16. effects of his

180 21 10
                                    

scara'nın hayatı tuhaf, tümsekli bir patikadan ilerliyordu. hayatında olup biten şeyler bir drama filminin sahnelerinden kopmuşçasına gelişiyordu. son aylarda yaşanan şeyleri düşününce, kafasında fazla soru işareti vardı. harbiden bir kediye dönüşmesini dışarıda tuttuğunda bile kafası çorba gibiydi ve ajax'ın varlığı bunun öncül sebebiydi.

ajax üzerine düşünecek çok fazla şey, soracak fazla soru vardı. etki alanıyla ilgili çok tuhaf bir his vardı içinde. bazen en çok güvenebileceği o, bazen en güvenemeyeceği o gibi hissediyordu. onun etrafındayken kontrol kendisindeymiş gibi bir ilüzyona takılıyor ama bal gibi de işler ajax'ın istediği yönde ilerliyordu. şeytan tüyü, kâbil'in işareti... ne denirse densin ajax bir şekilde scara üzerinde korkutucu güçlü bir etkiye sahipti. fazla sırrı vardı ama scara'nın yaralarını çok iyi biliyordu.

scara bütün kozları kendi eliyle teslim etmişti ona. doğru anlarda doğru miktarlarda verilen ilgiyle bir çiçek gibi açılmıştı. ajax'ın bunu bu kadar doğal bir şekilde yapması da ayrı korkutucuydu. aylardır onu izleyip, hatta etrafında dolanıp onu dinlediği zamanlarda bile elde edemediği bilgileri ajax birkaç haftada şıp diye çekmişti. bu çok tuhaftı çünkü ajax'ın kedilere bile satmadığı sırları vardı.

ama içinde bir yan, tıkır tıkır çalışan ve kafasının içinde beynini yiyen bu düşüncelerin ardında hisleri vardı. ve onlar ajax'tan kendine bir zarar gelmeyeceğini söylüyordu. yaralarını bildiğini çünkü onları öpmek istediğini söylüyordu. hakkında bilmediği bu kadar şey varken bile yanında rahat edebileceği yegâne insanın o olduğunu fısıldıyordu. scara'nın ajax'a güvenmemek için, ayakları kalçasına vura vura kaçmak için tonla sebebi olsa da, ajax'ın etrafında olduğu vakitler bu hisse yenik düşüyordu. kördü belki de, ışığa giden bir güveydi.

sırasında gözleri daldığı yerden çekildiğinde yanında oturan mona'nın konuştukları duyulur olmuştu. "... yengeç erkeği diyorum, yengeç erkeği. olur o kadar işte."

scara dalgın gözlerini mona ile buluşturduğunda arkadaşı sesli bir nefes bırakmıştı. "dinlemedin değil mi?"

"yengeç erkeğiymiş." dedi scara biraz mahcup, biraz alaylı. mona göz devirdi. "kızım dikkatli ol. saman altından su yürütür onlar." scara kaşlarını kaldırıp indirdi. evet, bunu fark etmesi için ajax'ın yengeç burcu olduğunu bilmesine gerek yoktu. "her neyse." dedi konuyu kapatmak için, zira kafasının içinde kendi kendine ettiği muhabbet epey yeterliydi.

"bu gece çalıyor musun?" diye sordu mona bu kez. masasının üzerine döktüğü doğal taş takılarını düzene sokmaya çalışıyordu. scara kafasını ona çevirip dudak büktü. "aslında basco'yu arayıp gelemiyorum demek için çok iyi bir zaman."

"basco da kim?"

scara'nın duyduğu ses duymaya alışık olduğu şekilde çıkmıyordu. kafasını çevirip baktığında ajax'ı gördü. kızıl saçları dağılıp birbirine girmiş, yüzü solgundu. duruşu bir tuhaftı, her zamanki canlı hâli yerini yıkılmaya hazırlanan bir bina gibi yorgun bir görünüme bırakmıştı. nefesleri ise düzensizdi... sanki bir hayalet görmüş de okula kadar koşmuş gibi. mona'ya baktığında pek şaşırmış görünmediğini fark etti. ya ondaki durumu görememişti ya da pek umrunda değildi. "scara'nın sugar daddysi-" scara ona uyarıcı bir bakış attığında hafif bir kıkırtıyla sözünü yarıda bırakmıştı. ajax yüzünde anlamaz bir bakışla yan sıradan çektiği sandalyeye oturuverdi. yüzünden geçen rahatlama scara'nın gözünden kaçmamıştı. "öyle bi'şey yok." dedi mona'ya karşı kaşlarını çatıp. "işverenim."

"çalışıyor muydun sen?" ajax'ın hafif şaşkın sorusuyla genç kız ona bakıp biraz düşündü ve sonunda cevap verdi. "ne kadar sayılır bilemiyorum. istediğinde gel çal dedi-"

"...işvereni." mona hain hain sırıtıp az önce açtığı sütü yudumlamaya başladı. sonrasında biraz daha ciddileşip ajax'a baktı. "scara gitar çalıyor, biliyor muydun?"

"yeteneklerinden hiç haberdar değilmişim." ajax yüzündeki ufak gülümsemeyle konuştuğunda scara peşin peşin cevapladı. "konu haberdar olmadığımız şeylerse ben öndeyim basbayağı."

çantasından su matarasını çıkarıp ajax'ın önüne bıraktı. gözlerinde imalı bir bakış, hareketlerinde öfkeli bir keskinlik vardı. "iç, iyi gelir." gözleri kolunun iç tarafında gizlemeye çalıştığı morluğa kaydığında ajax rahatsız bir şekilde kolunu örtmüştü. gergin bir sessizlik baş gösterdi ama sonunda bozan ajax oldu. "çalacak mısın bu akşam peki?"

scara'nın içinden feci şekilde terslemek gelse de sustu, alt dudağını ısırıyordu. sonra bacağının üzerinde bir şey hissetti. soğuk bir dokunuş dizlerinin üzerine kadar çektiği çorapların bitiminde geziyordu. dudaklarını birbirine bastırdı çünkü bu anı yalnızca bu şekilde kontrol edebilirdi. eliyle tenini kavradığında kızarmamış olmak için dua ediyordu. kulaklarına giden kanı adeta duyuyordu.
parmakları çoraplarının içine kâh girdi kâh çıktı. yutkunuşunu saklayamadı, tamam bacağına dokunuyordu ama bu nasıl onu böylesine alt üst edebiliyordu? parmak uçları o kadar soğuk bile değildi, nasıl tüyleri diken diken oluyordu?

ondan tarafa bakarsa oyun biterdi. bu yüzden inat etti. inadı dokunuşları daha yoğun ve etkili hâle getirdi. ajax scara'nın sandalyesini altından tuttu ve onu biraz daha kendine yaklaştırdı. scara  içinden 'eyvah' diye geçirdi. mona telefonuna bakıyormuş gibi yapıyordu ama scara onun titreyen dudaklarını görebiliyordu. bu durumu daha da utanç verici hâle getiriyordu. ajax'ın eli uslanmazca yukarı hareket ettiğinde scara genzinden gelen ufak sese engel olamadı. üzerine çullanan utanç hissi hayatında tümden hissettiğinden farklıydı. ajax'ın bileğini yakalayıp ona kaşlarını çatarak baktı. bakmasaydı daha mı iyi olurdu? o geceki ifadeyle aynıydı bu. scara izin verdiği sürece her şeye hazır bir deli gibi bakıyordu, sınırı olmayan biri gibi.

gözlerini kaçırdı.

"evet çalıyorum." bir kez daha savunmasızdı, bir kez daha deliydi ve bir kez daha şeytana uyuyordu. ajax düzeni bozulan çorabını iyice yukarı çekip düzelti ve eteğini de aynı şekilde güzelce örttü. dirseğini sıraya yaslayıp yanağını yumruğuna dayadı ve gülümsedi. nazik duyulan bir sesle, scara üzerindeki hakimiyetini kutlarcasına cüretkar, bir o kadar da arzulu bir şekilde fısıldadı. "güzel."

scara'nın dudakları aralıktı. hâlâ dokunuşların etkisindeydi ve salak gibi göründüğüne emindi.

"bana mekânı mesaj atarsınız." yerinden kalkıp sandalyeyi eski yerine koyduğunda scara yüzünü elleriyle kapattı.

"demek o seviyedesiniz ha? hiç anlatmıyorsun." mona heyecanlı heyecanlı kendisini dürtünce scara parmaklarının arasından baktı. "pfft. susar mısın?" sonra dudaklarında tuhaf bir sırıtışla ellerini yüzünden çekti. "öyle fena bir şeyi bir de anlatacak mıydım?"

bestfriendi ayak üstü mıncıklanan mona'nın scara'nın su matarasına yansıyan görüntüleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bestfriendi ayak üstü mıncıklanan mona'nın scara'nın su matarasına yansıyan görüntüleri

neyse işte öyle bi bölüm çok bi manası yoh

ben gidiyom

küfür etmeyin bir daha bana banlarım sizi aq

ya da ben de edwrim :>

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

i've got my eye on you [childe x fem!scara]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin