini toparlamak için zamana ihtiyacı vardı.Yüzüne hucum etmek isteyen ateşi engelliyerek-sinirlendiğinde, utandığında ya da yalan söylediğinde böyle olurdu.-söze girdi.

''Ben Nik Simon'un durumunu sormak için gelmiştim''

Genç kız ''tamam sorun yok, sadece ufak bir konuşma görevli nikin hiçbir şeyi olmadığını söyleyecek ve bende vicdanım rahatlamış bir şekilde evime gidicem.''diyerek kendini teskin etmeye çalıştı.

''Evet.. ımm sanırım dün bir kavga sırasında darba maruz kalmıştı.''

''Evet işte o''

Genç kız soruya sanki bir hazine bulmuşcasına atlayarak cevap vermişti.Tepkisine kendiside şaşırarak karşısındaki görevlinin şüphelenmediğinden emin olarak sustu.

Hayvanat Bahçesine Hoşgeldiniz!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin